“Türkiye Fırat’ın doğusunda güvenli bölge oluşturursa, demografiyi bozacak”.
“Rasulayn, Tel Abyad ve Ayn el Arab’ta Kürtler sürülecek, yerlerine Araplar getirilecek”.

Batı’nın işine geldiği anlarda, çok hoşlandığı sihirli kelimeler vardır, insan hakları, demokrasi, basın özgürlüğü, demografi gibi.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda hazırlandığı operasyon öncesi bu sihirli kelimeler havada uçuşuyor. En çok da demografik yapının değiştirilmesi meselesi.

Demografik yapı, işgalle, sürgün politikasıyla değiştirilir.
Ve bir savaş suçudur.
Mesela İsrail, bunu Filistin’de yıllardır işlemektedir ama Batı asla görmez, hadi gördü diyelim kesinlikle oralı olmaz.

PKK ve Suriye’deki unsurları da bu suçu işlediler hala da işlemeye devam ediyorlar.
Batı’nın umurunda olmadı.
Tıpkı PYD’nin çocukları zorla kaçırıp, silah altına aldığının ispatlanması gibi.
BM ne yapmıştı, PYD elebaşını Cenevre’deki ofislerinde ağırlayıp, “çocuk militanlar” konusunda anlaşma imzalayıp, terör örgütünü resmi bir kurum gibi meşrulaştırmıştı.

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşta Tel Abyad, Rasulayn, Ayn el Arap, Rakka gibi çoğunluğu Arap nüfus olan şehirler, Suriye halkı tarafından rejimden kurtarılmıştı.
2014’te DAEŞ terör örgütü ortaya çıkınca, bu şehirlere saldırdı, hepsini işgal etti.
DAEŞ’in işgali uzun sürmedi.
DAEŞ’le mücadele adı altında sahaya sürülen PYD teröristleri, bu şehirlerin hepsini DAEŞ’ten anahtar teslim şekilde aldı. Hatta Rakka’ya giren PYD teröristleri, şehirdeki DAEŞ teröristlerini kiraladıkları otobüslerle yolcu etmişlerdi.

TEL ABYAD’DA ÇOĞUNLUK ARAP’TI
PYD, söz konusu şehirleri işgal edene kadar, oralarda nüfus oranları nasıldı?
Tel Abyad, köyleriyle birlikte 200 bin kişi vardı.
Yüzde 50’si yani 100 bini Arap’tı.
Geri kalan yüzde 50 ise eşit olarak Türkmen, Kürt ve Ermenilerden oluşuyordu.
PKK-PYD işgalinden sonra Araplarla Türkmenlerin çoğu sürgün edildi.
PYD çizgisinde olmayan Kürtler de sürüldü.

RASULAYN’IN %72’Sİ ARAPTI
Aynı akıbete uğrayan bir diğer şehir Rasulayn oldu.
PYD işgalinden önce 44 bin nüfusu vardı.
Yüzde 72’si Arap’tı.
Kürt nüfus oranı yüzde 22, Türkmenler yüzde 3, Ermeniler de yüzde 3 oranında nüfusa sahipti.
PYD işgal ettikten sonra teröre hizmet etmeyenler sürüldü, geriye PKK’ya boyun eğenler bırakıldı.

AYN EL ARAP’TA 1979’A KADAR TEK BİR KÜRT BİLE YOKTU
PYD’nin Kobani diye adlandırdığı Ayn el Arap’a bakalım.
Türkçe Arap Suyu olarak tanımlanan bir şehir.
1979’a kadar tek bir Kürt’ün olmadığı bir şehir.
1979’dan sonra Kürt nüfus çoğalıyor ama yine de tek başına çoğunluk olmuyor.
2014’de DAEŞ işgali ve PYD’nin bu işgale son veren sözde direnişiyle Batılı PYD teröristleri buraya yerleştiriliyor. Nüfusun çoğunluğunu da militanlar oluşturuyor.

Türkiye Fırat’ın doğusuna operasyon yaparsa, Tel Abyad, Ayn el Arap ve Rasulayn’ı içine alan yaklaşık 125 kilometrelik koridorda güvenli bölge oluşturacak.
Daha önce Azez, Cerablus, El Bab ve Afrin’de olduğu gibi Türkiye’deki Suriyeli mülteciler, mülteci sıfatlarını Türkiye’de bırakıp, Tel Abyad’a, Ayn el Arab’a, Rasulayn’a yerleştirilecek.

PYD, son günlerde “Türkiye güvenli bölge oluşturursa, demografik yapıyı değiştirecek” diye kampanya başlattı. Hemen hemen her gün bu konuyla alakalı röportajlar verip, paylaşımlar yaparak özellikle Batı medyasında yer buluyorlar. Amerikalılarla Avrupalılar ise “aaa Türkiye demografik yapıyla oynayacakmış, buna müsaade etmeyiz” diyerek terör örgütünün çanağına balıklama atlıyorlar.

İşin ilginç yanı CHP de bu kampanyanın bir ucundan tutuyor.
PYD sempatizanları, CHP’nin davetiyle katıldıkları ve bir CHP organizasyonu olan Suriye konferansında bu yalanları yine dile getirdi.

Başkan Erdoğan’ın “bir gece ansızın gelebiliriz” sözlerinin hemen ardından ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz’den benzer bir açıklama geldi, Çeviköz Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon yapılır ve güvenli bölge oluşturulursa, Suriye’nin farklı bölgelerinden gelen insanların buralara yerleştirileceğini bunun da güvenlik sorunu teşkil edeceğini söyledi.

Yani Suriye’de demografik yapıyı değiştirip, Arapları, Türkmenleri sürgün eden PYD terör örgütü, “Türkiye güvenli bölge kurarsa demografik yapıyı değiştirecek” diye algı operasyonu yürütürken, maalesef CHP de bu kayığa biniyor.

“Türkiye demografik yapıyı değiştirecek” demenin bir sonraki adımı “Türkiye savaş suçu işliyor” olacaktır.

Halbuki tam tersi. Suriye’nin kuzeyinde demografik yapıyı alt üst edip, savaş suçu işleyen bizzat PKK-PYD’nin kendisidir.
Bozulan demografik yapıyı aslına getirmeye çalışan ise Türkiye’dir.