Taha Dağlı
Taha Dağlı
HABER7 YAZARI

PKK'nın bu yalanlarına kimse kanmasın

GİRİŞ 10.10.2019 GÜNCELLEME 11.10.2019 YAZARLAR

Barış Pınarı harekatı, zaruridir, yapılması şarttır.
Çünkü PKK sınırımızda bir devlet kurmaya çalışmaktadır.
Bu operasyon olmazsa Suriye sınırımızda komşumuz bir terör örgütü olacaktır.

 

 

Oysa bizim komşumuz Araplardı.
PKK-PYD 2011’de başlayan iç savaşı kullanıp, ABD himayesinde sınırımızdaki Arap ve Türkmenleri ve hatta kendi çizgisinde olmayan Kürtleri sürgün edip, çoğu yabancı teröristlerden oluşan terör yapılanmasını, bugün operasyon yaptığımız Suriye şehirlerine yerleştirmiştir.

“Türkiye demografik yapıyı değiştirecek” iddiası bir PKK yalanıdır.
Halbuki orada demografi yapıyı bizzat değiştiren PKK olmuştur.
Türkiye ise aslına uygun hale getirecektir.

 

 

Türkiye “sivilleri vuruyor” iddiası bir PKK yalanıdır.
Türkiye, daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında sivilleri hedef almamış, bu yüzden operasyonlar planlanandan daha uzun sürmüş hatta Mehmetçik kendi canını hiçe sayıp, sivillerin hayatına öncelik tanımıştır.

Barış Pınarında da tek hedef teröristlerdir.

“Türkiye Kürtleri vuruyor” iddiası bir PKK yalanıdır.
Çünkü PKK-PYD-YPG ya da SDG Suriye Kürtlerini asla temsil etmemektedir.

Türkiye kendi ülkesindeki Kürtlerle hiçbir sorunu olmayan bir devlettir.
Irak’taki bölgesel yönetim ile Türkiye arasındaki ilişki de bir başka örnektir.

Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin çoğu PKK-PYD muhalifidir.
Eğer Türkiye Suriye’deki Kürtleri hedef alıyor olsa bir Kürt olan Abdülbasit Seyda, 2011’de Türkiye’nin himayesinde kurulan Suriye Ulusal Konseyinin ikinci dönem başkanlığına nasıl getirilebilirdi?

Eğer Türkiye Suriye’deki Kürtleri hedef alıyor olsa tıpkı Türkiye’nin desteklediği ve içinde Kürt muhaliflerin de bulunduğu Suriye Ulusal Konseyi gibi hem rejim hem PKK karşıtı olan Suriye Ulusal Kürt Koalisyonunun defalarca İstanbul ve Gaziantep gibi şehirlerde toplanmasına izin ve imkan verir miydi?

Terör örgütü günlerdir Türkiye başta olmak üzere dünya genelindeki Kürtlere seferberlik, ayaklanma, direniş çağrıları yaptı. Madem PKK-PYD-YPG ya da SDG, Kürtlerin temsilcisiydi, neden kimse onların bu çağrılarına uymadı, neden kimse sokağa falan dökülmedi, neden ayaklanmadı?

Ve son bir not.
PKK-PYD-YPG ya da SDG, tüm dünyayı DAEŞ terör örgütü üzerinden tehdit etme cüretini gösterdi.
Türkiye operasyon yapınca, “biz de elimizdeki DAEŞ teröristlerini daha fazla tutamayız” dediler.
“DAEŞ yeniden canlanır” yalanını ortaya atıp, bunun sorumlusunun Türkiye olacağı propagandasına soyundular.

O tehdidin üzerinden 24 saat geçmeden PKK, Rakka’da DAEŞ’in saldırı yaptığını iddia etti.
ABD öncülüğündeki koalisyona bağlı savaş uçakları derhal havalanıp, Rakka’yı bombaladı.

Peki o halde sormak lazım.
Bitti denilip, zafer ilan ettiğiniz DAEŞ, tam da Türkiye operasyona başlarken, birkaç saat içerisinde nasıl oldu da hortlayıverdi?
Bunu bir izah edin.

Unutmayalım, PKK’nın “DAEŞ yeniden canlandı, saldırıya geçti” dediği yer Rakka.
Burası Suriyeli muhaliflerin elindeydi.
DAEŞ 2014 sonrası işgal etti.
2016 Kasım ayında PKK şehri anahtar teslim DAEŞ’ten aldı.
PKK teröristlerinin sözde yakaladığı DAEŞ teröristlerini, otobüs ve kamyonlarla nasıl yolcu ettiklerini, arkalarından nasıl el salladıklarını, bütün dünya gördü.
Rakka’da bir PKK-DAEŞ tiyatrosu yaşanmıştı.
Çünkü ikisi de terör örgütü ve ikisi de aynı damardan besleniyor.
 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL