Evet coğrafyan senin kaderindir ama bu coğrafya tüm ümmetin kaderidir. Türkiye, sadece 79 milyonun değil yüz milyonlarca Müslümanın kaderidir. Anadolu ile İslam coğrafyası arasında doğru bir önerme vardır. Türkiye güçlüyse İslam devletleri de güçlüdür. Türk milleti ayakta ve dipdiriyse ümmet de ayaktadır.

İşte bu nedenle 15 Temmuz’u 16’sına bağlayan gecede millet sadece bir terör saldırısına göğüs germedi, mazlum Müslümanların umudunu da koynunda sakladı. O gece Balkanlardan, Batı Asya’ya, Türkistan’dan, Afrika’ya kadar eller Türkiye için semaya kalktı. Hem fiili hem kavli dua Allah katında kabul gördü ve devletimiz tarihi boyunca yaşadığı en büyük ihanet sarmalını kırdı geçirdi.

Yaşananlar bize şunu bir kez daha tecrübe ettirmiştir ki, bir millet tarih sahnesine nasıl çıktıysa mayası o oluyor ve hayatına öyle devam ediyor.

Türk milletinin tarih sahnesine çıkışı destanla başladı ve destanla devam ediyor.

15 Temmuz bu milletin ne ilk ne de son tarih yazmasıdır. Destansı bir tarih yazmak bu milletin kaderiyle bir yazılmıştır.

Peki bu yazılan tarih ABD ve İngiliz medyasında nasıl yankılandı?

Hiç şüphe yok ki, FETÖ adlı terör örgütünün iplerini elinde bulunduran ABD bunda baş sorumludur. İhanetin ipleri bizim elimizdeydi ama bu kez bizim çocuklar beceremedi demekten de çekinmediler.

Gölge CIA Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dalaman’dan kalktıktan sonra koordinatlarını yayınladı. Yetmedi ABD medyasında darbeyi öven ve hayıflanan yorumlar çıktı.

Dünyanın en etkili dış politika dergisi Foreign Policy, 'Başarılı darbenin ilk kuralı olan hükümetin başını ele geçirme ya da öldürmeyi gerçekleştirmediler'diye yazdı.

ABD'de ünlü emekli Yarbay Ralph Peters, Fox News'te yaptığı yorumda, "Eğer darbe başarılı olsaydı İslamcılar kaybedecek ve biz kazanacaktık" şeklinde konuştu. Ben Shapiro da "İslamcı Başkan Erdoğan'a karşı askeri darbe. Bu çok iyi bir gelişme" dedi.

İngiliz The Economist dergisinde yayınlanan haberde de demokrasinin kurtuluşu takdirle karşılanacağına yine 'Erdoğan senaryoları' çizilerek şu ifadelere yer verildi:

"Birçok ordu mensubu giderek otoriterleşen Erdoğan'dan rahatsızdı."

Sonrasında Washington Post, Kerry'nin toplantıdaki sözlerini "Kerry, Türkiye'nin NATO üyeliğinin riske girebileceği konusunda uyardı" başlığıyla verdi. Gazete daha sonra bu haberini değiştirdi.

Gazete bu ifadeleri haberden çıkarırken, Kerry'nin  "Demokrasi NATO'nun bir gereksinimidir" şeklindeki sözlerini aktardı ve "Kerry, NATO'nun önümüzdeki günlerde Türkiye'yi dikkatle izleyeceğini söyledi" ifadesine yer verdi.

İkisi de birbirinden çok da farklı cümleler değil. ABD açıkça şunu söylemeli: Her şeyi hesaba kattık ama Erdoğan’ı ve Türk milletini tanıyamamışız. Alamut’takine de çok güvenmekle hata etmişisiz!

Evet bu millet tüm zalimlere en okkalısından bir Osmanlı tokadı atıp mazlum Müslümanların yüreğine su serpmiştir.

Son sözü Hamas siyasi büro şefi Halid Meşal’e bırakıp kenara çekilelim: “Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra İslam ümmetinin büyük kısmının rahat bir soluk aldı. Darbe başarılı olsaydı, kaybedenlerin başında Filistinliler olacaktı fakat Allah Türkiye'ye lütufta bulundu.”