Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Kerkük'teki Türkmenlerin hakkının, hukukunun korunması bizim için çok önemli. Oradaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz" dedi.

Akar, sınır ötesi terörle mücadeleyi anlattı.
Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerden bahsederken, Kerkük ile ilgili bu çıkışı yaptı.

TSK, bir süredir Irak’ın kuzeyinde PKK ile mücadele ediyor.
Irak’ta ise DAEŞ tehdidi yeniden patlak verdi.
Hem de Kerkük’te.

Barzani’ye yakın medya organlarındaki haberlere göre geçen hafta DAEŞ teröristleri Kerkük’te bir Kürt köyüne saldırmış, üstelik iki kez.

Irak ordusu, DAEŞ’le mücadele için alarmda.
Kerkük’te DAEŞ tehlikesi söz konusu olunca Peşmerge de alarma geçti.

Peşmerge’nin şöyle bir niyetinden bahsediliyor.
52. tugaylarını resmi olarak Irak ordusuna eklemleyip, Irak askeri statüsünde Kerkük’ün kontrolünde söz sahibi olmak ve hatta Kerkük’ün kontrolünü ele geçirmek.

25 Kasım’da bunun gerçekleşeceği iddia ediliyordu.
Peşmerge’nin Altunköprü civarına konuşlandığı haberleri geliyordu.
Olmadı.
Ama bu tedirginlik de tam anlamıyla sona ermedi.
Hala böyle bir endişe var.

Tabi bu durumu Türkiye’de körükleyenler ve Kerkük üzerinden felaket senaryoları üretenler de mevcut.
İtibar edilmemeli.
Kerkük konusunda en muteber kaynak Ankara’daki resmi organlardır.
Ankara Kerkük konusunda herkesten daha hassastır.

2003’teki işgal sürecinde ABD’nin Irak’taki valisi Paul Bremer bir anayasa hazırladı.
Şiiler ön plana çıktı. Kürtlerin etkisi arttırıldı. Sünniler arka plana itildi.
Ama Türkmenler neredeyse tamamen yok sayıldı.

O anayasanın 140. maddesinde Kerkük’ün statüsü belirsiz bırakıldı.
Hala da öyle.

2017’de Barzani yönetimi korsan referanduma gitti.
Başarılı olamadı.
Ama bu süreçte Kerkük’e vali atadı, Kerkük’ü kendisine bağlamaya kalktı.
Irak hükümeti tepki gösterince geri adım attı.

Irak’ta 10 Ekim’de seçim yapıldı.
Mukteda Sadr seçimi kazandı.
İran destekli Haşdi Şabi kaybetti.
Kürtler ise oylarını arttırdı.

Yeni hükümet henüz kurulmadı.
Ciddi bir belirsizlik var.
Buradan kaos da çıkabilir.

Yani birilerine fırsat ortamı doğabilir.
Bu nedenle Kerkük’le ilgili iddialar son aylarda daha sık dillendiriliyor, olabilir.

Barzani fırsatçıdır.
Seçim sonrası belirsizlik sürecinden istifade edip, DAEŞ bahanesini de bunun üstüne koyup, bir oldu bitti hamlesine girişebilir.

2016’da DAEŞ operasyonunda ve 2017’deki korsan referandumda da fırsatçılığını konuşturup, Kerkük ve hatta daha fazlası için oldu bitti adımlarına kalkışmıştı.
Sonuç ne oldu?
Hüsran.
Barzani amaçlarına ulaşamadı.

Bugün hala öyle bir niyeti var mı yok mu tam olarak bilmiyoruz.
Ama sahadaki veriler buna işaret ediyor.
Peşmerge, seçim sürecindeki belirsizlik ve DAEŞ bahanesiyle Kerkük’e yine kanca atabilir.
Böyle bir beklenti var.
Eğer doğruysa, eğer Barzani yine niyeti bozmuşsa, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kerkük çıkışını daha iyi okumak lazım.

Çok genel, çok düz bir ifadeyle söyledi.
"Kerkük'teki Türkmenlerin hakkının, hukukunun korunması bizim için çok önemli. Oradaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz" dedi.
Kerkük’le alakalı kim nasıl bir plan kuruyorsa, otursun oturduğu yere, demek istedi.