AB, salgın nedeniyle bir çok ülkeye yönelik seyahat uyarısı yaptı, Türkiye de onlardan biri.
Peki AB, siyasi bir karar olarak Türkiye’ye yönelik bu tutumundan geri adım atacak mı?
Şunu belirtmekte fayda var, ilk fırsatta bazı şehirlerimiz turizm noktasında güvenli bölge ilan edilebilir.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son Almanya ziyaretinde konu masaya yatırıldı.
Çıkan sonuç şu, AB seyahat uyarısını kaldırmaya yanaşmıyor.
Avrupalı turistler sadece AB sınırlarında dolaşabilecek hatta İsveç bile AB üyesi olmasına rağmen kara listede yer alıyor.

Ancak Temmuz’un ortalarından itibaren bu sürecin güncellenme ihtimali de var.
Zira Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ziyaretinin çok verimli geçtiği biliniyor.

Çavuşoğlu, kararın siyasi olduğunu vurgulamıştı.
AB, salgın önlemleri nedeniyle bir çok ülkeye seyahat uyarısı getirdi.
Ama Türkiye salgın konusunda o ülkelerle kıyaslanmayacak kadar başarılı.
Bu gerçek de resmi verilerle Avrupalıların dikkatine sunuldu.

Ziyarette Alman heyetinin önüne Türkiye’de korona salgını sürecinden itibaren neler yapıldığını ve son gelinen noktadaki tüm veriler konuldu.
Israrla dikkat çekmekte fayda var, Almanlar salgınla mücadele noktasındaki Türkiye’nin verilerini görünce bir hayli etkilenmişler.

AB, Türkiye ile ABD’yi salgın noktasında aynı kefeye koyarak, siyasi bir kararda ısrarcı olduklarını resmen belgeliyorlar.
İşte bu aşamada devreye veriler giriyor.
Rakamları görünce ise haksız olduklarını saklayamaz hale geliyorlar.

Peki şimdi ne olacak?
Karar 1 Temmuz’dan itibarendi.
2 hafta sonra güncellenmesi planlanıyordu.
Muhtemelen ayın ortalarındaki verilere, vaka sayılarına vs bakıp yeniden bir karar verebilirler.

AB’nin özellikle de Fransa’nın Türkiye konusunda çok agresif olduğu ortada.
Türkiye’nin Libya’daki faaliyetlerinden fena halde rahatsız oldukları için Fransız yönetimi her fırsatta Türkiye’ye karşı saldırgan politika uyguluyor.
Turizm konusu da bu saldırgan politikanın bir parçası.

Ama şu da var ki, turizm meselesi sadece Türkiye için değil Türkiye’ye turist gönderen Avrupalı şirketler için de bir gelir kaynağı.
Türkiye’ye turist gönderecekler ki onlar da kazanacak.

Salgını bahane edip, salgın konusunda çok daha tehlikeli halde olan bazı AB ülkelerini sırf birlik içerisinde olduğu için seyahat yasağından muaf tutma politikası, AB için sürdürülebilir değil.
Burada İsveç’i örnek gösteriyorlar ama İsveç dışında vaka sayısında Türkiye’nin üzerinde olan ülkeler, AB muafiyeti kapsamında tutuluyor.

Çavuşoğlu’nun ziyaretinden sonra kulis bilgilerine göre bu tutumu çok uzun süre sergilemeleri beklenmiyor yani bir noktada geri adım atmaları muhtemel.

Temmuz’un ortalarında yapılması planlanan güncellemeyle AB’den Türkiye’ye turist gelmesi söz konusu olabilir. Türkiye genelini kapsamasa da Antalya ve Muğla’nın güvenli bölge ilan edilmesi gibi bir durumdan bahsedebiliriz.
Türkiye’nin en önemli turistik beldelerinin bulunduğu bu iki şehrin, salgın konusundaki vakayla ilgili verilerinin özellikle Almanları olumlu anlamda etkilediğini söyleyebiliriz.