Ziyaretçilerin bu merağı göz yaşarttı. Standların önü doldu taştı ve memleketim insanı fotoğraf çekme konusunda ne kadar yetenekli olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Arabalara pardon arabaların yanlarında duran bu manken bayanlara olan ilgi beni bile duygulandırdı! Ne kadar merhametli insanlarız bizler maşaAllah. Gençlerden 'Yoruldunuz mu?' sorusu bile geldi.
Tüm gün ayakta dikilen ve akşam saatlerine doğru yorgunlukları yüzlerinden okunan bu kızlara kimse 'Düz papuçlar giyin' demez zaten. Neden? Çünkü amaç, seksi görünmelerini sağlamak. Yani arabalar hikaye...
Araba alan kişilerin hayallerinde böyle hatun tiplemeleri olduklarına inanan sektörün kıt kafalıları illa ki yabancı memleketlerin çakma sergilerini bizim tarzımıza da uygulamak için kendilerini paralayacaklar.
Peki bu 'Hatun' tiplemesi nasıl olmalıdır? Yüksek topuklu ayakkabılar, mini elbise, eklerle uzatılmış ya en koyusundan siyak ya da en cırtlağından sarı renkte saçlar, bol makyaj, kırmızı ruj... Aslında çok basit ama ilk görüşte albenisi olduğunu düşünenlere çok cool!.

Saatlerce mankenlik yapıp, oldukları yerde duran ve arabalar hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmayan bu kızların bir kısmı yabancı uyruklu, bir kısmı manken olmaya hevesli ama henüz tam olarak nasıl duracağını bilemeyen ülkem bayanlarıydı.

Ahval; hem içler acısı hem çok komikti... Kedi gibi bir kase sütün etrafında dolanan mırıl mırıl ama yılışkan tiplerden öyle çok vardı ki...

Meğer yurdum insanımın ne kadar da çok sevap işleyesi varmış. Hatta 'Güzele bakmak sevaptır' geyiğinden yola çıkacak olursak bu showlar sayesinde 'Cennet' dolup taşacak diyebiliriz.
Kalabalık içersinde kulağımıza gelen seslerden birkaç tanesi şöyleydi;

'Gülümser misiniz !'
'Kızlar, yüreğim sızlar.'
'El sallayabilir misin?'

Genç; arkadaşını çağırıyor yanına... 'Gel gel, bu taraftaki daha güzel.'
Cep telefonları havada, fotoğraf çekmeye ayarlanmış ama neredeyse hiç birinde arabalar yok.
Her stantta bir veya birkaç genç kız arabaların kenarlarına yaslanmış, meraklı araba severlerin karşısında poz veriyordu.

Maksat arabaları tanıtmak...

Haksızlık yapmayayım elbette ki sadece arabaları görmek için gelenler de vardı. Zaten onları o topluluk içersinde ayırt etmeniz çok olasıydı. İnanın anında durumu kavrıyorsunuz.
Peki soruyorum sizlere; Arabaların yanlarına bu kızları neden koyarlar?

Yahu, araba kullanan bayanların çoğu topuklu ayakkabılarını bilhassa çıkartıp düz papuçlar giyip araç kullanmaya ve arabalarından indikten sonra tekrar topuklu ayakkabIlarını giymeye özen gösterirken, bu showlar nasıl bir mantığın tezahüdür?

İnsanımızın; o şık arabalarla ile kurdukları hayali bağa sokulan bu şatafatlı hatunlar da neyin nesi?
Koysanıza oraya iki çocuk ve hanımhanımcık bir bayan... Yok ama öyle nasıl satacak arabayı? Aile arabaları diye adlandırmışlar lakin yanlarında duran kızlar diskodan çıkma!

Yine aç olan kısmı doyurmaktı mesele... Bu cinsellik teması odak noktası olmaktan çıkmadığı müddetçe bizden bir halt olmayacak.

Acaba diyorum, madem böyle bir açlık var ve buna rağbet gayet çok. Bu kızların eline birer kitap versek ve sokağa salsak... Kitap okuma alışkanlığımız için bir faydası sağlar mı dersiniz ? Kitaplar bahane kızlar şahane falan fişman derken o arada insanların elleri kolları kitapla tanışmış olmaz mı? Göz aşinalığı dahi olsa kardır.

Şaka bir yana gidiş hat bundan ibaret.

Ha bir de Dünya insanının rağbet ettiği köpükler içinde araba yıkayan bikinili kızlar fantazisi var. Yakında o da gelir mi acaba bizim buralara? Daha başımıza neler yağacak bakalım bundan fazla?
Kısaca; araba maraba hikaye kızları görmekti tüm mesele... Görenlerin başları göğe erdi ve ordan üç çürük elma düştü... Biri ona biri şuna biri de show'da manken kıza telefon numarasını soran parmağında kutsal halkası olan adama...

Serdem Coşkun Haber7
serdemcoskun@gmail.com