Kendime inanamıyorum
Ben, bana inanamıyorum. Bu yazımda kendimi masaya yatırmak istiyorum. Bazen söylemlerimle ters düşüyorum ama insanlık hali deyip, infaz etmiyorum şahsımı...
Sevdiğim bir kardeşim olan Davut Güloğlu’nun yapmış olduğu sabah kuşağının konuğuydum... Sağ olsun sevenler beni yalnız bırakmadılar. Güzel geçen saatlerin ardından sabah kahvaltısı yapmadığımın farkına öğlen saat 15.00 sıralarında vardım. Bir kaşarlı tost söyledim, yanına da ayran... Sonra bir de üstüne (ayıptır söylemesi) çikolatalı gofret ...
Son zamanlarda yoğun çalışma temposuna ayak uyduramayan yemek yeme alışkanlığım, sonunda yerini ayak üstü atıştırmalara bıraktı. Beni de kendilerine benzettiler. Kimler? Hani o, böyle yemek yeme alışkanlığı mı olurmuş dediklerim ve yapmayın etmeyin diye uyardıklarım.
Eve geleli bir saat olmuştu. Dolapta kurufasulyem ve pilavım vardı. Çok saçma bir yazı gibi gelmesin size, lütfen sonuna kadar okumaya devam. Velhasılkelam, ben kendime ekmek arası bir ziyafet çektim. İçinde mayonezinden tutun da, turşusuna kadar, kızarmış tavuklu bir sandviçten söz ediyorum sizlere.
Ama en kısa zamanda buna bir çözüm bulacağım.
Elimde olmayan sebeplerden dolayı bu böyle oldu demeyi çok isterdim ama hayır öyle olmadı. İtiraf etmeliyim ki, işin kolayına kaçtım.
Karnımın ağrısından yazımı yazmakta zorlanıyorum ve son bir haftadır ne kadar uyku uyusam da gözlerimin altında koca koca kara halkalar hakimiyet ilan etmiş durumdalar. Pek bir asabiyim, pek bir homur homur... Sormayın gitsin.
Yani demem şu ki; şu ayak üstü atıştırmalar yüzünden kimyam değişti. Zaten bu da son ziyafetimdi sağlıksız çektiğim.
Yarın sabah nasipse, uyanır uyanmaz kendime güzel bir kahvaltı hazırlayacağım. Doktor bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine kendime yeni bir beslenme tablosu çizdim. İşlerim ne kadar yoğun olursa olsun, şu ayak üstü yemek yemelere bir son vereceğim. Sabah kahvaltılarımı, gerekirse 1 saat daha erken kalkıp, üşenmeden hazırlayacağım. Bu şekilde beslenmek benim bunca yıllık hayatımda, normal şartlarda hiç adetim değil.
Çirkinleştim onca abur cubur yüzünden ve bizim ufaklık yaz okulunda olduğu için, ben iyiden iyiye boşladım bu düzenli yemek yeme alışkanlığımı.
Evet, dilerseniz konumuzun en can alıcı bölümüne geçelim artık...
Yaz ayları için mükemmel bir menü sunacağım sizlere ve yarın sabahtan tezi yok başlayacağım uygulamaya.
Kolestrolu olmayan biri olarak gün aşırı yumurtayı, sabah kahvaltılarımda şart koydum. Bu arada, kemik erimesi olan bayanlara haşlanmış yumurtanın beyazını hapur hupur yemelerini şiddetle tavsiye ediyorum.Tam buğday ekmeği ama iki dilim, yanında az yağlı iki parmak kalınlığında beyaz peynir... İki ya da üç zeytin ama fazlası yasak. Zeytin içinde tuz ihtiva ettiğinden, vucudunuzda suyu tutacaktır. Bu da sizi olduğunuzdan daha şişman gösterecektir.
Maydanoz ve domates...
Bu ikili, size sabahları çok iyi gelecek. Hem ödemizini atmanıza yardımcı olacak hem de vucudunuzdan toksinleri atmanızı sağlayacak.
Kahvaltı da et ürünlerini önermiyorlar ve bence de çok haklılar. Tereyağında kızarttığınız sucukları sıcağı sıcağına yemek elbette çok albenili...Ama gelin bir de o tereyağlı sucuğu, soğukken yemeye çalışın. Donmuş yağ damağınıza yapışır ve ne yaparsanız yapın o rahatsız edici donuk kayganlık gitmez kolay kolay ağzınızın içinden. İşte o sıcak tereyağlı sucuk, miğdenizde bir müddet sonra zaten o hale geliyor.
Hele bu yaz aylarında inanın sisteminize bu tip ağır yüklemelere gerek yok. Çayınızı beyaz şeker yerine, esmer şekerle tatlandırmaya ne dersiniz ? Peki, hadi bal olsun madem öyle...
Geldik öğlen yemeğine... Kızartma yok söz verin. Bir kase yoğurt, üzerine az limon suyu oh mis gibi. Yanında, haşlama tavuk eti ama yağsız kısmından. Avuç içi kadar olsun bir zahmet. Tavukları haşladığınız suyun içine havuçlarınızı sonra bezelyelerinizi bırakın yavaş yavaş. Pilav milav yok. Yeşillikler ekmek yerine yenecek. Surat buruşturmayın, burun kıvırmayım. Öğlen yemeğinden sonra bir tabak kayısı hoşafı höpürdetince, bakın görün ne kadar doymuş olacak karnişkonuz.
İkindi de şöyle az pişmiş bir sebze yemeğine ne dersiniz? Artık canınız taze fasulye, ıspanak, bamya, enginar, pırasa hangisini isterse buyrun haşlayın. Zeytinyağı tercihiniz olmalı. Ama yalnızca kuçuk bir çay kaşığı.
Tuz yerine kaya ya da himalaya tuzu kullanmayı ihmal etmiyoruz.
Ne o, beğenmediniz mi?
Valla siz bilirsiniz... Ben geri kalanı da tamamlayayım. En azından vicdanım rahat olsun.
Öğün aralarında bir iki ceviz, fındık ve incir hiç fena olmaz. Ama muhakkak öncesi ve sonrasında birer bardak su... Burası en can alıcı püf noktamız.
İkindide bir kase yoğurt ve yanında birkaç hurma...
Akşam yemeğini 8'den önce hazırlamış ve yemiş olmak durumundayız. Asitli içecekler yok. Çorbanız, etli yemeğiniz salatanız olsun masanızda ama lütfen doymadan kalkınız.
-
İbrahim Dursun 14 yıl önce Şikayet EtKAHVALTINIZ AFİYET OLSUN DA... Peki!Bu yaptığınız hazırlıklar neticesi hazırlamayı düşündüğünüz kahvaltıda kaç kalori alacağınızı hesapladınız mı?-Nekadar kalori alacağınızı ve almanız gerektiğini biliyor musunuz?!Yoksa rastgele mi?Ha birde..Kahvaltıyı yalnız mı, kiminle beraber yapıyorsunuz?!VesSELAMBeğen
-
ALAİ KOC 14 yıl önce Şikayet EtO KADARINA DA MECBUR DEĞİLSİNİZ.... Acıdım inan halinize..Gelin size izin verirseniz güzel bir balık ikram edeyim.Hem faydalı hem de lezizdir.Eza etmeyin kendinize...Beğen