Geçen haftadan beri süregelen hain planlar ortaya saçılmasa Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırının münferit bir olaydan ibaret olduğuna kanaat getirilebilirdi.

Ancak önce savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesi ardından İstanbul Emniyet'ine düzenlenmek istenen bombalı saldırının taşeron örgüte ihale edilmesinden sonra küresel ya da bölgesel güçler bu kez çok ince bir plan yaptılar.

Türkiye'nin en iyi organize olmuş sivil toplum kuruluşlarının başında yer alan Fenerbahçe'yi sahaya sürmek istediler.

Olaya bir bakalım: Hedef alınan kişi otobüsün şoförü. Kurşunlar tam otobüs, viyadüğü dönerken ateşleniyor. Pusunun kurulduğu yer kaçmak için çok uygun. Hemen ormanlık alanın girişi. Her şey en ince detayına kadar düşünülmüş.

Tek hedef var: O da Şoför. Aracın sürücüsü vurulacak, araç kontrolden çıkacak, otobüs 200 metreden aşağı yuvarlanacak takdiri İlah ama öyle bir durumda kurtulan olmayacak. Sonrasıysa tamamıyla büyük bir kaos.

Tam bir profesyonel bu tezgahı iki tane fanatiğin yaptığını söylemek insan zekasına hakaret olur. 'Şike Davası’nın olduğu dönemi hatırlayalım: Taraflar arasında en keskin sözlerin söylendiği, tüm tarafların aleni düşman olarak gördüğü bir zamanda bile gidilen Trabzon deplasmanında bile silahlı bir saldırı yokken aradan geçen bu kadar zamandan sonra Rize deplasmanı sonrası böyle bir olayın yaşanması bu toplumun iç huzuruna yönelik bir saldırıdır.

Cumartesi gecesi tezgahlanmak istenen olay şuydu:

'Şike Davası' sürecinde gördük ki, Fenerbahçe taraftarının takımına sahip çıkmasında diğer kulüplerin çok önünde. O dönem büyük bir dayanışma örneği sergilediler. Başkanlarına da, gönül verdikleri renklere de yürekten bağlılar. Böyle bir yapı, kaos isteyenler için bulunmaz bir nimet! Çünkü yüzbinlerce insan hangi görüşten olursa olsun Fenerbahçe flaması altında bir araya gelip sokağa çıkabiliyor.

Allah korusun eğer plan işlese ve otobüs devrilse bu yüzbinlerce insanın sokağa dökülmesi demek. Bir de buna araya kaynayan provokatif terör örgütlerini de ekleyin alın size ikinci gezi terörizmi.

Bunun hain bir plan olduğunu futbolcusunu ölümüne sevenlere nasıl anlatacaksınız? Anlatamazsınız. En azından kısa vadede bu çok zor.

Büyük, şeytani bir plan denendi ama planın üstünde bir plan yapan bizi bu beladan kurtardı. Şu anlaşıldı ki, 7 Haziran'a kadar rahat durmayacaklar. Her zamankinden daha uyanık ve akil olmak zorundayız. Herkesin diline pelesenk olmuş moda bir söylem var ya "Bu seçimler Türkiye'nin en tarihi seçimi" yok arkadaş tarihi falan değil kader seçimi KADER.

serkan.ustuner@haber7.com