İdlib'te kimlerle savaşıyoruz?
Türk askeri İdlib’te savaşta. Peki karşımızda kimler var?
Havada Rus savaş uçakları, karada Esed rejiminin askerleri, şebbiha çeteleri ve İran’a bağlı militan gruplar.
Rusya’nın derdi belli.
Suriye’de liman ve üs yatırımları var.
Esed rejimi başta kalmalı ki, o yatırımlar kalıcı olsun.
Aksi taktirde hepsi riske girecek.
O zaman Rusya’nın “sıcak denizler politikası” da büyük darbe alacak.
Ruslara göre İdlib demek, Halep’ten Akdeniz’e inmek demek.
İran’ın derdine bakalım.
1979’daki devrimin ardından Hafız Esed’le birlik oldular.
Onların da “şii hilali” politikaları var ve bu politika için Suriye çok önemli.
Suriye’de sünni nüfusa saldırdılar, Şam’ın, Halep’in demografik yapısını alt üst ettiler şimdi sıra İdlib’e geldi.
İdlib’i de sünnilerden arındırıp orayı da Şii hilaline bağlamak istiyorlar.
İran bu uğurda Lübnan Hizbullah’ını Suriye’ye taşıdı.
Sözde İsrail’le mücadele eden Hizbullah militanları, yıllardır Suriye’de sünni sivilleri katletmekle meşgul.
2014 Haziran ayında Irak’ta DAEŞ terör örgütü Musul’u aldıktan sonra “Bağdat’a, Necef’e, Basra’ya yürüyeceğiz” tehdinini savurdu.
Iraklı Şii otorite Sistani’nin çağrısıyla Afganistan’daki Şii gençler, Kasım Süleymani organizasyonunda Irak’a getirildi, Haşdi Şabi adlı mezhepçi katil sürüleri oluşturuldu.
İlk işleri DAEŞ’le mücadele adı altında Bağdat’ın kuzeyindeki Sünni üçgeni olarak bilinen şehirlere saldırmak oldu.
Aynı Kasım Süleymani, bölgeye getirdiği binlerce Şii militandan Suriye için de ayrı birlikler kurdu.
Fatimiye Tugayları, Zeynebiye tugayları adı altında kutsal isimleri kirleterek, Müslüman katleden katil çeteleri faaliyete geçti.
Şimdi o çetelerin hepsi İdlib’te sivilleri öldürüyor, sivilleri korumaya çalışan Türk askerine saldırıyor.
İran’ın kontrolünde Şam’da bazı Filistinli gruplar da var maalesef.
Gazze merkezli İslami Cihat örgütü onlardan biri.
Şam’da Filistinlilerin ne işi var derseniz.
1948’de İsrail işgal devleti kurulunca sürgün edilen yüz binlerce Filistinli, Suriye başta olmak üzere Ürdün ve Lübnan’a sığınmıştı.
O mültecilerin çocukları, torunları hala bu ülkelerde.
Hamas, 2011’de Esed rejiminin katliamları başlayınca Şam’ı terk ederek onurlu bir davranışta bulunmuştu.
İslami Cihat terk etmedi.
Gazze, Lübnan, Suriye’deki grup tamamen İran kontrolünde.
Hatta İsrail ara sıra Şam’daki İslami Cihat karargahlarını da bombalıyor.
Geçen Kasım ayında yapmışlardı, iki hafta önce bir kez daha Şam’daki İslami Cihat örgütünü hedef aldılar.
Filistinli İslami Cihatçılar, sünniler ama mezhepçi Esed rejimi ve Şii İran’ın himayesinde Suriye’deki katliamlarda taraf oluyorlar.
Gelelim İdlib’in sözde sahibi Esed rejimine.
Esed rejimi, Rusya ve İran’ın kuklasıdır.
Patronları Rusya ve İran’dır.
Esed rejiminin iki büyük ordusunun bir kolu direk Rusya’ya, diğer kolu ise direk İran’a bağlıdır.
Beşar Esed ise formalite icabi orada durmaktadır.
Bu savaşın, bu katliamların başındaki Rusya ve İran için Esed formalite icabı hep başta kalmak zorundadır.
Çünkü bir piyon olan Esed’in adını kullanarak, Rusya da İran da Suriye’deki amaçlarını, meşru zemine oturtmaya çalışmaktadır.
O formalite düşerse, Rusya’nın da İran’ın da Suriye’deki varlıkları çöker.
-
enver 4 yıl önce Şikayet Etmuharrem ince bunları bilmiyor mu? bize "Rusya'mı, Esat'mı saldırdı. Kıvırmadan söyleyin" demiş! bana kalırsa bu soruyu Putin'e sorsun, iran ın sorumlusu kimse ona sorsun: "TSK sizemi esata mı saldırıyor" diye. bu ne biçim açıklama. bir de cumhurbaşkanı olacakmış! Vay halimize.Beğen Toplam 7 beğeni