Bölücü terör örgütünün kalleşçe pusuları, hainliğin zirvesinde yaptıkları saldırıların neticesinde 54 aslan şehadet şerbetini içti.

Yüreklerimiz yandı kor oldu. Gözyaşlarımızı kimi zaman içimize, kimi zamanda dışarıya akıttık.

Sancağa sarılı tabutlar sokaklardan geçerken Silvan’da acı bir Kürtçe ağıt ciğerimize bir ok gibi saplandı. Onun kanaması daha geçmeden oturduğum semtten "Şehitler ölmez" diye haykırışlar gece boyunca önce kulaklarımda sonra zihnimde çınladı.

30 yıldır acıyı, gözyaşını biriktirmiş bir toplumun herhangi bir ferdi olarak bu alçak örgütün nasıl bir yapıya sahip olduğunu biliyorum.

Ya plazalarında algı operasyonu emrini alıp terörün değirmenine su taşıyanları nereye yazacağız?

50 kiloluk bombayla askeri aracımız havaya uçuruluyor, aynı anda Dolmabahçe’ye kukla sol örgüt saldırı düzenliyor, hemen bu olayların ardından Doğan Haber Ajansı şehit olan askerlerimizin mübarek bedenlerini blurlamadan açıkça yayınlıyor ama İstanbul’daki teröristleri blurlayarak servis ederek kendi rüştünü ispatlıyor.

Gelen tepkiler üzerine fotoğraf kaldırılsa da terör örgütü propagandası yerine ulaşmış olduğundan görev başarıyla tamamlanıyor.

Aynı haber ajansı değil miydi? Seçim zamanı HDP’ye oy verin diye çağrı yapan ve sürekli HDP ve Demirtaş güzellemesi yaparak "Bakın biz nasıl da objektif yayın yapıyoruz" siz hükümeti destekleyen basın kuruluşları "Biraz gazetecilik dersi alın" diyenler de kendileriydi.

Aynı grubun atarlı spikeri şehit haberlerinden sonra ekrana çıkıp "Sakın HDP’ye bir şey demeyin. Legal bir partiye kimse bir şey diyemez." Diyerek terörist cenazesinden çıkan Figen Yüksekdağ’ı koruma kollama görevini ifa ederek demokrasiye en büyük katkıyı yapıyordu.

Yine aynı şahıs şehit savcımız Mehmet Kiraz'ı öldüren teröristler hakkında terörist kelimesini kullanmayarak sol örgütlerin de ne kadar cici çocuklar olduğunu kanıtlamaya çalışmıştı.

Aynı dakikalarda Ermeni tezlerinin savunucusu tarihçi teyzemiz 8 şehidin ardından “PKK yapmamıştır. Bunu olsa olsa devlet yapmıştır” diyerek PKK’nın ne kadar vicdanlı bir yapı olduğunu kanıtlayama çalışıyordu.

Doğan grubunun batan gazetesinin internet sitesinin sorumlusu ( Ertuğrul Özkök yetiştirmesidir kendisi) hanım Siirt saldırısının ardından TSK’nın sıfır noktalarını bombalamaları üzerine “PKK hava bombardımanına karşılık Siirt saldırısını gerçekleştirdi” diyecek kadar aşağılaşacaktı.

Gece vakti TSK’nın bombalayacağını bilen PKK büyük bir öngörü ile Siirt’te misilleme saldırış yapmış!

Bin türlü hain planın kurulduğu memlekette sadece elinde silah olanla mücadele edilmediğini, terörün tanımında var olan her şeyin plazalarda başka bir kisveye girdiği bu günlerde her şey ne kadar ayan beyan.

Bir yanda bu memleketin asli çocukları, bir yanda devşirmeler. Bütün kavgamız da bu değil mi? Batıl’a karşı Hakk’ı savunmak. Çok şükür ki, Allah bizi şehadet yurdunun kara çocuklarıyla aynı safa yazmış.

Netice itibariyle dağdaki teröristle şehirdekinin bir farkı yoktur. Biri diğerine hizmet etmek için aynı yolda yürümektedir.

Dün hain bir suikasta maruz kalan Murat Sancak’a da geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Zehirli paralel medyanın attığı çukur manşeti de kendilerine çok yakıştırıyorum. Ne demiştik teröristler ve terör örgütleri aynı lağım çukuruna hizmet eder.

serkan.ustuner@haber7.com