Olanı bir de ben anlatayım
Hürriyet bu sözleri tekrarlayıp duruyor. Almanya adına müthiş bir tevazu göstermiş Müller. Bırakın Almanya'da, dünyanın yargı sistemi en az gelişmiş ülkesinde bile Deniz Feneri gibi bir dava görüldüyse, ben ne olayım...
Bütün yargı sistemlerinde mahkemeler yalnızca sanıkları yargılar; karşısına sanık olarak getirilmemiş, yargılamadığı insanlar hakkında da görüş açıkladı bu davanın yargıçları ve Doğan Medya Grubu'nun (DMG) dünkü manşetlerinden mahkum da etti.
Akıl alacak gibi değil, ama Almanya'da bu da oldu işte.
Yargıç, “Sanık avukatları ve savcılıkla yapılan anlaşma dava süresini kısalttı; yapılan anlaşma mantığın bir ürünüydü” de diyor açıklamasında...
Şimdi müsaadenizle sorabilirim herhalde: Daha yargılama başlamadan verilecek ceza karşılıklı anlaşılarak kararlaştırıldıysa, mahkemeniz iki hafta boyunca bize ne izlettirdi?
Yargı safhasında tarafların anlaşmasına izin veren sistemlerde, bu kolaylık, mahkemelerin işini azaltmak için sağlanır. Masraflı yargılama safhasına geçilmeden, “Tamam, suçu işledim, ama sorun bakalım neden işledim?” der sanık ve yargıçlardan öngörülenden daha az bir ceza talep eder. Uygun görülürse, ilk duruşmaya çıkar, cezasını tebellüğ eder, başına gelene katlanır...
Bu davada da böyle bir yola gidilmiş: Üç sanıktan muhbirliği kabullenmiş biri himayeye alınmış, “Uslu durur ve istediğimiz gibi davranırsan sana da bir kolaylık yaparız” vaadinde bulunulan ikincisi az bir cezayla özendirilmiş, bütün suçun üzerine yıkıldığı üçüncüsü ise böyle davalarda verilebilecek cezanın bir altına razı edilmiş...
Sonunda en başta sözleşilmiş cezalara çarptırıldı üç sanık...
Biraz önceki soruyu burada bir kez daha tekrarlayayım: Bu durumda, iki hafta boyunca bizlere ne izlettirmiş oldu Almanlar?
Aslında yargılamanın biraz daha kısa sürmesi planlanmış olmalı; geçen hafta çarşamba günü bitecek şekilde... Yargıçlardan biri, “Yakınım vefat etti” deyince bir hafta daha uzamış oldu yargılama...
Davayı uzatan mazeretin Türkiye'de “Erdoğan-Doğan kavgası” patladığı ve tam gaz devam ettiği günlere denk gelmesi tesadüftür herhalde. Yoksa, birileri, “Bütün Türkiye bu olaya kilitlendi, davayı biraz daha uzatarak vermek istediğimiz mesajı iyice zihinlerine kazıyalım” diye mi düşünmüştür?
Konuşkan yargıç Müller, “20 bin bağışçı olmasına rağmen garip bir şekilde bu davaya ilgi gösterilmedi” demiş Hürriyet'e... Neden ilgi gösterilmedi acaba? Dava sırasında Almanya'da bulunan ve izlenimlerini yazan bir meslektaşın yazdıklarından, oradaki Türkler'in davayı fazla inandırıcı bulmadıkları anlaşılıyor.
Başından sonuna Alman devlet birimlerinin elele vererek sahneledikleri bir mizanseni bizlere izlettirdiler açıkçası... Sadece Almanya'dakiyle de yetinmediler, geveze bir polis şefi ve yargıç aracılığıyla Türkiye'yi de etkilemeye ve sonuç almaya çalıştı Almanlar...
Gerçi en başta planladıkları türden 'köklü bir siyasî sonuç' almayı başaramayacaklarını sonunda onlar da anladılar...
Şimdi bakmayın siz, bazı kalemlerin “Biz en başta bunu yazmıştık” türü yavelerle karşımıza çıktığına; başlarda Başbakan Tayyip Erdoğan ve kadrosunu da davayla ilintili hale getiren yayınlar yaptılar...
