Genelde çocukları okula yolladıktan sonra kendini evine adayan annelerin işleri bitince yapacağı öncelikli şey televizyonu açmak ve bir yorgunluk kahvesi içmek olur. Çarşıydı pazardı temizlikti oydu buydu derken, dertler sıkıntılar o renkli kutu içinde yalandan zamanlar limitince az da olsa unutulur. Belki bir anlamda haklı da olabilirler, çünkü haberlerin tamamını kaplayan vahşet ve dehşet dolu olayların yaşandığı dünyamızda pembe masalların kötü cadıları bile cazip geliyor olabilir... Ama bu sihirli kutu yine de kişi üzerinde derin hasar bırakacak durumlara maal verebilir.

Entrikalar, çarpık ilişkiler, kavuşamamalar... Hepsinin yalandan olduğunu bilerek izlemek yapılacak en doğru şey elbette ammavelakin elma ile armut  karıştıranlar ayıranlardan daha fazla malesef.

Masallar çocuklara, diziler annelere babalara...

İşte bu mantıktan yola çıkarak mantar gibi türeyen yeni içerikli programlar ev hanımları için büyük tehlike oluşturuyor.

‘Filanca Dizi Evinizde' adlı yeni bir program başlamış. Ev kadınlarını almışlar, oturtmuşlar bir salona... Bir yandan çaylarını yudumluyorlar bir yandan da geçen hafta akşam vakti yayınlanan filanca dizinin tekrarını izliyorlar. Hepsi bilirkişi edası ile o yalandan karekterlerin yaşadıkları hakkında fikirlerini sunuyorlar... Diziyi seyrederken kendi hayatlarından kesitler bulduklarını gözü yaşlı ifadelerle anlatanlar hanımlar da var içlerinde... Bu arada program içersinde toplanmış ev hanımlarının kast ajanslarından seçildiği dedikodusunun da epey yaygın olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Bu yayının gündüz vakti minik yüreklerin evde olduğu saate denk gelmesinden geçtim, konsanteresini bu anlamda harcayan annenin ruh sağlığından kaygılanıyorum. Filanca karekter şöyle yapmak yerine böyle yapsaymış daha iyi olurmuş, o olsaymış başka türlü davranırmış vs...

Dizilerin çoğu hayal ürünü olmakla birlikte zaten pek de faydalı anlatımlar ve görseller içermiyorlar. İzleyici kendisini bir de gündüz kuşağında bu dizilerin özetlerini izlerken bulunca iyice sap saman karışıyor.

Çocuklar okulda faydalı bilgileri yudumlarken, anneler evde yalandan hikayeler ile haşırneşir oluyor. Çocukla anne arasında ki uçurum, çocugun annesine soracağı bir matematik sorusu ile ortaya çıkıyor.

Bu dizilerde ‘Ben olsaydım' şöyle yapardımın yerine özellikle annelerin eğitimsel gelişiminde fayda sağlayacak yayınların çoğaltılması şart.

‘Kaçıranlar için dizilerin özetleri' başlığı ile ekranda yer kaplayan bu yayınlarda sevişme ve öpüşme sahneleri istemediğiniz kadar çok...

Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmez. Kim ne yaparsa yapar ve herkesin imtahanı kendine... Ben kendi söküklerimle uğraşıyorum. Fakat özel hayatlarında evli olduklarını tüm memleketçe bildiğimiz lakin iki ayrı dizi de başrol oynayan çiftin her iki dizide de farlı insanlarla öpüşme sahnelerine tanık olan yeni nesil için endişelerim var.

Bizi yaktılar... Dengelerimizle oynadılar... Sanat adına deyip onca saçmalığı kanımıza verdiler. Ben dahil birçok isimi de işin içine dahil ettiler. Kimilerimiz aydı kimilerimiz için ise artık çok geçti...

Sonra sistem böyle deyip arkalarına yaslanıp izlediler.

Siyah beyaz filmlerin bir masumluğu varmış... Öpüşmek illa öpüşerek olmuyormuş... Sevmek hemen vezgeçmek olarak değil, ölümsüz bir sevda peşine yıllarca dilinde aynı ismi sayıklayarak ispat ediliyormuş. Evet yine kötü karekterler varmış ama henüz ar damarı çatlamadan yerinde duruyormuş. En azından ekranlara yansıyanın da... Kötünün iyisiymiş bir anlamda..

Hepsi birbiri ile içice... Her biri bütünü oluşturan bir halka ve malesef birbirine kenetlenmiş durumda.

Akşam saat 20.00'den sonra yetmedi şimdi bir de gündüz kuşaklarına musallat olunmaya başlandı... Bırakın kadınlarımızı bırakın da işlerine güçlerine baksınlar... ‘Onlar da izlemesin kardeşim' diyorsunuz biliyorum.... Bir kerecik olsun maddi çıkar yerine manevi kazanışı düşünseniz ya?

Ev hanımlarını bu kadar düşünüyorsanız, o halde onlar için eğitim adına programlar yapın. Yine toplansınlar, çay içsinler ama tartıştıkları şey dizilerde ki yalan karekterlerin hayatları yerine havuz problemi olsun...

Uçtum iyice biliyorum...

Onlar hayal kuruyor mesele olmuyor... Ben kurunca mı sorun oluyor?

Akıllı kadınlar istiyorum işte o kadar... Bunları beğenmiyorum, kendim dahil!.

Serdem Coşkun - Haber7

serdemcoskun@gmail.com