Mısır-Türkiye iddialarının aslı astarı ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mısır ile istihbarat görüşmelerinin yapılması farklıdır, yaparız hiçbir açıdan engel yoktur” demişti.
2013’deki darbe sonrası Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler en alt seviyeye indirildi.
İstihbarat anlamında ise bir ilişki mevcut.
Tabi istihbarat farklı bir pencere, Türkiye bunu Suriye ile dahi yapabiliyor.
Ama son dönemde Mısır-Türkiye görüşmeleri denince, Arap dünyasında yazılıp çizilenler, istihbarat klasiğinin ötesinde bir trafiğe işaret ediyor.
Konu ise Doğu Akdeniz.
Öncelikle belirtelim.
Türkiye, Doğu Akdeniz için herkesle görüşmeye, uzlaşmaya açık olduğunu aylar önce ilan etmişti.
Buna Mısır da dahil.
Türkiye’nin Libya’da ulusal mutabakat yönetimiyle yaptığı deniz yetki alanları anlaşmasını, bir başka Doğu Akdeniz kıyısı ülkeyle de yapması, bölgedeki varlığının korunması yönünde ekstra kazanımlar sağlayacaktır.
Aynı durum Mısır ya da İsrail veya Lübnan için de geçerli.
Mesela Mısır, Yunanistan’la böyle bir anlaşmayı yaptı.
Hem de kendi payını Yunanistan’a vererek.
Türkiye ile yapsa, ikisi de kazanacak.
Belli ki Mısır, BAE’nin emir ve talimatıyla Türkiye yerine Yunanistan’ı tercih etti, hem de kaybetmeyi peşinen göze alarak.
Mısır’ı sonuna kadar savunabiliriz ama başındaki darbeci Sisi’nin savunulacak tek bir yanı yok.
Sisi, Türkiye için bir kırmızı çizgidir.
Sisi ile bire bir görüşmek, anlaşmak, poz vermek, olmaz.
Fakat Mısır çok ama çok önemli bir ülkedir.
Bu önemi şöyle özetlemek mümkün, Türkiye Mısır’daki darbe yönetimiyle arasını; Mısır için Mısır halkı için Mısır’ın geleceği için bozmuştur.
Burada CHP’lilerin deyimiyle “ihvancı politikanın” bir etkisi var mıdır, tartışılır.
Çünkü eğer bu Türkiye, 2013’te diğerleri gibi darbeye darbe demesiydi, darbe mağdurlarını sahiplenmeseydi hatta darbecileri ayakta alkışlamış bile olsaydı, bugün Sisi’nin Türkiye’ye düşmanca bakışı pek de değişmeyecekti.
Zira Sisi’nin bir sürü patronu var.
O patronları Türkiye’ye düşmanlık yaptığı sürece Sisi’ye de bu görevi yerine getirmek düşecekti, öyle de oldu zaten.
Darbe ve darbeciler konusunda Türkiye’nin tavrını da bir kenara koyup, bugüne bakalım.
Arap medyasında bir süredir Mısır’ın Türkiye’yle ilişkiler noktasında daha derinlemesine mesajlar verdiği konuşuluyor.
Mısır neden böyle yapıyor?
Birincisi Mısır’da devlet demek tamamen Sisi demek değil.
Her ne kadar devletin büyük kısmını ele geçirmiş olsa da Mısır devletinde Sisi’yle aynı düşünmeyen bir kanat mevcut.
Onlar, Mısır’ın hakları, çıkarları noktasında Türkiye ile Doğu Akdeniz’de bir uzlaşının önemine vurgu yapıyorlar.
Mısır dönemde patronlarının lafından çıkmayan Sisi’nin suskun politikaları nedeniyle çok şey kaybetti.
Sadece Yunanistan’la yaptıkları anlaşma değil.
Suudi Arabistan’a verdikleri adalar, Nil nehrindeki baraj projesine karşı tepkisiz kalınması gibi durumlar, zaten batık olan Mısır ekonomisinin yarınlarını da büyük bir çıkmaza sürüklüyor.
Devletin aklı selim kanadı, Türkiye’yle ilişkileri bu nedenle önemsiyor.
Hali hazırda devam eden ticari bağların Doğu Akdeniz’de olası birliktelikle ortak kazanıma dönüşmesini istiyorlar.
Sisi varken bu olur mu?
Türkiye Sisi ile sarmaş dolaş dost olmadan, Mısır’la Doğu Akdeniz özelinde kazan-kazan doğrultusunda bir uzlaşıya varabilir.
Peki Sisi böyle bir şeyi yapar mı?
Belli ki darbeci Sisi, şu an devletin Türkiye ile uzlaşı isteyen kanadına karışmıyor.
Bunun sebebi şu, BAE ile İsrail arasındaki anlaşma sonrası Dubai limanı ile Hayfa limanını birbirine bağlayan demiryolu projesinde imzalar atıldı.
Bu proje hayata geçtiğinde Mısır’ın ekmek kapısı olan Süveyş Kanalı, ikinci plana atılacak.
Yani Mısır bizzat kendi patronları tarafından bir kez daha kazıklanmış oluyor.
İsrail ile BAE’nin Hayfa-Dubai projesi, Süveyş’i bitirirken; Sisi Çin’le Süveyş konusunda alternatif bir anlaşma sağladı. Buna göre Süveyş’ten İskenderiye’ye direkt demiryolu hattı döşenecek.
Mısırlıların “ikinci Süveyş” diye tanımladıkları Çin menşeili bu proje, Sisi’nin kendisini ortada bırakan BAE’ye karşı bir resti olarak yorumlanıyor.
Türkiye ile Doğu Akdeniz’de bir yakınlaşmanın yüksek sesle dile getirilmesinin ve Sisi’nin buna müsaade etmesinin sebebinin de BAE’ye reaksiyon olduğu düşünülüyor.
Tabi Kahire’nin bu hamlelerine BAE’nin sessiz kalacağını söylemek zor.
Son günlerde Mısır sokaklarında patlak veren gösterilerin Sisi’yi hizaya getirmek ve bilhassa Çin’den uzak tutmak adına kullanılma ihtimali de var.