Korkuyorum!
Yaşıtlarının ve dış dünyanın çocuklarımız üzerindeki etkisini hafife almamamız gerektiğini, sanırım herkes biliyordur.
Ebeveynlerin öz kültürlerine sahip çıkarak evlat yetiştirmeleri, yüksek performans gerektiriyor.
''Toplumu oluşturan bireyler, kendi ailelerinin aynasıdır'' sözünden yola çıkarak ''günümüz toplumu'' acınacak haldedir diyebiliriz . Kalem benim, köşe benim (Hamdolsun) , his benim, isyan benim… Kiminiz takdir edecek, kiminiz kusacak, kiminiz çok kızacak. Ben yine de korkak tavuk olmayacağım ve bir yanardağ lavı gibi yavaştan süzülen bu ateşin; farenin üfleyerek kemirmesi şeklinde , tatlı tatlı, bizleri nasıl yok ettiğini ve güzel olan her şeyi sinsice , nasıl yakıp kül ettiğini anlatmaya çalışacağım.
Evde süt bitmişti… Raftan alıp, marketin kasa kuyruğuna girdim. 5 - 6 yaşlarında küçük bir çocuğun, annesine seslenişiyle irkildim: '' Bana bak! Gel buraya dedim! Hemen! '' Eline aldığı şekerlemeleri, koridora saça saça gezinen ufaklığın, meyve sularının olduğu bölüme geldiğinde bir tekmeyle hepsini yere indirdiğine tanık oldum! Annesi, ''bakar mısınız?'' diye markette çalışan gence seslenip, ''burayı temizleyin'' deyince; anladım ki armut dibine düşmüş!
Kadın, ne özür diledi, ne de oğluna davranışının uygun olmadığının açıklamasını yaptı. Ben olsam, çoktan yerdeki meyve sularını tekrar dizmeye başlamış, bin bir özrü ardı ardına sıralamış, oğlanı da kolundan tuttuğum gibi şöyle bir silkelemiştim!
''Edep Haktan, terbiye aileden'' derler bizim oralarda… Çocuk, elle yoğrulan hamur gibidir. Şeklini; bir yaşa kadar aileler verir, tabi ki Allah'ın izniyle. Ki o şekil; o çocuğun ileride temel taşı olacaktır. Sonrasında, hayat şartları, sosyal ortamı, iç dünyası hepsi bir araya toplanır ve rötuşlar ölene kadar devam eder…
Mevzuumuz; derin, durumumuz çok trajik, halimiz ise neredeyse berbat. O minicik kulaklar, herşeyi sansürsüz işitmeye başladı ve o parlak gözler kirli ekranları takip ediyor. İlkokul öncesi dönemini, 'çocuk'' gibi yaşayamayan çocuklarımızdan söz ediyorum. Saygı, tarihe karışırken, bizden bir kuşak sonrasının hali içler acısı olmaz inşallah!
Elinde benzin bidonuyla babasını ve kendisini yakmak isteyen Mete, günlerce konuşuldu memleketimde ve birçok gencin isyanına çanak tuttu. Asilik; delikanlılık diye adlandırılmaya başlandı ve şanlı tarihimiz; reyting canavarının elinde şekilden şekle sokuldu. Halkımızın dengesini bozacak ne varsa ekranlara taşınırken, etkisi toplumsal olaylarda vücut bulmaya başladı.
Ailesinin kendisini anlamadığını savunan gençlerin, kötü alışkanlıklara meyilli olması, dizilere taşınınca, özendiricilik de bu fotoğrafın içinde yerini aldı. Abudik gubidik programlar sayesinde, okul çağına erişmemiş çocuklar bile, aşk meşk nedir biliyor artık .
Silkelenip, kendimize gelmemiz gerekirken, malesef kontrolü iyiden iyiye kaybeder olduk. Şeklimiz, şemalimiz, cümlelerimiz, tepkilerimiz hepsi alıntı, hepsi çalıntı oldu! Okumaktan yoksunuz ama maşallah ekrandaki hiç bir diziyi kaçırmıyoruz.
Yardıma ihtiyacımız var…
Kendimden örneklemem gerekirse; ağzımdan çıkan kelimeleri, oğlumdan duyar oldum… ''Pardon, garson bey bakar mısınız?''dan tutun ''Anne, ne kadar sopalık bir araba değil mi?'' ye kadar daha neler neler…
Vicdanımı neşter yapıp, anne yanımı masaya yatırdım. “Evladım için neler yapıyorum?” sorusuna yanıtım; ''elimden geleni yapıyor muyum acaba?'' oldu.
