Ya operasyon, ya güvenli bölge
Suriye’de DAİŞ’in işgalindeki son toprak parçası olan Deyrizzor’daki Bagoz kasabası da PKK işgaline girdi. İki terör örgütü tıpkı daha önce Rakka’da olduğu gibi burada da işbirliği yaptı.
Böylece Suriye’de DAİŞ işgalinde hiçbir yer kalmadı.
Yani Amerika’nın DAİŞ bahanesi ortadan kalktı.
DAİŞ yarın tekrar hortlar mı, hortlar. Daha önce oldu.
Şu anki şartlarda ise DAİŞ bitti, Trump mutlak zafer ilanına hazırlanıyor ve Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilmesinin önü tamamen açıldı.
Peki bu durumda PKK’ya ne olacak?
Türkiye Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon için tüm hazırlıklarını yaptı.
Tam bu aşamada ABD’den “güvenli bölge kuralım” önerisi geldi.
Münih Güvenlik Zirvesinde konuşulanlara bakılırsa Batı hem operasyona karşı çıkıyor hem de güvenli bölgenin Türkiye’nin denetimine bırakılmasına.
Yani onlara göre PKK’ya operasyon yapılmasın, güvenli bölge de PKK’yı korumaya yönelik olsun.
Kısacası PKK çarkı dönmeye devam etsin.
DAİŞ ve ABD sonrası PKK’nın da paylaşılamadığı ortada.
Esed rejimi PKK’lılara “bize katılın, Amerika artık sizi koruyamaz” diyor.
Amerika, PKK’lılara “eğer rejimle anlaşırsanız sizinle ortaklığı keseriz” diye uyarı yapıyor.
Fransa ise “PKK’lılara sahip çıkılmalı, ortada bırakılıp, mağdur edilmemeli, onlara borcumuz var” diyor.
Batı ülkeleri Münih’teki Güvenlik Konferansında ne derse desin, bu iki ihtimalin dışına çıkılması PKK tezgahının devamı anlamındadır ve Türkiye için asla kabul edilebilir bir durum değildir.
İşte bu anlaşmazlık sürecinde Rusya’nın tavrına da göz atmakta fayda var.
Rusya, Esed rejiminin PKK’lılara yaptığı “bize katılın” çağrısını destekliyor.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin PKK’lıları kast ederek, “Suriyeli Kürtler, rejimle diyaloğa başlamalı” dedi.
Rusya için PKK terör örgütü değil.
Ama Rusya’nın PKK’ya bakışı ABD’nin kurduğu ittifak kadar güçlü de değil.
Putin’in başkan Erdoğan’la olan yakınlığı, Türkiye ile kurduğu stratejik ortaklıkların Moskova için önemini hesaba kattığımızda Rusların PKK konusunda Türkiye’ye ABD ya da diğer Batı ülkeleri gibi yaklaşmalarının Ruslar adına hiçbir getirisi olmayacaktır.
Putin bu anlamda Hafız Esed dönemi anlaşmaları öne sürerek, Türkiye ile Şam’ı irtibatlandırıp, PKK konusunu bu yolla çözmeyi hesaplıyor olabilir.
Peki şimdi ne olacak?
Türkiye’nin tavrı net.
PKK Türkiye sınırından defedilecek.
Bu ya Türk askerinin operasyonuyla yapılacak ya da Türkiye denetimindeki bir güvenli bölge veya tampon bölgenin kurulmasıyla gerçekleştirilecek.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın çizdiği çerçeve açık.
Yaklaşık 450 kilometre genişliğinde, 32 kilometre derinlikte bir güvenli bölge kurulacak, diyor.
Ve şunu da ekliyor, “terör örgütünün o bölgede olmasına asla müsaade etmeyeceğiz”.
Belli ki adı güvenli bölge ya da tampon bölge olsun, bu bölgede PKK asla olmayacak, bunun yolu da bölgenin denetiminin Türkiye’de olmasından geçiyor.
Aksi halde Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu için haftalar öncesinden yaptığı ve bütün dünyanın dikkatini çeken o geniş çaplı hazırlık sürecinin hala devam ettiğini hatırlatmakta fayda olacaktır.