Kadife eldiven içinde çelikten yumruk
Dünya tarihine damgasını vurmuş en nadide isimlerden biriydi.
Dünya tarihi diyorum çünkü; Muhammed Ali sadece boksun efsanevi ismi olmanın ötesinde bir şahsiyetti.
Ölümüyle beraber ne kadar anısı, ne kadar özel anı varsa hepsi paylaşıldı, konuşuldu ve haber yapıldı. Bu yüzden tekrara düşüp 120 yazarın yazdıklarını bir daha yazmak beis olurdu.
Bizim yaş grubumuza denk düşmedi. Bizler Mike Tyson ( Malik Abdulaziz) dönemine yetiştik. Güven Adıgüzel’in tabiriyle “Muhammed Ali’yi hasta haliyle dövenleri döven adam Tyson” bizim için efsaneydi.
Bu sert, hırçın ve 25 kaplan gücünde olan Tyson için deli olurken yerel saatin azizliğinden kaynaklı gece maçları hayatımızın en renkli anlarıydı.
Yine böyle enlem ve boylam hesaplanıp bize bildirilen bir gece maçında boks tutkunu babam şöyle demişti " Bizim kahramanımız Muhammed Ali'ydi. Bu çocuk da çok iyi. Belki de onun rekorlarını geçecek ama Muhammed Ali gibisi gelmez bir daha..."
Ne dediğine çok anlam verememiştim. Acaba Muhammed Ali, Mike Tyson'i ilk rauntta nakavt edebilir miydi?
Tüm bunları daha ileri yaşlarda anladım. Evet, gerçekten Muhammed Ali gibisi gelmezmiş. Onun sadece boksun 1 numarası olmadığını, Müslümanların yaşayan bir kahramanı olduğunu öğrendiğimde onu çok sevmiştim.
Hayatımıza giren internetle beraber yaptığı tüm maçları izleme fırsatını da yakalayıp, beynimizin hard diskine yüklenebilenin hepsini kaydettik.
Evet, Muhammed Ali hepimizin kahramanıydı.
Misal; Siyonistlere İsrail'de söylediği sözler sanki katillerin kafasında patlayan bir sağ direk ya da bir aparkat oluyordu.
Müslümanları terörizmle yan yana göstermeye çalışanlara verdiği tarihi cevapla asrın ayarını veriyordu.
Cemil Meriç’in söylemiyle kafa ve ruhun aynı uyumla çalıştığı ulvi bir ruhtu Muhammed Ali.
Ali, bir meydan okuma biçimiydi. Amerikan emperyalizmine, Siyonist katillere, Amerikan ırkçılığına dünyanın tüm zalimlerine tek başına yetecek kadar kondisyonu ve çelikten iki yumruğu vardı.
Amerikan ırkçılığının zirve yaptığı yıllarda Muhammed Ali ringde rakibi Ernie Terrel’i yumruklarken şöyle bağırır: “Söyle bana Tom amca benim adım ne?”
Muhammed Ali buradaki tavrı ‘Tom Amca’nın kulübesi’ adlı 19. Yüzyılın en çok satan romanındaki ırkçılık ve köleliğe göndermedir.
Ali, kadife eldiven içinde çelikten yumruktu.
Evet onun için en güzel tabir bu olmalıydı.
Muhammed Ali bizim mahallenin abisiydi. Bugün evet, herkes belki kendinden bir şeyler bulup Muhammed Ali için bir şeyler yazabilir. Ama gerçekten tepeden tırnağa bizim abimizdi.
Ölümümünün ardından Yahudi sermayesinin ve Amerika'nın en güçlü yayın organı New York Times bile “Muhammed Ali: Boksun ve 20’nci yüzyılın titanı, 74 yaşında öldü” yazmıştı.
Yani New York Times bile onun Müslüman kimliğiyle kabul etmişti.
Mekânın cennet olsun mahallenin en güçlü abisi...
serkan.ustuner@haber7.com
Twitter: sustuner
-
norton 9 yıl önce Şikayet Etgözümden kaçmış. Güzel yazıBeğen