Türkiye-Libya gerginliği değil
Libya’da Türk vatandaşlarının alıkonulmasının ardından Ankara çok sert tepki göstermiş, darbeci Hafter güçleri geri adım atıp, vatandaşlarımızı serbest bırakmıştı.
Dışişleri Bakanlığının tepki dolu açıklamasında vatandaşlarımızı alıkoyanların, meşru hedef olacakları yönünde uyarı yapılmıştı.
İşte o açıklama sonrası Türkiye-Libya gerginliği ve hatta Türkiye-Libya savaşın eşiğinde gibi yorumlar yapıldı.
Vatandaşlarımızı alıkoyan sonrasında gelen sert tepkiyle geri adım atıp serbest bırakanlar, Libya’daki darbeci unsurlardı.
Halife Hafter adlı generale ait militanlardı.
Yani Ankara’nın tepkisi Hafter’e yönelikti.
Eğer denileni yapmayıp, vatandaşlarımızı alıkoymaya devam etseler, Türkiye’nin meşru hedefi olacak kişiler, Hafter ve militanlarıydı.
Türkiye’nin bu anlamda Libya’ya yönelik sert bir tutumu olmadığı gibi aksine Türkiye Libya’nın yanında yer aldığı için Türk vatandaşları kaçırılmıştı.
Çünkü Halife Hafter adlı general Libya’da merkezi hükümete yönelik saldırılarıyla biliniyor.
4 Nisan’da Trablus’taki hükümeti devirip, başkenti ele geçirmek için saldırı başlattı.
Hafter’in saldırılarına Trablus direndi. İki kez Hafter güçleri püskürtüldü.
En son geçen hafta ağır bir kayıp verildi, Hafter’e.
Trablus’un kilit bölgelerinden birini işgal ediyordu, direnişle karşılaşınca, kaçmak zorunda kaldı.
İşte o direnişte Türkiye’nin büyük payı vardı.
Trablus’daki hükümet güçleri Türkiye’den gelen yardımla darbeci Hafter’in militanlarına karşı koydu.
Hatfer’in sözcüsü bu süreçte iki kez kayıp yaşadı, ikisinden sonra da Türkiye’yi suçladı.
Geçen haftaki son kaybın ardından ise Türkiye’yi tehdit etmeye kalkıştı.
Sonrası malum, vatandaşlarımızı alı koyma eylemine giriştiler.
Peki Türkiye neden Libya’ya müdahil oldu?
Çünkü Halife Hafter darbecidir.
Saldırdığı Trablus merkezi yönetimi ise uluslararası olarak Libya halkının meşru temsilcisidir.
Yani Libya’da merkezi hükümet darbeci bir grubun saldırısına hedef olduğunda Türkiye merkezi hükümeti desteklemiştir.
Aslında bunu sadece Türkiye değil diğer batılı ülkeler ve BM de yapmalıydı.
Ama yapmadılar. Hatta onlar darbecilerin yanında yer aldılar.
Hafter saldırılarına 4 Nisan’da başlamıştı.
BM Genel Sekreteri o saldırılardan birkaç gün önce Bingazi’ye gidip, darbeci Hafter’le masaya oturdu.
BM, uluslararası olarak Trablus hükümetini Libya’nın meşru temsilcisi olarak tanırken, BM’nin en tepesindeki şahıs, BM’nin meşru yönetim olarak tanıdığı Trablus hükümetini devirmeye çalışan darbecilerle aynı masaya oturmuştu.
Bu durum Hafter’e verilen açık desteğin ilanıydı.
Hafter Kasım ayında da İtalya’da düzenlenen Libya konulu bir zirveye aslında hiç yeri olmadan davet edilmiş ve hatta Türkiye’nin tepkisine yol açan Doğu Akdeniz özelindeki paralel toplantıda da Libya’nın meşru lideri gibi takdim edilmişti.
Hafter’in en büyük destekçisi CIA’dir.
Çünkü Hafter açıkçası resmen CIA beslemesi bir adamdır.
Neden mi?
Kaddafi döneminde sürgün edilen general Hafter, ABD’ye getirilmiş ve CIA himayesine alınmıştır.
Libya’da 2011’de NATO müdahalesi sonrası Muammer Kaddafi linç edildikten sonra Hafter ABD’den Libya’ya döndü.
2014’te darbe girişiminde bulundu, başarılı olamadı.
2015’te bir darbe girişimi daha yaptı.
Tobruk ve Bingazi’de gayri meşru bir yönetim ilan etti.
Hafter’in bu darbesiyle Libya ikiye bölündü, Trablus’ta meşru hükümet, Bingazi’de ise darbecilere bağlı bir işgal yönetimi oluşturuldu.
Sonrasında Hafter durmadı.
Arkasına ABD’yi, İsrail’i, Mısır’ı, BAE’yi, BM’yi ve Avrupa’yı alan Hafter, Trablus’taki meşru yönetimi devirip, başkenti ele geçirmek için saldırı başlattı.
Batı dünyası, resmen meşru hükümet olarak tanıdığı Trablus yönetimini devirmeye çalışan darbecilerin yanında yer aldı.
Aslında bu durum Batı’nın iki yüzlülüğünün de bir kez daha ispatıdır.
Çünkü Batı, yine kendi kendini yalanlamıştır.
“Trablus’u tanıyoruz” deyip, Trablus’u devirmeye çalışan darbecileri muhatap almış hatta açıktan desteklemiştir.
Tabi bunu boşuna yapmamıştır.
Çünkü Batı’nın Libya’da gözü vardır.
Libya petrol rezervinde dünya sıralamasında, 48 milyon varille dokuzuncu durumdadır.
Libya Batı için önemlidir.
Çünkü petrolün dışında Kuzey Afrika’da stratejik önemde bir yerde bulunmaktadır.
Yarın öbür gün Doğu Akdeniz’den çıkarılacak doğalgazın Avrupa’ya transferinde Libya önemli bir duraktır.
Libya Batı için önemlidir.
Çünkü Avrupa’nın en büyük baş ağrısı olan Afrikalı göçmenlerin Avrupa’dan önceki Afrika kıtasındaki son limanları Libya’dır.