Serkan Üstüner
Serkan Üstüner
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Başkanlık sistemi ve Hoca’nın vedası

GİRİŞ 10.05.2016 GÜNCELLEME 11.05.2016 YAZARLAR

Başbakan Davutoğlu, nam-ı diğer: Hoca. Evet bizim hocamızdı. Üniversite yıllarında kendisini dinleyip feyz almışlığımız var. ‘Stratejik Derinlik’ çıktığında öğrenci evinde kitap elden ele dolaşmış sonunda güzel bir münazara etmemize, bize yeniden başka bir ufuk açmasına vesile olmuş kıymetli öğretmen.

Başbakan Erdoğan’ın baş danışmanlığına geldiğini öğrendiğimizde çok sevinmiştik. O zamandan bu zamana Hoca, önce Dışişleri Bakanlığı ardından Başbakanlık koltuğuna oturdu.

20 ayın sonunda Başbakanlık görevini bıraktığını açıklarken gözleri doldu, sesi kısıldı veda etmenin ne kadar zor olduğunu söylerken nasıl ulvi bir ruha sahip olduğunu bize bir kez daha gösterdi.

İlkokul terk gazetecilerin, 25 kelimeyle hayatını idame ettirmeye çalışan sosyal medya cücüklerinin avuçlarını açıp “Hadi şimdi bak bizim dediğimizde geldiniz.” cinsinden ahlak fukaralığına el açıp, bir sırtlan gibi pusuda bekledikleri anda kendi deyimiyle ‘Davutların Ahmet’ siyasi etik dersi verirken yol arkadaşlığı ne demek, ahde vefa ne demek, dava adamı olmak ne demek tüm Türkiye’ye bunun dersini veriyordu.

Fitne ve fesadın yol alıp yürüdüğü şu kısa zamanda artık her şeyin daha net gözüktüğünü bilmek de güzel.

Hoca’nın masasının tozunu bile alamayacak tiplerin Başbakan Davutoğlu’nu eleştirmeleri gerçekten bir Türkiye komedisinden öte bir şey değil.

Başbakan Davutoğlu’nun sözleri her şeyin özeti ve tam da Cemil Meriç’in tarif ettiği ruhun bir yansımasıydı:

Ne diyordu Hoca: "Son MKYK'da yaşananların, parti usulleri bakımından benim için önemli olmasa da refik açısından doğru olmadığına kanaat getirdiğim için, bütün dostlarımızla ve Cumhurbaşkanı’yla yaptığımız görüşmelerde refik değiştirmektense, genel başkan değişikliğindeki doğruluk bende hasıl oldu. MKYK ve diğer kurulların değişmesi parti içinde değişik yorumlara neden olacaktı. O yüzden kongrede aday olmayacağım.."

Cumhurbaşkanıyla şahsi kardeşlik hukukumuz var. Bu dostluğu her şeyden öne aldım. 

Onun onuru benim onurumdur. Onun ailesi benim ailemdir. Hiç kimse yeni bir fitne kapısı aralamaya çalışmasın.

Haklarınızı helal ediniz. Benden yana herkese hakkım helaldir."

Helal olsun Hocam. Daha Bilim Sanat’taki hakkınızı ödeyemedik kaldı ki şimdi...

Herkesin kendisini dev aynasında görüp siyasi analist olduğu bir süreçten geçtik. “Erdoğan’ı en çok ben seviyorumculardan” tutun da düne kadar “Bunlar takunyalı, sıkmabaş” sözleriyle laiklik kapısına kendini zincirlemiş tiplerin Erdoğan’ı Davutoğlu’ndan çok sevmeleri ve daha yakından tanımaları da paranoyak davranışlara güzel birer örnekti.

Şimdi Türkiye yeni bir döneme giriyor. Fiili başkanlık. İnşallah yakın zamanda resmi olarakta bir an önce sistem değişikliğine gidilir, çift başlılıktan, tökezleyen bürokrasiden kurtulunur. Herkesin beklediği kutlu diriliş Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleşir.

Böylelikle devletin Kızıl Elması olan 2023, 2053 ve 2071 hedefleri için sapmadan yola devam edilir.

Ne diyordu son devrin büyük şairi: Kardeşler, kardeşlerim: Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan. Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan. Bakın yaklaşıyor…

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

YORUMLAR 1
  • huseyin 9 yıl önce Şikayet Et
    insaAllah
    Cevapla