AYM'nin gerekçeli çelişkisi
Anayasa Mahkemesi (AYM), MİT TIR'larının durdurulmasına yönelik 'casusluk' davasında yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül'ün bireysel başvurusu hakkında, hem yetkisini aşan hem de Anayasa'yı ihlal niteliği taşıyan kararının gerekçesini 13 gün sonra açıkladı.
Tahliye kararında yetki sınırlarını aşan ve anayasayı ihlal eden AYM'nin 'Casusluk' sucundan yargılanan ve hala devam eden bir davayı gazetecilik olarak değerlendirmesi devletin bu makamını iyice sorgulanır hale getirdi.
Verdiği kararla kamuoyu vicdanını da yaralayan Anayasa Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluk sürelerinin hak ihlali teşkil etmediği halde böyle bir karara varması ne ile açıklanabilir?
Günlerdir tartışılan kararıyla eleştiri oklarının hedefi olan AYM'nin açıkladığı gerekçe, hukuki bir temelden çok medyada çıkan haberlere cevap niteliği taşıyor.
Tutuklu Dündar ve Gül'ün salıverilmesine yol açarak yetki gasbına imza atan AYM, bu eleştirileri savunurken, 'davanın esasına girilmediğini ve tutuklamanın ifade özgürlüğüne etkisinin incelendiğini' iddia etti.
İlk derece mahkemesi kararlarının bireysel başvurular yoluyla değerlendirilemeyeceğini kabul eden AYM, diğer yandan bu ifadesiyle çelişen bir yoruma imza atarak, yaşadığı çıkmazı gözler önüne serdi.
“Ancak Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan koşulların bireysel başvuru konusu yapılmış olan tutuklama kararlarının gerekçelerinde gösterilmiş olup olmadığını ve somut olayın koşulları altında tutuklama tedbirine başvurulurken Anayasa'nın 13. maddesinde yer verilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının ölçütleri arasında yer alan ölçülülük ilkesine uyulup uyulmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesi'nin görevidir” diyen AYM, bir yandan ilk derece mahkemesinin kararını yorumlayamayacağını belirtirken, diğer yandan 'tutuklama Anayasa'ya aykırıysa müdahale eder tahliye ederim' diyor.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk görevi Anayasa’ya uymak ama kendisi bu kanuna uymuyor.
Kendini bir temyiz mahkemesi olarak görürken kendini bir nevi Yargıtay ve Danıştay olarak da görüyor.
Esastan karar verme yetkisi olmadığı halde MİT Tırları davasında esastan karar veriyor.
Peki bu arada bekleyen 20 bin dosya için de böyle kararlar mı alacaksınız? Yani tüm dosyalara esastan mı karar vereceksiniz? İnsan ister istemez soruyor. Ha bir de 3 yıldır bekleyen dosyalara sıra ne zaman gelir?
serkan.ustuner@haber7.com
twitter: sustuner