2017’ye girerken Türkiye’nin iç dinamiklerine yönelik çok büyük bir saldırı planlanmış ve maalesef çok üzücü bir şekilde 39 insanımız hayatını kaybetmişti.

DAEŞ terör örgütünün üstlendiği bu vahşetin ardından herkes katilin kaçıp kaçmadığını ve nasıl yakalanacağına dair sorular sormaya başladı.

Çok titiz bir çalışmayla beraber bu beyni uyuşturulmuş cani sağ ele geçirildi. Dünyada sayılı istihbarat servislerinin yapabileceği bir operasyonla Emniyet ve MİT çok büyük bir iş başardılar.

Eğer ölü ele geçirilse herkes ‘Çok iyi oldu parçaları dahi kalmasın’ diyecekti. Evet bu da bir çözümdü ama MİT ve Emniyet teşkilatı en zor olanı yaptı.

Şimdi küresel çapta yapılan bu çok boyutlu vahşetin nereye uzandığını çözmek en mühim mesele.

Bundan sonrası artık güvenlik güçlerimizin işi.

Şunu bir kez daha gördük ki, MİT dünyada sahadaki en iyi üç teşkilattan biri. Aklınıza neden bu ve diğer saldırılar önlenmedi diye bir soru gelebilir haklı olarak. Ama dünyada terör örgütlerinin bu tür saldırılarının yüzde 100’ünü önleyen hiçbir devlet yok.

Bir de Türkiye’ye karşı savaş açanları düşündüğünüzde gerçekten dünyanın en zor işini yaptıklarını kestirmek güç değil. Bu nazarla bakarsak çok daha sağlıklı olur.

MİT’TE YENİ DÖNEM

Yeni yapılanma döneminde de dış istihbaratın önemi bir kez daha ortaya çıktığından MİT özellikle bu yapılanmasını her şeyin önünde tutuyor. Bütçe olarak da 2017 yılı için ayrılan payın büyük bölümü de bu hayati kısma ayrılacak.

Geçmiş dönemde sadece Avrupa’nın belirli merkezlerinde güçlü olan bir yapı bugün çok daha geniş coğrafyalarda alan hakimiyeti yapabiliyor.

Sürekli memleket düşmanlığı yapanlar ve ülkenin tüm nadide kurumlarına saldıranların yalan haber ve servis edilen köşe yazılarıyla ‘Çamur at izi kalsın’ propagandasıyla saldırdıkları istihbarat teşkilatı son üç yılda Türkiye’yi ayakta tutan dinamiklerden biridir.

 Türkiye’de yepyeni bir kapılarının açılmasıyla beraber ülkenin can damarı olan MİT de yeni bir yapılanmaya gitti.

Geçen yıl artık sistematik bir biçimde işleyen bu çark, meyvelerini de toplamaya başladı.

Artık devletin refleksi savunma değil taarruz olarak belirlendiğinden MİT de kendini ona göre dizayn etti.

Şimdi Nisan ayından sonra devletin küresel bir vizyonla dünyaya açıldığına şahit olurken, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, bu topraklarda artık istedikleri atı oynatamayanların çekip gittiğini göreceğiz.

Sancılı mı oluyor? Evet! Ama her kutlu doğuşun acı bir hikayesi vardır. 

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner