Milli Eğitim Bakanlığı güzel bir uygulama yapmış. Türk aile yapısı ile ilgili müfredata ders koymuş. Sen misin bu dersi koyan Almanya uyruklu DW kanalı bu uygulamayı adeta yerden yere vuran eleştirel bir haber yapmış. 

Sözde akademisyenleri konuşturmuş. Bu uygulamanın yanlış olduğunu söyletmiş. 

Bu siteyi ve haber kanalını yakından takip ediyorum. Etnik ve mezhep temelinde bölünmenin adresi olmuş durumda. Elbette her ülkenin medyası bizim ülkemizde yayın yapabilir. Ancak bu yayınlar özgürlük adı altında bölücülüğe hizmet etmemelidir. Bu haber kanalı, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne ilişkin tek bir yayın yapmaz. Sürekli yaraları kaşıyorlar. 

Neymiş efendim Milli Eğitim Bakanlığı aile kavramının önemine ilişkin ders hazırlamış. Ne var bunda? Neden rahatsız oldunuz? Amacınız toplumun temel taşı olan aileyi bölmek, parçalamak mı? Ayrıca bu derslerde bunları rahatsız edecek bir durum da yok. Gericilik filan yok yani? 

Milli Eğitimin müfredatında bayram, düğün, gelenek görenek, doğum, cenaze gibi ortalama değerler var. Geleneğe bile düşman olan bir anlayışla nereye varacağız. Adı üstünde Milli Eğitim Bakanlığı… Bu ülkenin kültürü geleneği örfü âdeti anlatılmayacaksa Almanya’nın kültürü mü anlatılacak. Eşcinsellik, LGBT, dinsizlik mi anlatılacak? Bu ülkenin bayramından neden rahatsız oluyorsunuz? Büyükleri saymaktan, küçükleri sevmekten doğal ne olabilir. 

Sözde uzman iki kişiyi konuşturmuşlar. Bu konuşanlardan birisi o kadar saçma sapan konuşuyor ki anlatamam. Yav, sen hangi ülkenin vatandaşısın. Bırakın dindarlığı geleneğe bile karşılar. Neymiş efendim bu müfredata göre kadının erkekle evlenmesi öneriliyormuş. Bu öneri yanlışmış. 

Erkek erkekle, kadın kadınla evlenmeliymiş. Yine evlilik dışı doğan çocuklar gayrimeşru sayılıyormuş. Evlilik dışı çocuk yapmak ayıplanıyormuş. Yok, bir de övselerdi. 

 DW Türkçe kanalı bunları konuşturuyor. Bir başkası da diyor ki aile kavramını övmek kadına şiddetmiş. Toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırıymış. Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır batılı müfredatla yönetildi. 

O nedenle Milli Eğitim olamadı. 

Yusuf Tekin ve arkadaşları sadece eğitimi millileştiriyorlar. Kıyamet kopuyor. 

Eskiden okula devam zorunluluğu yoktu, şimdi var. Öğrenciler okula gitmiyordu. Okulu ciddiye almıyordu. Yine sınıfta kalmak kalkmıştı. Böyle eğitim olur mu? Okula gitme, ödev yapma, öğretmene saygı duyma… Buradan ne ahlak çıkar ne de bilim. 

 Biz bilimle ilgili her türlü dersi okulda okutmalıyız. Sosyal bilimleri okutmalıyız. 

Ancak bu topluma düşman olan batılı müfredatlardan da kurtulmalıyız. Aman korkmayın, kimseye gericilik yapın demiyoruz. Asgari ahlak ve geleneklerimiz bu okullarda okutulsun. 

Ama Alman DW kanalı geleneğe bile karşı. Amaçları değersiz bir toplum oluşturmak. Çanakkale Zaferi’ni, İstanbul’un Fethi’ni bile konuşturmak istemiyorlar. Tarihine düşman bir nesil istiyorlar. Bu tuzağın farkındayız. Milli Eğitim Bakanlığı, milli ve yerli bir eğitime ağırlık vermelidir. Doğru yolda ilerliyorlar. Ancak ne yaptığını ve neden yaptığını da en iyi biçimde halkımıza anlatmalıdır. Duygudaşlık ve paydaşlık çoğaltılmalıdır. Yapmak yetmez  anlatmak önemlidir. 

Kurtulmuş’un bayram anısı… 

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, ABD Öğretim Üyesi iken başına gelen bir olayı nakletti. Dine inanmayan bir arkadaşı bir sabah Numan Bey’e bayram kutlamaya gelmiş. Numan Bey de şaşırmış ben seni gelmez sanıyordum demiş. Nasıl oldu da geldin diye takılmış. O kişi de; “ Sizim dinle ilgimiz yok ancak bayramlara saygımız var” demiş. Bu ülkenin dinsizi bile bayramlara saygı duyarken. Elin Alman kanalı düşmanlık yapıyor. Milet olarak uyanık olmalıyız. Bir toplumun çökmesi için savaşa ihtiyaç yok. Aileyi çökertin, o toplumu yıkarsınız.

Yeni Akit