31 gencecik insan bu patlamada çok acı şekilde can verirken 100’ü aşkın kişi de yaralandı.

Memleket olarak bu cani vakayı hep beraber kınadık ve faillerine lanet okuduk.

Devleti temsilen Cumhurbaşkanı "Terörün dini, ırkı olmaz hep beraber teröre karşı topyekûn mücadele etmeliyiz" dedi.

Başbakan Davutoğlu terörü lanetleyerek partilere tarihi bir çağrıda bulundu.

CHP genel başkanı üzüntülerini belirtirken taziye dileklerini sundu.

Peki ya HDP ve onun yandaşları ne yaptı?

İlk is olarak hükümeti suçlu ilan ederek hemen ucuz provokasyon numaralarına sarıldı. Kürtlere anında sokak çağrısı yaptı. Bu da yetmezmiş gibi kendi güvenliğimizi biz sağlayacağız diyerek yangına körükle gitti.

Bu açıklamaların sonunda ne oldu? 1 uzman onbaşı şehit, 2 asker yaralı.

Siyaseti kan ve şiddet ölçüsünde dizayn etmeye kalkanlar yine büyük acıların üzerinden kendilerine pay devşirmeye kalktı.

Sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı’na, hükûmete edilmedik hakaret bırakılmadı.

Aynı hükümet DAEŞ belasından Ayn Al Arab'i kurtarmak için peşmergeye yol açmıştı. Hava bombardımanına alan açarak Kürtlere bölgede yaşama hakkı tanımıştı.

Şu basit gerçekliği bile göremeyecek kadar gözlerini kan ve nefret bürümüş bir topluluğu iyi analiz etmek gerekir.

Cumhurbaşkanı, Başbakan bu alçakça saldırıyı lanetliyor, sorumlularının adalet önünde hesap vereceğinden bahsediyor.

Diğer tarafta ise kadın bir HDP'li vekil "Türkiye Cumhuriyet'i devleti bunun hesabını verecektir" diye küstahça konuşabiliyor.

Bu saldırının iki amacı vardı:

1-Bu savaşın içine Türkiye’yi çekmek isteyenler piyonlarını öne sürdüler.

2- Eğer Türkiye’yi içine çekemezsek terörü içeri sokalım dediler.

Eğer bunlar olmasa stepne olarak şöyle bir tablo çizelim. Sosyal medya üzerinden bu kez Kürtlerin de olduğu ikinci bir gezi terörizmi oluşturalım, ardından kutsal ittifak olarak sokakları yakıp yıkalım.

Gencecik bedenler üzerinden plan kuranlar ve onların hizmetkârları dün bir kez daha kendilerinin ne kadar kahpece bir ruha sahip olduğunu ortaya koydular.

Zehirli ve ipi dışarıda iki medya grubu ve onun önde gelen şahısları, sadist bir ruha sahip terör örgütünün siyasal yapısı aynı mantık üzerinden sözleşmiş gibi saldırıya geçti.

6-7 Ekim olaylarında 50 kişinin kanı hala ellerinde olanlar bugün kalkmış insan hakları, demokrasi bilmem ne dersi vermeye kalkıyor.

Tezgah ne kadar büyük olursa olsun, işbirlikçiler ne kadar omuz omuza mücadele ederlerse etsinler, bir provokasyon daha milletimizin sağ duyulu ferasetiyle aşılacaktır.

Bu topraklar ne Suriye ne Irak ne Mısır olacaktır. Çevresindeki yangınlara inat kardeşlik hukukunu devam ettirecektir. 

serkan.ustuner@haber7.com