Siyasette ilginç gelişmeler oluyor. 

Bir parti büyüğü “siyasette söz de olmaz vefa da olmaz” demişti. Gerçekten öyle. 

İYİ Parti bugünlerde seçimlere özü başına (tek parti) gireceğini açıkladı. Millet İttifakı seçimlerden sonra komaya girmişti. 6’lı masa olarak girdikleri seçimleri kaybedince ortada masa filan kalmadı. 

Meral Hanım masayı dağıttı. Elbette bir siyasi partinin kendi başına seçimlere girme kararı demokratik haktır. Parti tabanının sesini dinlemek önemlidir. Ancak 6’lı masaya ilişkin bir arada olmaya ilişkin öyle sözler verildi ki ayrılmak bile zor hale geldi. 

Seçim öncesi “Ekrem İmamoğlu’nun yüzünde Rabbi yessir gördüm” diyen Meral Akşener’di. Meral Hanım, İmamoğlu’nu ikinci Fatih olarak nitelemişti. Öyle ki Cumhurbaşkanı olmasını bile istiyordu. Ekrem İmamoğlu siyasi yasak cezası aldığında ilk ziyaret eden ve ona sarılan Akşener’di. Ama İmamoğlu cesaret edip aday olamadı. 

Yine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adayı olması için çok çalıştı. Hatta defalarca Mansur Beyle direkt ya da aracı ile görüştü. Bir ara Mansur Yavaş’ın tamam cumhurbaşkanı adayı olayım dediği bile söylendi. 

 Seçim öncesi Cumhurbaşkanı adayı olmaları için uğraşan Akşener bugün ittifakta yokum diyor. Bu iki isme destek vermiyor. Cumhurbaşkanlığı makamını verdiğiniz bu iki isme belediye başkanlığını layık görmüyorsunuz. Bu çelişkinin izahı zordur. Meral Hanım’ın hatası bu iki başkanın başarısız olduğunu görememesiydi. 

Meral Hanım geç de olsa gerçeği görmüş olmalı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş belediyecilikte sınıfta kaldılar. 

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’a hizmet etmek yerine CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı olmak için uğraştı. 

Gözü ve gönlü hep yukarıdaydı. Oysaki dünyanın en güzel kenti olan İstanbul’da Belediye Başkanı olmak ona yetmeliydi. Hizmet etmeli ve İstanbul halkının duasını almalıydı. Kendisi hizmet belediyeciliği yerine kariyer belediyeciliğini tercih etti. 

Bugünlerde Mansur Yavaş kara kara düşünüyordur. Ben nerde yanlış yaptım diye. Oysa 5 yıl boyunca kamunun tüm kaynaklarını CHP ve İYİ Parti’ye bir biçimde aktarmıştı. Özellikle İYİ Parti Ankara il ve ilçe teşkilatları Ankara Belediyesinden çok istifade ettiler. İşçi alımları İYİ Parti referanslı oldu. Belediye ihalelerinden İYİ Parti teşkilatına yakın olan isimler yararlandı. 

Öyle ki CHP’liler bile biz üvey evlat olduk. Bizim sözümüz geçmiyor diye şikayet ettiler. İYİ Parti, Ankara ve İstanbul dahil olmak üzere 81 ilde hür ve müstakil seçimlere girme kararı aldı. Mansur Bey, ben onlara tüm belediyenin imkânlarını açtım neden beni yarı yolda bıraktılar diye şokta olmalı. 

Siyasette vefa olmayacağını en iyi Mansur Yavaş bilmeli. Kendisi MHP’de siyaset yaparken CHP’ye geçti ve aday oldu. 

Hani MHP’den ayrılmayacaktı. Siyasette menfaat esastır. Neyse Meral Akşener dün grup toplantısında bir şiir okudu. Bu şiirin muhatabı Mansur Yavaş deniliyor. Tüm medya mensupları da, siyasetçiler de bu sözler Mansur Yavaş’a söylendi dediler. Yavaş’ı da hedef alan Akşener, kürsüde Hüseyin Nihal Atsız’ın şiirini okudu. Akşener, şiirin bu kısmına vurgu yaptı: 

“Kopunca bir büyük savaş,

Er tez gider, “korkak yavaş.”

Yüreksize akçayla aş.

Erlere meydan görünür.” 

Meral hanım zaman zaman Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın korkak olduğunu, kendisini yarı yolda bıraktığını söylüyordu. Bu şiirle mesaj yerine ulaştı. 

Yeni Akit