Avrupa iki yüzlülüğün kitabını Puigdemont ile yazdı
Avrupa Konseyi geçen hafta bakanlar kurulu toplantısında Türkiye’yi tehdit edercesine bir karar aldı. “Demirtaş derhal serbest bırakılsın aksi takdirde Türkiye’ye karşı hukuki ihlal prosedürü başlatacağız” denildi.
Demirtaş cezaevinde. Yaptığı çağrılarla, teröristlerin gerçekleştirdiği bir katliamın fitilini yakmıştı. PKK terör örgütüne yönelik en azından sempatisini bilmeyen yok. Kaldı ki bir çok kez PKK ve uzantısı PYD’nin açık propagandasını yaptı. Abisi zaten PKK’nın kadrolu teröristi.
Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, ne kadar kurum varsa yıllardır, Demirtaş’ın serbest bırakılmasını Türkiye’ye dayatmaya kalkıyor. Böyle bir güçleri olmasa da Türkiye’yi tehdit etme teşebbüsünde dahi bulunuyorlar.
Carles Puigdemont, Katalonya özerk yönetiminin başkanıydı. Avrupa Parlamentosu milletvekiliydi. Terörle, terör örgütleriyle organik bağı olmayan seçilmiş bir siyasetçiydi. 1 Ekim 2017’de İspanya’dan bağımsızlık referandumuna girişti. Korsan bir referandumdu, daha oy sandıkları kurulur kurulmaz, İspanyol polisinin baskınları başladı. Sandıklar, bağımsızlık talebindeki Katalonların kafasına geçirildi. Puigdemont’ın yönetiminde yer alan bir çok siyasetçi anında tutuklandı. Sokaklar günlerce karıştı. Yaralananların göz altına alınanların haddi hesabı yoktu. Puigdemont, kaçtı. Sahip çıkan olmadı. Bir çok kez göz altına alındı. Nihayet önceki gün İspanya’nın talebiyle İtalya’da tutuklandı.
Puigdemont ve Katanlanlar için sonun başlangıcı 1 Ekim 2017’deydi. Ondan tam bir hafta öncesine bakalım. 25 Eylül 2017’ye. O gün Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim de Irak’tan bağımsızlık için referanduma gitti. O da korsan bir referandumdu. ABD, İsrail, AB’nin tamamı destekledi. Barzani referandumunu yaptı, sonuçlarını açıkladı. ABD, İsrail, AB tebrik etti. Irak, Türkiye ve İran’ın reaksiyonuyla Barzani’nin referandumu kadük bırakıldı.
Barzani yapınca tebrik ediyorlar, Puigdemont yapınca, dövüp, tutukluyorlar.
Demirtaş, teröre bulaşıyor, tutuklanıyor. “Çıkarın yoksa…” diyerek parmak sallıyorlar.
Avrupa Parlamentosu milletvekili Puigdemont teröre bulaşmadan “bağımsızlık” deyince, Avrupa Parlamentosu önce dokunulmazlığını kaldırıyor ardından içeri atılıyor.
Avrupa bugüne kadar Türkiye’nin ve diğer Müslüman ülkelerin gözüne soktuğu demokratik ve insan hakları değerlerinin tümünü mesele kendisi olunca defalarca yerle yeksan etti.
Puigdemont’un başına gelenler ise bunun hem son örneği hem de Avrupa’nın iki yüzlülüğünün 7’den 70’e bütün dünya anlasın diye tek kelimelik özeti oldu.
İspanya’yı, Katalonya’yı, İspanyol vekilliğini, Katalonya özerk başkanlığını falan bırakın, Puigdemont Avrupa Parlamentosunun milletvekiliydi ve bir Avrupa Birliği üyesi ülkenin talebiyle bir başka Avrupa Birliği üyesi ülke tarafından tutuklanmış oldu.
-
Enver 3 yıl önce Şikayet Etillede AB ye gireceğiz diye ağladığımız için. Önemseyelim ama çifte kurallarını değil.Beğen
-
Vatansever 3 yıl önce Şikayet EtMezheb savaşları yüz yıl artı otuz yıl sürmüş, dünyanın anasını ağlatmış bir avrupa'dan normal insanlarmış gibi bahsedilemez, durup dururken sapkın bir papaz'ın kışkırtmasıyla Müslüman alemini kan ve göz yaşına boğmuş kadın çoluk çocuk soykırım yapmış vahşilerden bahsediyoruz, yalnız Kudüs'ü ele geçirdiklerinde yetmiş bin masum yaşlı kadın çocuk demeden öldürmüş, canavar batı bütün dünyada yüz milyonlarca insanı ve bazı yerli halkları yok etmiştir !..Beğen Toplam 18 beğeni
-
M.DAĞ 3 yıl önce Şikayet EtÖncelikle yazınız için teşekkürler. Ama eksik şu ki bunlar ikiyüzlü değil. Binbirsurat lı haçlılarBeğen Toplam 7 beğeni