' Bugüne kadar böyleydi, bundan sonra da böyle olacak ' diye bir kaide yok. Yıllardır yazmadığım için hata bende…

Yurtdışından misafirlerim geldi. Benim için çok değerli olan bu kalpleri haftasonu sahilde gezdirip, boğaz havası aldırmak istememden daha doğal ne olabilirdi ki?

Nerde bulacaklardı sahil boyunca maviyle yeşilin kucaklaşmasına huzurun bu kadar eşlik ettiği başka bir yer? Şiirlere konu şairlere ilham olan İstanbul'un boğazında sahil boyu saattlerce yürünebilir ya da bir banka oturup karşı tarafa dakikalarca bakılabilir.

Gözlerimin gördüğünü tüm dünya gördüğünden mütevellit İstanbul rüyaların şehri değil mi ki zaten?

İşte ben de bu güzelliğin içinde yaşayan biri olmanın verdiği şerefle, talip olduğum görevi yerine getirmek üzere Ortaköy'den Sarıyer'e kadar misafirlerimi huzurla tanıştırmak ve gördükleri her fevkalade manzara karşısında  yüzlerindeki ifadelerine tanık olmak ve bundan mutluluk duymak için yola koyuldum.

Güzel bir öğlen yemeği iyot kokusu ile birleştikten, etrafımız martıların eşlik etmesi ile şenlendikten ve tabağımızdaki taze balıklar mğidemizdeki yerini bir güzel aldıktan sonra kahvemizi de başka yerde içelim diyerek sahil boyu yürüyüş yapmaya niyetlendik.

Niyetlenmez olaydık… Hisar'dan Yeniköy'e ve ordan Sarıyer'e doğru yolun yayalar için ayrılmış denize komşu kısmında yüzlerce adam güneşleniyor, denize giriyor ve kendilerince eğleniyorlardı. İçlerinde hemcinslerimin yer almamakla isabetli bir karar verdikleri bu manzara yakınlaştıkça çirkinleşiyordu.

Yarıçıplak ve geneli açık renk şortlar giymiş,  tatil keyfi yaşamaya çalışan bu yaşlısından gencine karşıcins topluluğunun etraftakilerin ne düşündüklerini umursamayan tavırları olduğunu söyleyebiliriz.

Sırılsıklam ve giydikleri şortlar bedenlerine tüm hatlarını ortaya çıkartacak şekilde yapışmış bir halde,  trafiğin aktığı sahil yolu üzerinde ellerini kollarını sallayarak üzerlerini pardon şortlarını değiştirmek için araçlarına gitmeleri ve bunu hareket halinde olan arabaların önlerinden salına salına geçerek yapmaları misafirlerimi epey şaşırttı.

Görüntü kirliliği oluşturmalarının yanısıra ıslak ve enerjik bir halde, taşıdıkları tatil kafasıyla etrafta dolanmaları ve sayılarının her geçen gün daha da artması  sahilde yürümek isteyen vatandaşlarımızın hareket alanlarını da kısıtlıyor.

Durum böyle olunca balık tutmaya gelen de rahatsız oluyor, araçlarının içinde sahil boyu tıklık tıklım trafikte gıdım gıdım yol alan da… Görüntü kirliliği de cabası…
Açık renk bir tişörtle koyu renk bir şortla manzara kirliliği ortadan kalkabilir gibime geliyor. Lakin genel çözüm noktasında ne yapılabilir sorusunun cevabı sizlerde…

Biz yakaladık biz tuttuk, siz pişirin, herkes yesin…

Saygı sevgi ve sağlıkla kalın.

Serdem Coşkun Haber7
serdemcoskun@gmail.com