Serdem Coşkun
Serdem Coşkun
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

O ne biçim eleştiri değerli okur?

GİRİŞ 19.05.2011 GÜNCELLEME 19.05.2011 YAZARLAR

Sabah saat 07. 45... Oğlumu okula yollayalı 5 dakika oldu. Pencereden el sallayıp içeri giriyordum ki, alt komşum seslendi...

-  Serdem!

- Ayşe abla nasılsın? Günaydın

- İyiyim hamd olsun... Sen?

- Gel kahve yapayım. İki lafın belini kıralım.

- Dur üstüme birşey alayım, geliyorum...

Bizim burada, Cumartesi günleri Pazar kurulur. Mutfak alışverişini büyük keyifle yaparım. Ayıptır söylemesi, taze fasulye aldım. Mis gibi kokuyordu, yeşil mi yeşil...

“Kaan’ımı okula yolladıktan sonra, zeytinyağlı yaparım” deyip fasulyeleri erkenden suya koymuştum. Bir çay demledim. Komşum için...

Misafirlerimi mutfağımda ağarlarım genelde...Daha aydınlık ve ferah... Ayşe ablam geldi oturdu. Anahtarlığını masanın üstüne koydu, tülbendini gevşetti, sırtını koltuğa yasladı.

- Mis gibi kokuyor fasulye mi bu?

- Bizim pazardan aldım Ayşe abla... Keşke sana da alsaydım.

- Getir bakayım, bir de bıçak...

Çayını koydum, hem sohbet ediyor, hem de bir yandan ince ince fasulyeleri özenle doğruyordu. Evin içine bir sıcaklık doldu... Huzur yanı başımıza oturdu ve biz Ayşe ablamla yüreklerimizin konuştuğu bir komşu sohbeti yaptık.

“Kolay değil uğraşıp duruyorsun. Allah yardımcın olsun” dedi bana... Her namazında dua ediyormuş benim için de...

İki yıl öncesine gittim bir an... Daha yeni taşınmıştım. Elinde koca bir kekle kapımı çalmıştı. İlk kez orda görmüştüm alt komşumu ve gözlerindeki samimi bakışla tanışmıştım. “Ben Ayşe” demişti, içeri buyur etmiştim.

“Şimdi yorgun olursunuz, bu teranede yemek de yapamazsınız diye düşündüm” diyerek keki elime tutuşturmuş, iki dakika durup gitmişti.

Dili dualı Ayşe ablam, azla kanaat ede ede ev sahibi olmuş ve beyi başının tacı... Evine 30 kişi gelse, bir anda sofra kurar ve kimse aç kalmaz o masada... Tutumlu, istikrarlı, art niyetsiz bir kadın.

Allah bağışlasın, edepli adaplı da bir oğlu var. Şimdi asker...

Ramazan ayında, Ordu'ya fındık toplamaya gideceklermiş. Bana Ordu'yu bir anlattı ki , ciğerlerime çektim sanki o yemyeşil yerlerin havasını...

Misafir ağırlamayı, Allah'ın bir lütfu olarak gören komşum, ne zaman evine gitsem dünyaları serer önüme... Bir huzurludur ki evi, size anlatamam.

Şimdi, “ne anlatıyorsun, niye anlatıyorsun, neden anlatıyorsun?” diyebilirsiniz... Dinleyin o halde... Dün akşam, özel bir ödül törenine iştirak eden ve sahte yüzlerin içerisinde havasız kalan ben, sabah sabah evimdeki organik ortamı sağlayan kalbin sahibini sizlere anlatmadan geçmek istemedim.

Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış. İyi komşu, canına can katarmış.

Geçenlerde programıma konuk ettiğim eski İstanbul müftü yardımcısı Yusuf Kavaklı Hocam, yan komşusunun evliliğine nazar ettiğini düşünen izleyicimin sorusuna şöyle yanıt buyurdu.

Nazar insanı mezara, hayvanı mezada götürürmüş! Hurafe deyip geçmeyiniz, rica edeceğim. Enerji diyelim modern kelimelerle o halde... Ben inanıyorum insanların pozitif ya da negatif gönderilerinin , kişi üzerinde hayat bulacağına... Bu sebeptendir ki, mütevazı yaşam içersinde nazar almak ihtimali daha azdır.

Ölçü mühim mesele... Hayata karşı, topluma karşı ölçülü olmak her babayiğidin de harcı değildir ayrıca...

“Komşudan nazara nasıl bağladın Serdem?” Durun, daha bakın nereye bağlayacağım!

