Herşeyden haberleri olurken nasıl oluyor da bundan yok diye düşünüyor insan...

Dünyanın gelişimde bu denli söz sahibi olmalarına karşın bu detayı gözardı ediyorlar. Doğal ve organik sistem ve ürünler, kimyasalların yerini alamıyor. Kısa sürede çabuk ve çok etki görmek istedikleri için olsa gerek...

Haliyle de birçok yeni sisteme anında talep gösteriyorlar. E haliyle onların baştacı ettilerine malesef dünyamız insanı da aynı muameleyi yapıyor.

2000 li yılların başında anne olduğum dönemlerde çok genç olmanın getirdiği cehaletle  ben de yeniliğe ayak uydurdum ve Amerika'nın o zamanlardaki en mühim buluşlarından birini hemen edindim.

‘Kurutma Makinası'

Çamaşır makinalarına aklım eriyor. Elde yıkama ile o devirli aletlerde yıkama arasında temizlik farkı olacaktır elbette... Lakin o yıllarda onca parayı verip aldığım kurutma makinasının oğlumun alerjen bir bünyeye sahip olmasına katkıda bulunacağını nerden bilebilirdim?

Sonra sonra anladım ki çamaşırları anacığımın sakız gibi beyazları balkona ip serip güneşte kuruttuğu gibi kurutmuyormuş. Bu makinalar daracık haznenin içinde çamaşırı bunalta bunalta nemini alıyor ve oksijensiz bir ortamda kurumasına sebep veriyormuş. Bu şekilde kuruyan ve kimyasal deterjanlarla yıkanan kıyafetler de bebeğinizin ilerde alerjik bir bünyeye sahip olmasına yol açıyormuş.

Bu ve buna benzer sebeplerden yıllardır hastanelere gider ve ciğerleri tıkanan mercimek suratıma oksijen takviyesi yaptırırız. Söylemesi ve yazması kolay ama yaşaması yürek dağlayan cinsten...

Ben alerji atağından kurtulamayıp ölenler gördüm...

İşte bu sebepten; kulaklara küpe olsun, ‘Ben ettim siz etmeyin' dercesine bu hafta alerji konusunda Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Nazmi Demirtaş ile bir söyleşi gerçekleştirdim. Kendisine teşekkürlerimi sunar, okurlarımıza herkese sağlıklı bir ömür dilerim.

1-Son yıllarda nerdeyse en çok duyduğumuz şeylerden biri, genel hayatı kısıtlayan o kısacık cümle ‘Alerjim var' olmaya başladı. Türkiye insanı alerji ile neden bu kadar sıkça karşılaşmaya başladı?

Sanayileşme ile birlikte kullanılan kimyasal maddelerin sayısı her geçen gün artıyor. Soluduğumuz havanın kalitesi azalıyor ve ozon tabakası salınan sera gazları ile biraz daha deliniyor. Bu da alerjen sayısını ve alerjenle karşılaşma riskini çoğaltıyor.

2- Alerjiye yakalanan bünyede genetik yatkınlık söz konusu mudur? Kurtulmanın yolları var mıdır?

Alerjinin temelinde kalıtsal yatkınlık ve genler rol oynamaktadır. Duyarsızlaştırma (Immunoterapi) tekniği ve ilaçlarla kontrol altına alınabilmektedir. Ayrıca çocuk yaşta başlayan alerji etkin bir şekilde tedavi edildiğinde buluğ çağa gelindiğinde hormonal yapının değişmesi ile birlikte vücut tarafından kontrol altına alınabilmektedir. Bu durumda erken teşhis ve tedavi sürekliliği mühimdir.

3- Çocuklarımızı alerjiden korumak için neler tavsiye edersiniz?

Mümkün olduğu kadar doğal beslenme ve doğal yaşamla haşırneşir olmalarının yanısıra kimyasal katsı maddesi bulunan oyuncak, kozmetik, hazır ve konserve gıdalardan da uzak durmaları gerekmektedir. Bu sebepten ailelere büyük sorumlukluklar düşmektedir. İçeriğini okumadan bir ürün almamaları gerektiği gibi kimyasal terimlerin kısaltılmış ya da orjinal hallerini okuma ve anlama konusunda bilinçlenmeleri lazımdır.

4-Alerji öldürür mü?

Çok basit 1-2 hapşırık alerji belirtisi olabileceği gibi özellikle gıda ve ilaç alerjileri; anafilaktik reaksiyon veya anjionörotik ödeme yol açarak hayati tehlike oluşturabilir hatta kişiyi öldürebilir. Bu sebepten  hapşırık ve burun kaşıntılarını görmezden gelmemek ve muhakkak bir hekim tarafından teşhisini almak gerekir.

5- Küçük çocuklarımızın dış etkenler ve tükettiği gıdalar yüzünden bünyelerinde başta soğuk algınlığı benzeri oluşan ve sonrasında hayati tehlikelere yol açan bu rahatsızlık ilerki yaşlarda ne gibi hastalıklara sebebiyet verebilir?

Alerji ile sık karşılaşılması, zamanında ve etkin bir şekilde tedavi edilmemesi ‘Astım' gibi alerjik hastalıkların gelişmesine neden olmaktadır.

Başlıca alerjik hastalıklar şunlardır:

Astım, Egzama ve Kontak Dermatit (cilt alerjisi), Alerjik Rinit (burun alerjisi), Alerjik Konjuktivit (göz alerjisi), Gıda İntoleransı, ilaç alerjisi, arı ve diğer haşerelere karşı gelişen alerjiler.

6-Alerji ile soguk algınlığını, gribi veya nezleyi nasıl ayırabiliriz?

Alerji alerjen ile temastan sonra başlar ve  temas ortadan kalkarsa genellikle belirtilerde ortadan kalkar. Alerji de belirtiler kısa temaslarda ya en çok 1-2 saat ile 1-2 gün arası kadar sürer ya da ev tozu alerjisinde oldugu gibi kronik temaslarda genellikle aylarca devam eder.

Polen alerjisinde de mevsim boyunca şikayet ve belirtiler oluşur. Soğuk algınlığında 3-5 gün süren burun akıntısı, boğazda yanma, hapşırık gibi basit belirti ve şikayetler oluşur. Gripte ise mutlak suretle yüksek ateş ve ona eşlik eden üşüme titreme terleme, halsizlik yaygın kas ağrıları öksürük hapşırık vardır.

7- Kedi köpek ya da herhangi bir hayvana alerjisi olan kişi bu alerjik sebepler ile yaşamaya devam ederse sonuçları neler olabilir?

Hayvan tüylerine karsi alerjisi olan insanlar bu hayvanlarla temas etmeye devam ettiklerinde hastalıklarının şiddetinin ve süresinin uzamasına neden olabilirler. Çok ağır alerjisi olanlarda solunum yetmezliği hatta ölüm oluşabilir.

Yapılması gerek en doğru şey alerjen sebep her ne ise ondan uzaklaşmaktır. Çocuklarına evcil hayvan almak isteyen aileler, öncelikle çocuklarına alerji testi uygulatmalıdırlar. Böylelikle alerjik bir reaksiyon sonucunca edinecekleri hayvanlar için bir başka yuva arama telaşı da ortadan kalkacaktır.

8- Kişi alerjisi olup olmadığını nasıl anlayabilir?

Alerjiden şüphelenen birey alerji testi yaptırmalıdır. Genelde netice veren bu testlerin yanısıra saptanamayan alerjiler de söz konusu olabilir. Alerjinin testle saptanamaması alerji yok anlamına gelmez. Kişilerin alerjik olup olmadıklarını anlamak için dikkat etmeleri gereken şey ise alerji belirtileri olarak ifade ettiğimiz, ciltte kaşıntı, döküntü, hapşırık, burun  kaşıntısı, göz kaşıntısı, gözde sulanma, burun tıkanıklığı, hapşırık, nefes darlığı, hırıltılı solunum, ishal gibi belirtilerin hep aynı şeyle karşılaştıklarında, aynı şeyi yediklerinde, aynı ortama girdiklerinde, aynı mevsime geldiklerinde oluşup oluşmadığına dikkat etmeleri gerekliliğidir.

9-Yeni annelere bebeklerinin alerjiye yakalanmamaları için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz ?

Dogal yaşam ve beslenme şart... Gıdaların başlanma yaşlarına uygun olması ve teker teker başlanması, yeni birkaç gıdanın aynı anda verilmemesi gerekir. Mümkün olduğu ölçüde havada kimyasal maddelerin, gazların bulunmamasına dikkat edilmelidir. Kullanılan kıyafetler içinde çok kimyasal madde içeren ürünler kullanılmadan yıkanmalı, güneşte asarak ‘Ev dışında' temiz havada kurutulmalıdır.

10- Bu rahatsızlık ilaçsız ve müdahalesiz de geçebilir mi?

Vücut alerjiyi kendisi kontrol altına alabilir ama hayati tehlikeler içeren durumlar da oluşabildiği için işi şansa bırakmamak gerekmektedir.

Serdem Coşkun - Haber7

serdemcoskun@gmail.com