Akdeniz rotasında pusula: 'CHP'
Amerikan New York Times gazetesi övgü yağdırıyor; güvenmemeliyiz. AB, “Libya artık Türkiye’nin” diyor; itibar edip rehavete kapılmamalıyız. Neyse ki CHP var. Başından beri çizgisi hiç şaşmadı. Giderken de “ne işimiz var Libya’da” diyorlardı hala aynı yerdeler.
Libya’da meşru yönetim devrilmek üzereydi. Türkiye müdahale etti, Trablus kurtuldu. Hafter ve destekçilerine peş peşe ağır darbeler vuruldu.
Gelinen noktada Türkiye Libya’daki denklemi değiştirdi. Bu denklem sadece Libya ile sınırlı değil, Akdeniz’i de direkt ilgilendiriyor. Ve hatta Suriye’de 2011’den bu yana devam eden iç savaş da artık Libya’ya kaymış durumda.
Türkiye, Libya’daki öncü rolüyle, kilit ülke konumunda. Herkesin gözü Türkiye’de. Amerikan New York Times gazetesi, “Türkiye Osmanlı’dan bu yana en güçlü müdahaleyi yaptı” dedi. AB Dış ilişkiler konseyinin raporunda, “Libya artık Türkiye’nin Libya’sı” ifadesi yer aldı. Alman, Fransız, İngiliz, Yunan basının manşetlerinde Türkiye’nin zaferi var.
Herkesin niyeti farklı. Hiç biri Türkiye’ye destek için bu övgüleri sıralamıyor.
Düşünsenize Suriye’de bugüne kadar uluslararası terör örgütlerine yönelik 4 operasyon gerçekleştirdik, hepsinde de kıyameti koparan Amerika ile AB vardı, karşımızda. Şimdi Libya’dayız ve bırakın protestoyu aksine övüyorlar.
Bugün farklı konuşuyorlarsa açıkçası bu bizim hayrımıza değildir. Mutlaka kendi ajandaları için hesap yapıyorlardır.
Birincisi Libya’da kimse kaybedenin yanında yer almak istemiyor. Bu nedenle “kazanan Türkiye vurgusu” ön plana çıkarılarak, kaybeden tarafa bir mesaj verildiğini söyleyebiliriz.
İkincisi Libya artık Türkiye’nin Libya’sı diyorlar ama böyle bir gerçeği asla kabullenmeyeceklerini de çok net biliyoruz. Libya’da 9 yıldır devam eden bir kaos var ve bu kaostan tüm Batı besleniyor. Libya’nın parasında, petrolünde, stratejik konumunda hep gözleri vardı hala da var, bundan vazgeçmeyeceklerdir.
Üçüncüsü, Rusya faktörü. Rusya’nın Libya’daki varlığını önce kabullendiler. Şimdi Türkiye Libya’da Ruslar ile karşı karşıya. Bu onların çok işine geliyor. Suriye’de Türkiye-Rusya stratejik ortaklığını bozmaya çalıştılar şimdi kavganın Libya’da alevlenmesini planlıyor, olabilirler.
Neticede Türkiye, 2 Ocak’ta Libya’ya gitme kararı aldığında, tek başınaydı. Libya’da önemli kazanımlar elde edildi, hala da tek başına. En hayırlısı da tek başına olmak. Elbette belli noktalarda, belli ölçülerde, belli güçlerle, hatları belirlenmiş, işbirlikleri yapılabilir, yapılacaktır da.
Ama Türkiye ne ABD’nin ne AB’nin ne de bir başkasının kayığına binmeyecektir. Türkiye, Akdeniz’de bir rota çizdi, kimseye bakmadan kendi belirlediği yolda ilerledi ve ilerleyecektir.
O yüzden Libya’ya operasyonlara devam ederken, Amerikalıların, Avrupalıların övgüleri, kafaları karıştırmasın. Onlar övüyorsa, bir çapanoğlu vardır mutlaka. İşte tam burada CHP’nin durduğu yere bakmakta fayda var. En belirgin yol gösterici onlar aslında! 2 Ocak’ta TBMM’de tezkere çıkarılırken, karşı gelmişlerdi, “ne işimiz var Libya’da, çölün ortasındaki Arapların savaşında” demişlerdi. Hala aynı yerdeler. Türk SİHA’ları Libya’da yedi düvelin korkulu rüyası olmuşken, SİHA karşıtı CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bu kez yeni tanıtılan TİHA’lardan rahatsız oldu. CHP’li vekilin taarruz insansız hava araçları hakkında bayram günü yaptığı o skandal açıklama hakikaten Akdeniz’de, Libya’da ilerlerken pusula kıymetinde