Bazı CHP’liler memnun olmadı, aksine karşı çıktı, itiraz etti, “neden herkese haftalık 5 adet bedava maske dağıtılıyor üstelik evlere servis yapılıyor” diye ama bu uygulamaya, katıksız “Erdoğan düşmanı” olan İsrail bile gıpta ile bakıyor.

İsrail devlet televizyonunun diplomasi masası şefi Amichai Stein, önceki gün sosyal medya hesabından “Erdoğan’ı örnek alın” diye bir paylaşımda bulundu.

İsrail’in Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakışı malum.
Amichai Stein adlı gazeteciyi de anlatmaya gerek yok.
Türkiye kimle mücadele etse hemen onun yanında saf tutarlar, hem PKK’lı olurlar hem FETÖ’cü.

Ama buna rağmen Amichai Stein “yiğidi öldür hakkını ver” cinsinden bir itirafta bulundu.
“Erdoğan herkese bedava 5 maske dağıtıyor” dedi.
“Bunu yazacağım aklıma gelmezdi ama Erdoğan’ı örnek alın” diye İsrail yönetimine seslendi.

İsrailli gazeteci, istemeye istemeye Erdoğan’ı takdir etmek zorunda kaldığını söyledi.
Çünkü kendi ülkesinin dış istihbaratı Mossad aylardır bir çok ülkede maske peşinde koşuyor.
“Birilerinin elinden maske kapayım” diye başka başka ülkelere operasyon yapıyor.

Şu yere göğe sığdırılamayan Mossad’dan bahsediyorum.
Farklı ülkelerin vatandaşlarının pasaportlarını araklayıp, bir başka ülkeye sızıp, o ülkedeki yabancılara suikastlar düzenleyen, iz bıraksa bile kimselere hesap vermeyen Mossad, son birkaç aydır işi gücü bırakmış, maske operasyonları düzenlemeye kalkıyor ama pek de başarılı olamıyor.

Çünkü neredeyse bütün büyük güçler, maske peşinde.
Amerikalılar, İtalyanların; İtalyanlar Kanadalıların; İngilizler bir başkasının maske taşıyan kargolarını araklamaya çalışıyor, maske için bir çok ülke birbirini dolandırıyor, kimin kime gücü yeterse, maskeyi o kapıyor.

ABD Başkanı Trump misal, kafasına göre haritadan ülke seçip, parmak sallayarak, “seni mahvederim, seni yok ederim” diyen Trump, şimdi kartondan maskeye muhtaç durumda.
Ülkesinde maske olmadığı için kendi halkına “şaldan maske yapın, onu takın” diyor.

ABD’de Şikago’da hemşireler geçen hafta ayaklandı, hastanelerde maske olmadığı için virüs taşıyan hastalara karşı korunamadıklarından dert yandılar, “biz de öleceğiz” diye ağlayarak istifa ettiler.

ABD’de sağlık sisteminin tepesindeki “hastalık kontrol ve önleme merkezi” maske acizliğini resmen açıkladı, “maske yok, evdeki bandana veya atkılarınızı maske olarak kullanın” dedi.

Fransa’nın İçişleri Bakanı evdeki Fransızlara çağrıda bulundu, “maskeniz varsa en yakın hastaneye bağışlayın” dedi.

İngiltere ve İspanya’da doktor ve hemşireler maske ile koruyucu tulum bulamadıkları için çöp poşetlerini üzerlerine giyip, hasta bakmak zorunda kaldılar.

İngiltere’de bir hastaneye maske getirildi, maskeler doktorlara dağıtıldı ama o maskelerin hepsinin son kullanma tarihlerinin Eylül 2012 olduğu ortaya çıktı.

Dünyada durum böyleyken Türkiye, herkese haftalık 5 adet maskeyi bedava dağıtıyor, üstelik evlere servis yapılıyor, kimse maske telaşına düşmeden, maskeye tek kuruş ödemeden, maskeler kapısına kadar getiriliyor.

Bunu dünyada Türkiye’den başka başarabilen yok.
Yakınına yaklaşan iki ülke var.
Singapur ile Avusturya ama onlar da hem bedava, hem eve servis hem de her hafta lüksünü aynı anda yapamıyorlar.

Dahası var, Türkiye elindeki fazla tıbbı malzemeyi İtalya ve İspanya’ya da yardım olsun diye gönderebiliyor.

Virüs belası tek başına maskeyle hallolmaz elbette.
Dünya maske bulamıyor, Türkiye’de evlere bedava gönderiliyor.

Dünyada hastane yok, hastane olsa da boş yatak yok. Türkiye’de fazlasıyla var.
Dünyada solunum cihazı yok, Türkiye’de ekstradan 2000 yoğun bakım üniteli iki hastane daha hizmete sokuluyor.
Dünyada virüsü önleyici ilaç yok, Türkiye’de 1 milyon kutu var.

Her fırsatta Türkiye’yi alaşağı etmek için pusuya yatmış Siyonistler bile bu salgın belasından kurtulabilmek için istemeye istemeye “Türkiye’yi ve Başkan Erdoğan’ı örnek almalıyız” derken bizim içimizdeki bu düşmanlığın sebebi nedir acaba?