Bahoz Erdal lakaplı Fehman Hüseyin isimli terör örgütü elebaşısı Suriye’de havaya uçurularak imha edildi.

Geçen Temmuz ayından beridir devlet terör örgütü PKK’ya tarihinin en ağır darbesini vurdu. Bunun yanında bölge halkını da büyük oranda yanına çekmeyi başardı.

Aynı zamanda PKK’nın siyasi uzantısı olan partinin de vekillerini adaletin önüne çıkarmak için düğmeye bastı ki, bu devletin kararlılığı ve topyekun mücadele için olmazsa olmaz bir hamleydi.

Tüm bunların neticesinde Fehman Hüseyin’in öldürülmesiyle artık örgütün büyük bir darbe aldığı ve bunun neticesinde nelerin olacağını hep beraber göreceğiz.

Devlet daha önce ASALA adlı terör örgütüyle de aynı şekilde mücadele etmiş ve sonunda istediğini alarak diplomatlarımızın ve milletin kanını yerde bırakmamıştı.

‘ASALA’ taktiği

Terörle mücadelede altın bir kural vardır: Para kaynağını kes ve lider kadroyu yok et.

Bilinen en eski kural hala en geçerli akçe olarak güncelliğini korumaktadır. Devletin son aylarda Diyarbakır’ın Lice ilçesinde tonlarca hint kenevirini yok etmesi örgütün para kaynağını kesmiştir.

Geçiş güzergahlarında da alınan tedbirler sonucu PKK büyük bir darbe yemiştir. Devletin tüm kurumları aynı işlerlik içerisinde çalıştığında nasıl sonuçlar aldığını görüyoruz.

Bahoz Erdal’ın öldürülmesi planları bozdu

Terör örgütü ele başısının öldürülmesi hiç şüphe yok ki, en çok Amerika’nın Batı Asya’daki planlarını bozmuştur.

Güneyimizde kurulmak istenen kukla bir oluşumu Türkiye’ye karşı tampon olarak kullanmak isteyen Amerika stratejisini değiştirmek zorunda kalacak.

ABD üst yönetiminin 13500 km uzaktan buralara yapay sınır çizmesine Türk Devleti’nin müsaade etmeyeceğini Bahoz’un parçalanmış cesedine bakarak anlayabilirler. Zaten kısa bir süre sonra kendi iç savaşıyla meşgul olacakları için artık Batı Asya onlar için sadece uzak bir diyardan başka bir anlam ifade etmeyecek.

Bu eli kanlı katilin öldürüldüğü akşam önce mahallemizin şehidi sonra diğer şehitlerimiz aklıma geldi. Şehidimizin abisini aradım “… Sana bir haber vereyim mi dedim. ‘Bahoz Erdal’ öldürüldü ve cesedi de paramparça olmuş” deyince karşıdan şöyle bir ses yankılandı “ Allah’ım sana şükürler olsun. Yarabbi çok şükür. Allah devletimizi ve milletimizi payidar kılsın.” dedi ve sesi ağlamaklı olunca da telefonu karşılıklı olarak kapattık.

O gece tüm şehit yakınları milletle beraber aynı duyguları hissetti.

Artık bundan sonra Devlet, Fatih’in gürzü gibi ağır, Yavuz Sultan Selim Han’ın kılıcı gibi keskindir ve geride kalan terör elebaşlarını da aynı son beklemektedir.