Yazılarımı okuyan siz değerli kalpler; yaptığımı düşündüğünüz yanlış, yanlışlığının doğruluğuna inandığım şeyleri, kendi meslek birliğimden insanları kapsıyor hatta kendimi kapsıyor dahi olsa kaleme almam mı?

Madem bu kadar “tü, tü! Kaka!”, o halde sen neden televizyonlara çıkıyorsun, niçin müzik yapıyorsun, radyo programı hazırlıyorsun diyenlere bir çift sözüm olacak.

Öfke ile icramı takip edenleriniz arasında, canımı yakan ve tesirli cümleler kuranlarınız sanıyor mu ki ben taştanım? İdraki içersinde olduğum şeyleri yazarken, neden beni özgür bırakmıyorsunuz?

Yoksa ahlak kuralları içersinde savunduğunuz eleştirileriniz de, size yanlış gelen benim başımın açık veya kapalı olması mı? Ya ben sizin alt komşunuz olsa idim ve elimde bir tabak yemek, yeni taşındınız yorulmuşsunuzdur diye kapınızı çalsa idim? Ruju var, başı açık deyip beni evinize buyur etmeyecek miydiniz? Ya da ettikten sonra, ahaliye kötü komşu diye mi bahsedecektiniz?

Beterin beteri vardır derler... Ben sınırlarımı genel ahlak kuralları içersinde düşe kalka belirleyeme çalışan aciz bir kulum. Sofistike yaklaşımlarım olmadığı gibi, politik esinlenmelerim de yok.

Yazdıklarım size ters ya da çok edebi gelmeyebilir ama benim özel yaşantımla bağdaştırıp bu şekilde önüme koyma hakkınız yok. Akşam yatarken hamd ederim, sabah kalkar şükrederim. Sinemaya giderim, çekirdek çitlerim. Gülerim, ağlarım... Hakkaniyetle yaşamaya, insanlık vazifelerimi yerine getirmek için, nefsimle mücadeleye kalkmışken, sizlerle mücadele etmek de ne ola ki?

Bana, iyi komşu muamelesi yapınız çok rica ediyorum... Ha yapamıyor musunuz? Peki o halde, insan muamelesi yapınız...!

Geneli tenzih ettim... Ama birkaç okur içindir bu sözlerim... Teşekkür ederim...

Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com

YORUMLAR 14 TÜMÜ
  • Hakan Can 14 yıl önce Şikayet Et
    Dua Kabul Edin Serdem Hanım. Hepimizin kusuru çok. Küçükken, 9-10 yaşlarımda etrafımdaki akrabalarıma bakar, keşke hepsi de beş vakit namazında, abdestinde olsalar diye içimden geçirirdim. 30-35 yıl geçti aradan. Bir kısmı ahirete göçtü. Ama o zaman ne idiyseler, neredeyse hepsi de şimdi aynılar. Ben de hala, aynı hayali kurmakta, aynı duaları etmekteyim. Nasip kısmet meselesi deyip geçiyoruz.
    Cevapla
  • Adem Oğlu 14 yıl önce Şikayet Et
    Bence Dikkate Almayın onları. Hatta okumayın bile. Silin gitsin. Onları muhatap alarak da lütfen yazmayın. Biz de üzülüyoruz. Allah yolunu açık etsin.
    Cevapla
  • Aslantepeli 14 yıl önce Şikayet Et
    'Nefsimle mucadele etmeye ....' demis Serdem Hanim. Bu mucadelede kadinlarin isi cok zor. Umarim muaffak olursunuz. Saygilar
    Cevapla
  • TiGeRiTo 14 yıl önce Şikayet Et
    herkesin okuru var. Serdem Hanım, farklı bir kategoride haber7 de yazılar yazıyor. Arasıra okuyorum, genelde beğenirim. Neye bakarak yazarın özeli hakkında yorum yapıyorsunuz ki. Adı üzerinde -özeli-. Herşeyin bir alıcısı var, herşeyin bir amacı var unutmayın! Beğenirseniz okuyun beğenmezseniz okumayın vesselam!
    Cevapla
  • serhat emin 14 yıl önce Şikayet Et
    zahir. zahir dış görünüm demektir.görünüşüne bakıp zahire bakmamak nasılmış değerli filozofumuz açıklasın.müslüman zahire bakabilir kimsenin kalbini,inancını ölçebilen alet henüz geliştirilmedi.namaz kılmayan,içki içen samimi bir dindar da olabilir size göre her yol ankara.ben yazara yazmıştım hakaret de etmedim kimse avukatlık yapmasa da olurdu.bir yazara yorumumu yazarken icazet almamız mı gerekiyor?önce sözcüklerin anlamını öğrenip sonra yoruma yorum yapın en azından...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle