Pahalı markaların gözdeleri burada… Eğitimli kesim öğlen molalarında genelde yemeğini burada yemeyi tercih ediyor.

Açıldığı günden beri popüleritesini koruyor…

Dün yolum buraya düştü… Yaklaşık 2 saat boyunca alt kat senin üst kat benim işlerimi halletmek için koşuşturdum durdum. En nihayetinde açlık ve yorgunluk bastırınca birşeyler atıştırmak ve soluklanmak için kendime bir yer buldum. Kılık kıyafetlerin gayet şık olduğu, gelir düzeylerinin dış görünüşten anlaşılacağı kadar markalarla donanmış birçok kişi sakin sakin öğlen tatillerinin tadını çıkarıyorlardı. İçkisini yudumlayan, kahvesinin keyfini çıkaran, kitabını okuyan, bilgisayarı ile meşgul olan bir dolu insan…

Kahkaha sesleri, çocuk sesleri, çatal bıçak sesleri, hayatın bir başka yanının sesleri inişli çıkışlı kulaklarımızda dolanırken; en alt kata bakıp alkışlayan iki bayan gördüm.

Neyi alkışladıklarını anlayamadım evvela…

Bir anda hemen hemen herkesin ilgi odağı olmayı başaran bu iki bayan alkışlarına birkaç dakika daha devam ettiler.

Kendilerine doğrultan bakışlardan gurur duyarcasına alkışlarını daha da kuvvetlendiren hanımlar elleri yorulunca yerlerine oturdular.

Aşşağıda ne vardı da alkışlıyorlardı diye düşündüm kendi kendime ve hesabı ödedikten sonra eve gitmek üzere yola çıktım.

En alt katta alışveriş merkezinin meydanının önünde bir genç kızımız hareketsizce duruyor ve yerinden kımıldamadan protestosunu gerçekleştiriyordu. Kafasından geçenleri bilmek istedim. İnandığı şeyin peşine gitmek için meydanın önünü tercih eden bu hanım kızımıza ikinci biri eşlik etmiyordu.

Öğrendiğim kadarıyla buraya gelenlerin sayısı günlük ortalama onbeşbin ile yirmibin arası değişiyormuş. Memleketi kızıştırmak, ortamı gerginleştirmek ve karıştırmak için kötü fikirlerini eyleme dökecek kimsecikler olmadığı için sayı olarak kızımız sadece 1 ve alkışlayanlar ise 2 tane idi…

Burası genelleme yapacak olursak, memleketin üst düzeylerinin ve aydın kesim olarak nitelendirilen insanlarımızın gittiği bir alışveriş merkezi idi…

Binler onbinler diye tabir edilen rakamların, içlerinden çürükleri çıkarınca ne kadar olduğu konusunda az çok bir malumat veren bu olay, aslında ülkem insanlarının huzurdan başka birşey aramadığının gerçeğiydi. 

Tekrar söylüyorum, tekrar ediyorum. Aralarına karışan memleket bölücüleri olmasaydı sayıları belki de bine ulaşmayacak Taksim severlerinin istemeden de olsa memleketimdeki karışıklığa verdikleri maal sonucunda dış ülkeler tarafından farklı algılanılmamıza sebep tüm unsurlar iyi niyetle halledilmeyecek şeyler değildi… Kimsenin ekmeğine yağ sürdürmeyelim, güzel vatanımızı olduğundan başka göstermelerine de müsade etmeyelim.

'Sessiz çoğunluk ve azgın azınlık yerlerini bir değiştirse idi Allah muhafaza o zaman ne olurdu?' diye hiç düşündünüz mü?

Güzellikler yakışır bize, bizler güzel insanlarız evelAllah… Çirkin diye birşey yoktur aslında, baktığımız gözün gördüğü ile kalbin algılaması bambaşkadır. Hele ki mevzu bahis 'Vatan' ise heryer bizimdir, heryer güzeldir. Çirkinleştirmek isteyenler amaçlarına ancak başkalarının üzerinden onlara sinsice yaklaşarak eyleme geçebilirler. Oyunlar oyunları doğurur… Ama halkımızdan başka bu oyunu bozacak kimse yoktur.

Biz güzel şeylere gebe olalım.

Bu vatan hepimizin…

Serdem Coşkun - Haber7

Serdemcoskun@gmail.com