Yarı çıplak, yırtık çorap
Hava soğuk mu soğuktu… Dişlerimin birbirine vuruş sesini gayet net duyuyordum ve arabama kadar yürürken, iliklerime kadar buz kesmiştim bile…
Kontağı çalıştırıp park yerinden çıkarken… İlk gözüme takılan şey bir çift, yırtılmış çorabın ısıtmaya çalıştığı ayak olmuştu. Kirlenmiş bir battaniyenin altından dışarı çıkmış bu ayakların sahibinin kaldırımda uzanmış, neredeyse çıplak bedeni, beni beynimden vurdu.
Kar taneleri, çivi gibi teker teker düşerken sokaklara, merdiven altında ve hem de bizim sitenin hemen yan tarafında ,soğuktan donarak bir köşede barınmaya çalışan bu insan; en az 70 yaşında idi.
Ev soğuk mu acaba? Biraz daha mı kombinin ısısı arttırsam diye düşünürken ben…
Yüzüme tokat gibi vurdu o yaşlı adamın çaresizliği…
Allah’ım… Büyük Allah’ım diye diye gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Acaba dün geceden beri mi buradaydı? Ben evimde sıcak çayımı yudumlarken, yan sokağımda kaldırımların ölümcül soğuğunda, üzerinde incecik bir battaniye ile hayatta kalmaya çalışan bu yaşlı beden, ne zamandır bu halde idi?
Benden önce gören olmamış mıydı?
Ya da gören oldu da görmezden mi gelmişti?
İlk aradığım numara 155 oldu. Sokakta kalan kimsesizler için hangi numarayı aramam lazımdı diye sordum telefonuma yanıt veren memura…
153’ü arayabileceğimi söyledi ya da İlçemin Zabıtasını… Büyük Şehir Belediyesini de arayabilirmişim.
153 düşmedi. Arabanın içersinde bir yandan arama yapıyor bir yandan da daha başka elimden ne gelebilir diye düşünüyordum. Yiyecek bir şeyler almak için, en iyisi üst sokaktaki bakkala gideyim ve sonra yaşlı amcanın karnını doyurayım dedim kendi kendime. Tam rampayı çıkarken, İki polis memuru kardeşimi asayiş arabasının içinde gördüm. Daha mutlusu yoktu benden o esnada ve hemen arabadan inip, koşa koşa yanlarına gittim.
- Günaydın Memur Bey
-Günaydın
-Bizim sitenin hemen yan tarafında, sokakta barınan kimsesiz yaşlı bir amca var. Onu götürebileceğim bir yer var mıdır? Ya da siz yardım edebilir misiniz?
Allah razı olsun her ikisinden de… Büyük Şehir Belediyesini aradılar ve filanca adreste böyle böyle bir durum var bilginize diye haberdar ettiler.
Bana da, takip edebilmem için numarayı verdiler.
Ben tekrar yaşlı amcanın yanına gitmek için yola koyuldum, biraz da erzak aldım karnını doyurması için…
Heyecanlı bir sürüşten sonra, evin oraya vardım. Halen o yaşlı amcayı gören ya da bir tas çorba veren yok idi anlaşılan…
Ne hazindir ki, işte bu kadar bakıyoruz etrafımıza ve görmek istediklerimi görüyoruz sadece…
İşin en can alıcı kısmı ise şuydu…
Merdiven altında yatan o amcanın, biraz uzağında küçük bir kulübede, soğuktan korunan sokak köpeğinin bana bakışını unutmayacağım. Sanki kendisini suçlu hissediyor gibiydi… Yaşlı amca kaldırımda, o ise kulübesinde!...
Birileri o sokak köpeği için, derme çatma 3 tahtayı çivileyip başını sokacak bir yer yapmıştı. Ama o garibim yaşlı beden, böyle bir lüksten mahrum kalmıştı…
Velhasılkelam; soğuktan donması an meselesi olan yaşlı amcayı bir saat içersinde gelip, aldılar. Bana da bilgi verdiler. Hatta orada çalışan zabıta Veysel Bey şöyle dedi…
-Merak etmeyin Serdem Hanım, ben size bilgi vereceğim… Keşke ekranlardan tanıdığımız herkes sizin gibi olsa…
Sevmiyorum seni Şöhret… Söylüyorum da her defasında amma velakin, eğer ki böyle meselelerde kapı açmaya bir nebze katkısı bulunuyorsa razıyım kederine senin…
Büyük Şehir Belediyesinde konuştuğum o güzel kalplere, bu haftaki yazımda olanı biteni anlatacağımı ve çam sakızı çoban armağanı teşekkürlerimi sunacağımı söylediğimde;
-‘Görevimiz.’Dediler…
Sarıyer Belediyesi Zabıtası ile ortak çalışmaları sonucunda yaşlı amca, bir sonra ki güne gözünü; sıcak bir yatakta ve karnı tok açtı.
Kendime madalya takmadım. Kimse yanlış anlamasın!...
Yaptığım iyiliği de anlatmıyorum!...
Allah razı olsun Devlet'imizden…
Belediye'me teşekkür ediyorum sadece… O kaldırımda yatan kişi ben de olabilirdim ki gelecek neyi gösterir kimse bilemez!...
Birileri yazacak ki; birileri hatırlayacak…
Kötüyü anlatıp yazarken iyi, peki ya iyinin hakkını da vermek gerekmez mi?
İşte o ‘İyi’nin irtibat numarası: 0-212-449 40 00 İstanbul Büyük Şehir Belediyesi

Sokakta gördüğümüz, bir köşeye kıvrılmış her kim olursa olsun… Arayınız ve bildiriniz.
Unutmayın!...
Her neyiniz var ise, sahibi siz değilsiniz…
Hastalık ta emanet, sağlık ta emanet…
İster şükür ister şaşırıp isyan et...
Ama unutma can da emanet canan da emanet!..
İyisi mi, sen sen ol, hava soğuk, sıcak fark etmez...
Düşküne elinden geldiğince YARDIM ET…
Emanete etme Hiyanet!...
Saygılar...
Serdem Coşkun - Haber 7
serdemcoskun@gmail.com
-
MURAT KARAKUŞ 13 yıl önce Şikayet Etangelina jolie???. Merhametli ve şöhretli yazar sen adamı o halde gördüğünde bir hastaneyi aramak,soğuktan donmuş adamı tedavi ettirmek aklına gelmedi mi?Ya da aracına bindirmek ve en yakın lokantaya götürmek aklına gelmedi mi?Yakındalarda bakkal arayıp erzak almışsın vay beeeee ne büyük marifet.Yaptığın iyiliği anlattıktan sonra bunun ne hayrı var neye hayrı var?Kendini şirin gösterme gayretinden vazgeç.Zira hala kendini şöhretli hissetmen senin bütün şirinliğini yerin en dibine sokuyor ne yazık ki...Beğen
-
bilal redkit 13 yıl önce Şikayet Et:). ilahi yazar hanim... hep sasirtiyorsun beniii! bakalim haftaya ne koyucan tezgahina... merakla bekliyorum!Beğen
-
noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Etkanal 7 izlemiyorsunuz o zaman. kimi medya dünyasını tlvzy da haber sunan spikerlerden ibaret sanıyor. ilgi alanlarımıza göre tanıyoruz ya da tanımıyoruz şöhretleri.dizi oyuncuları mesela edebiyatın ağır toplarından daha meşhur.dün gülay göktürkle karşılaştım pastanenin önünde oturuyodu -bu arada haber7nin takipçilerinden- biz konuşurken dükkanlara bıçak bileyleyen amca girdi pastaneye, o da döndü hoş bir jestle merhaba dedi yazara.Beğen
-
mustafa ulvi 13 yıl önce Şikayet Etsevgili yazar... seni biz ekranlardan tanımıyoruz. nasıl olmuş da zabıta tanımış hayret. üstelik haber7'ye her gün giriyorum. adınızı ve yazınızı da bugün okudum. merhametinize gelince, şöhretli olduğunuzu sanarak beni hakkatten çok güldürdünüz.Beğen
-
fcamcı 13 yıl önce Şikayet Et'Marifet İltifata Tabidir' niyetiyle Teşekkür ediyorum.. "Sevmiyorum seni Şöhret Söylüyorum da her defasında amma velakin, eğer ki böyle meselelerde kapı açmaya bir nebze katkısı bulunuyorsa razıyım kederine senin " Teşekkür ediyorum.Beğen