Güvenli bölge ilk etapta Ayn el Arab (Kobani)- Tel Abyad arasına kurulacak.
Uzunluk 125 kilometre olacak.
Derinlik ise 15 kilometre.
Bölgede 10 tabur Türk askeri görev yapacak.
Ayrıca TSK 4 askeri üs kuracak.
ABD askeriyle ortak devriyeler olacak.

Uzlaşıya göre PKK unsurları bu bölgeyi terk edecek, aldıkları silahlar da toplanacak.

Peki bu plan işler mi, ABD’ye güvenilir mi?
En çok bu soruların cevapları merak ediliyor.

Öncelikle güvenli bölgenin neresi olduğuna bakalım.
Suruç’un karşısındaki Ayn el Arap başlangıç noktası.
2014’te DAEŞ bahanesiyle PKK işgaline giren ve PKK’lıların Kobani diye adlandırdıkları şehir.
Bittiği yer ise yine aynı tarihlerde DAEŞ bahanesiyle PKK’nın işgal ettiği Akçakale karşısındaki Tel Abyad.
İkisinin arasındaki mesafe 125 kilometre.

Güvenli bölgenin başlangıcından biraz daha batıya gidersek Cerablus var.
Cerablus, 2016’da Fırat Kalkanı harekatıyla DAEŞ’ten kurtarıp, PKK’nın da girmesini engelleyerek, özgürleştirdiğimiz Suriye şehri.
Cerablus’un bizim açımızdan stratejik özelliği ise Fırat nehri.
Cerablus’tan ötesi Fırat’ın doğusu.
Yani Ayn el Arap.

Haritanın biraz daha sol tarafına baktığımızda Afrin’den başlayıp, Kilis’in karşısındaki Azez’le devam eden, Azez’den sonra da Cerablus’a uzanan ve adına “Fırat Kalkanı Bölgesi” dediğimiz bir koridor görüyoruz. Bu hat Türkiye tarafından kurtarılan ve Suriyelilerin kontrolüne bırakılan bir alan.

ABD’yle varılan uzlaşıdaki güvenli bölge işte tam Fırat Kalkanı bölgesinin sona erdiği yerden başlıyor ve 125 kilometre boyunca devam ediyor.
Burada dikkat çeken ayrıntı, uzlaşı planı işlerse, Suriye’nin kuzeyinde bir bölümü Fırat’ın batısında bir diğeri Fırat’ın doğusunda olan ve sınırımızın tam karşı tarafında yer alan uzunca bir koridor, birleştirilerek, Türkiye’nin kontrolüne geçmiş olacak. Başka bir ifadeyle Fırat Kalkanı bölgesi uzatılmış olacak.

Bu planın sahaya yansıtılması konusunda ABD’ye güvenilir mi?
Esasen planın işleyip, işlemediğini görmek için askerimizin adı konulan o güvenli bölgeye bir an önce girmesi şart.
Mehmetçik oraya harekat düzenlemeden sınırı geçerse, ilk kez Fırat’ın doğusunda yani Amerikalıların mıntıkasında söz sahibi olacak.

PKK silah bırakmayı reddetse de, o bölgeden çekilmese de, burada anahtar askerimizin güvenli bölgeye girmesi yani sınırın karşı tarafına geçmesidir.

Güvenli bölgenin iki şehri olan Tel Abyad ile Ayn el Arap PKK dezenformasyonunun aksine Arap nüfusun çoğunluk olduğu bölgelerdir.
ABD’nin askeri anlamda 2015’ten itibaren çok fazla bir tasarrufta da bulunmadıkları alanlardır.
ABD’nin ağırlıklı askeri varlığı daha güney ve daha kuzey bölgelerinde yer almaktadır.
Buradan yola çıkarak, bu hattın Fırat Kalkanı bölgesine dahil edilmesinin önünde Amerika açısından çok büyük sorun teşkil etmeyeceğini söyleyebiliriz.
Bunun benzerini 2018’deki Zeytin Dalı harekatında gördük, Afrin PKK için büyük anlam ifade eden ama Amerikalıların çok da umursamadığı bir şehirdi, girdik ve aldık.

Güvenli bölge uzlaşısının detayları netleşiyor. Harita daha belirgin hale geliyor.
ABD illa ki süreci sulandırmak, Türkiye’yi oyalamak isteyecektir.
Ama esas olan askerimizin güvenli bölgeye intikal etmesidir.
Kaldı ki şu an detayları belli olan plan, tüm bu sürecin ilk etabından ibaret.
Şayet işler planladığı gibi gitmez, ABD su koyarsa, Türkiye’nin 8 aydır üzerinde çalıştığı ve tüm hazırlıklarını yaptığı A planı devreye sokulacaktır.
Unutmayalım ki ABD’yle varılan güvenli bölge uzlaşısı, Türkiye için bir B planıdır.
Gerektiği an Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon içeren A planı başlayacaktır.
Bunu, operasyon yapmama karşılığında PKK’yı sınırımızdan uzak tutma garantisini veren Amerikalılar da çok iyi bilmektedirler.