ABD’de Kaliforniya’da bir hastanenin başhemşiresi olan Kathy isimli kadın önceki gün sosyal medyada bir canlı yayına katıldı: “hemşirelere tüm vardiyaları boyunca yalnızca bir adet cerrahi maske veriliyor. virüse karşı asıl etkili olan N-95 maskeler ise yöneticilerin ofisinde kilitli, kendilerine saklıyorlar bize vermiyorlar, basına konuşmamamız için de baskı yapıyorlar, tehdit ediyorlar” dedi.

Kaliforniya eyaletine bağlı Bakersfield’de bir hastanede çalışan Kelly Navarro adlı hemşire ise “hastanede yeterli maske yok bu nedenle virüsle burun burunayız, önlem alınmazsa, sağlık çalışanları ölecek” dedi.

Kaliforniya’da neredeyse tüm şehirlerde her gün sağlık çalışanları hastane önünde eylem yapıyor, son olarak Fresno kentinde sokağa döküldüler, “maske ve tulum bulun yoksa öleceğiz” dediler.

New York’ta D'neil Schmall Şikago’da ise İmaris Vera adlı hemşireleri tüm dünya gördü, ikisi de hıçkıra hıçkıra ağlayarak, “maskemiz yok, öleceğiz” diye isyan etti.

Geçen hafta New York’ta çalıştığı hastanenin önünde basın açıklaması yapan Dr Laura Ucik, “her gün hastaneye işe giderken kendimizi kurbanlık koyun gibi hissediyoruz çünkü salgınla mücadele ederken virüsten kendimizi koruyabileceğimiz ekipmanımız yok” dedi.

ABD’de hastaneler doldu taştı. Askerler şehirlere inip, çadırdan hastane yaptı, New York’ta Central Park çadır hastanesine çevrildi. Adı üzerinde sahra hastanesi. Sadece savaşlarda işe yarar. Yaralanan biri kolu, kafası sarılarak, oraya yatırılır en fazla bir serum bağlanabilir. İzole değildir, bir perde ya da paravanla yandaki yataktan ayrılmış, yap-boz bölmelerden oluşur. Koronalı hastayı oraya yatırırsanız, sahra hastanesinin kurulduğu park, avm, fuar alanı, spor salonu, stadyum artık neresiyse, her yana komple virüs bulaşır.

Kasım ayındaki başkanlık seçiminde Trump’ın rakibi demokratların başkan adayı Joe Biden bu duruma tepki gösterdi. Hani yeni hastaneler inşa edilecekti, neredeler diye sordu. “Hala hastane inşa edilmeli mi edilmemeli mi tartışması var, oysa çoktan o hastaneler inşa edilip, bitirilmeliydi” diye Trump’a yüklendi.

ABD’de morglar doldu taştı. Hastanelerin önüne morg olarak kullanılmak üzere kasalarına buz konulan kamyonlarla, soğuk zincir tırları dizildi.

ABD’de mezarlıklar doldu taştı, New York’ta boş adalara toplu mezarlar kazıldı.

İngiltere’ye bakalım. Hastanelerde doktorlar bile koruyucu tulum bulamıyor. Doktorlar çöp poşetlerini üzerlerine giyip, korona hastalarını tedavi ediyor.

Londra’da bir hastanede doktorlara dağıtılan maskelerin son kullanma tarihlerinin 2009 Eylül olduğu ortaya çıktı.

İngiltere’de huzur evlerinde 4000 yaşlının koronavirüsten öldüğü, bunların tedavi bile edilmediği ve kayıt dışı oldukları ortaya çıktı. Bir televizyon sunucusu huzurevlerinden sorumlu olan Sosyal Hizmetler Bakanı Helen Whately’e bu haberi sordu, kadın bakan o soruya cevap veremedi, canlı yayını sırıtarak geçiştirmeye çalıştı.

Fransa, İtalya ve İspanya’da yaşanan eksikliklere, skandallara her gün yenisi ekleniyor. Çünkü bu ülkelerin çoğunun elinde kağıttan maske bile yok. Sağlık sistemleri ya çöktü ya çökmek üzere. O yüzden hiçbiri yaşı ilerlemiş olan ya da birden fazla kronik hastalığı olanları, hastaneye dahi almıyor, eve yolluyor, yani direkt ölüme terk ediyor. Çünkü “ne de olsa ölecekler” diyor, “yoğun bakım ünitesini boşuna onlara veremem” diyor.

Bu ülkelerin neredeyse tamamı yardım için Türkiye’nin kapısını çaldı. Türkiye elinde fazla olan maske, tulum, solunum cihazı gibi hayati tıbbı malzemeleri bu ülkelere gönderdi. Tabi hepsinin parası alındı. Ama parayla bile bulamıyorlardı, bu yokluk nedeniyle işi birbirlerini dolandırmaya kadar götürmüşlerdi.

İspanya, İtalya, İngiltere’den Türkiye’ye teşekkür üstüne teşekkür geldi. İsrailliler bile “Erdoğan’ı örnek almalıyız” dedi.

Salgınla mücadelede Türkiye’nin dünyada örneği yok. Bunu ben söylemiyorum, dünyadan gelen tepkiler söylüyor.

Bütün dünya, bu salgınla boğuşuyor. Türkiye’nin de savaşı devam ediyor. Elbette kazanılan bir zafer yok şu an. Ama Türkiye, herkesten en az bir adım önde gidiyor.

İşte yeryüzünde bunu kavrayamayan tek topluluk var, o da bir kısım CHP’liler. CHP’li Gürsel Tekin’e göre İngilizlerin Türkçe teşekkür ederek, kadir kıymet gösterdikleri Türkiye, bu salgın işini Uganda’dan bile daha kötü yapıyor. CHP’li Barış Yarkadaş’a göre Amerikalıların maske için kapısını çaldıkları Türkiye, salgınla mücadelede gereken önlemleri alamıyor. CHP’li Yılmaz Özdil’e göre hemşiresine maske vermeyen, hemşiresine çöp poşeti giydiren Avrupa ülkeleri hemşire konusunda Türkiye’den katbekat önde.