Bizim evimizde hala birçok programa yasak vardır ve saat 8 buçuk olduğu zaman yatmaya gidilir. Uyumadan önce biraz sohbet edilir, dualarımız okunur ve muhakkak şükredilir. Genel ahlak kuralları geçilmez, aşılmaz ve uygulanır. ''Gerisi Allah’a kalmış '' deriz, öyle yumarız gözlerimizi geceye. Her yeni gelen gün ise doğruları ve yanlışlarıyla karşılar bizleri.
Mesela geçenlerde, okul dönüşü bana Azra Akın'ı tanıyıp tanımadığımı sordu . Çok şaşırdım doğrusu ve ne diyeceğimi bilemedim bi an için. ''Arkadaşım söyledi çok güzel dans ediyormuş anne, ben de seyredebilir miyim?'' deyiverdi benim mercimek suratlım. Bunlar masum sorular …Şimdilik...
Hala tedarikli olamadığım konular var ki uykularımı kaçırıyor. Neyi, nasıl anlatmalıyım ben? Toplum almış başını, dangul dungul giderken ''sen bu yoldan git evlat, diğerlerinin gittiği yol, yol değil!” desem, ne demek istediğimi anlaması eminim yıllarını alacak . Öncesinde kafası karışacak, sonrasında ekranlar başka söyleyecek, arkadaşlar başka, toplum başka…
Korkuyorum… Beyaz - beyaz değil sanki artık ama kara çok kara çok!
Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com
-
Milli Irade 14 yıl önce Şikayet EtCocuklara Islam ahlakini gosterin. Islamin ahlak kurallari vardir, bu kurallari nesillerimize islemeli. Mesela Islam ilmihalinde (Omer Nasuhi Hocanin) islam ahlaki ile ilgili kisimdaki her bir kelimeyi ailecek 15 dakika ogrenmeli. Boylece yavas yavas islam ahlak kurallarini cocuklara ab-i hayat olarak vermis oluruz ve bizlerde istifade ederiz. Anne ve baba ne kadar bunda sorumlular degil mi?Beğen
-
İhsan Efendioğlu 14 yıl önce Şikayet EtHEPİMİZİN YARASI. Serdem Hanım, yazınızı seçme yazılardan alıntı yapan güzel bir siteden öğrendim. Çok güzel konulara temas etmişsiniz. çocuklarımızın üzerine ne kadar düşsek de bunlardan alıkoymak giderek zorlaşıyor. Terbiye önce ailede başlar... doğru. Sonra okulda.. Ancak çocuklarımız bir çok şeyi dizilerden öğreniyor. okulda bilenler bilmeyenlere anlatyor. ACİLEN KARMA EĞİTİMDEN VAZGEÇİLMELİ, EN AZINDAN AİLELERE TERCİH HAKKI TANINMALI.Beğen
-
Erkan 14 yıl önce Şikayet Etİnterdert li Kardeşim. Allah razı olsun, doğru olan budur. Allah cc ile sohbet etmek isteyen Kuran okur. En iyi Mürebbiye odur.Beğen
-
interdert 14 yıl önce Şikayet EtÇocuklarınızla Kuran okuyun. Alın elinize Kuran ı, mealinden, baştan başlayarak hergün birkaç sayfa beraberce okuyun. Açıklayın onlara zaten açıklanmış olan ayetleri. Açıklamasanız da olur. Bitirince tekrar başlarsanız daha iyi olur. Ama bir kere bitirince bile dinlerini öğrenirler. Ve onların olgunlaştığını görürsünüz. Kuran la tanıştırın onları, ki O ndan daha güzel arkadaş mı var?Beğen
-
Erkan 14 yıl önce Şikayet EtZÜRRİYETİMİZ VE GELİŞEN DÜNYA. Dünya geliştikçe ve değiştikçe, vahşi yaşama adım adım yaklaşılıyor. Buna gelişme yada terakki denebilirmi düşünelim biraz. Gelişme, sadece fiziki bir olgu değil, imani, ahlaki ve ailevi ögelerinde inkişafı elzemdir. Yoksa şu an yaşananlar vaki olurki, adı VAHŞİLEŞME DİR. hayvanları ehlileştir, zürriyetini vahşileştir ! bu nasıl akıldır, bu nasıl hayattır ? Rabbim bizi ve zürriyetimizi güç yetiremeyeceğimiz akıbetlerden muaf eylesin ve korusun inşAllah cc. Dünyaca Toplu yıkılıştan gayrı çözüm yok gibi !!!Beğen