Şaban Dişli olayıyla başlamışlardı yaylım ateşe; hemen ardından yalan olduğu neden sonra ve itirazlarla günışığına çıkan Gaziantep ve Batman'ı gündeme taşıdılar... Eğer Başbakan Erdoğan en baştan ayak koymasaydı, dünkü gazetelerde 'kare as' değil bir 'beşli' resim görecektik.
Tıpkı, 1997 Ocak ayında, Refahyol'u devirmeye destek verenlerin, yine Frankfurt'ta bir mahkemeyi kullanarak, “Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı uyuşturucu kaçakçısı, Türk hükümeti soruşturmayı engelliyor” yalanlarını yaydıkları gibi...
O olaydaki başarı, zihin karışıklığından siyasî sonuç alınabilmesi, Almanya'nın Türk medyasına ilgi duymasına yol açtı... Bugün Doğan'ın en büyük ortakları Alman medya devleridir. Özellikle de 'stratejik ortağı' olarak da bilinen Axel Springel...
“Kimdir Axel Springel, Alman devletiyle ilişkileri ne kadar yakındır? Almanya'da siyasî olaylara karışmış mıdır?” sorusuna verilecek cevap, olan-biteni biraz daha iyi anlamamızı sağlayabilir.
İki hafta boyunca önceden yazdıkları mizanseni sergilediler ve yalnızca Almanya'da usul hataları yapmış ve bunun üzüntüsünü yaşayan birkaç kişiyi değil, Türkiye'deki Deniz Feneri gibi büyük bir hamiyyet âbidesini de yıpratmış oldular... Yargılamadıkları kişileri mahkum etmeleri de cabası...
“Yapanlara helâl olsun” diyorum, başka ne diyeyim?
TAHA KIVANÇ - YENİ ŞAFAK
-
hursit dilaver 17 yıl önce Şikayet Etbu yazıyı/yorumu okuyun lütfen. Axel springel ve aydın doğan kanka olmuşlarsa buna bir sacayağı olacak Büyük elçi M.Ali irtemçelik eklemek lazım..siz kös dinliyorsunuz ama. bu işin altından ergenekonun almanya şuıbesi olarak çıkarsa şaşmayın haa. bilirsiniz,, tayyip beyden bir kuyruk acısı var..işe bir de bu yönden bakın bakalım.UYUMAYIN BE BİRADER..altta kalmaktan bıkmadınız mı..Beğen
-
Hayrettin KAYA 17 yıl önce Şikayet EtTebrikler. Değerli yazarımız sayesinde olayı daha net anlamaya başladım.Almanya'nın Doğanı belliki yerli doğan ile işbirliğine girişmiş.Demekki her ülkenin kendine göre bir ''Ergenekonu''var.Yazıklar olsun.Ancak alınan ahların hesabı yerde mi kalır sanılmakta anlayamıyorum.Elbette yüceler yücesinin bir bildiği vardır.Beğen
-
Ayhan Akin 17 yıl önce Şikayet EtBilindigi gibi degil. olay yaklasin 2 yil öönce gerceklesti.. yani ozamanlar müslümanlara karsi baski araci olusturmak icin böyle yolara basvuruldu günlerce müslümanlar asagilandi yerden yere vuruldu.. amac Almanyada hizla yükselmekte (Basta milli görüs be diger dernekler olmak üzere) olan islamin önüne gecmekti.. ve bunu akla gelmmediyk yollari kullananrak basarmayi denediler.. bu dava da onun bir parcasiydi.. karar Alamanyada hic haber konusu olmadi. cokta önemli degildi zaten.. istenilen amaca ulasilmistiBeğen
-
Erdoğan AYDOĞAN 17 yıl önce Şikayet Etucu nereye dokunursa...... yorumcu arkadaşlar söylediklerinizin hepsini kabul ettik tamam.ama bu yapılan yolsuzluğun olmadığı anlamına mı geliyor?hayır.sanıklar mahkeme ile anlaşarak suçlarını kabul ettiler.eğer bu yöneticiler bir usulsüzlük yapmadılarsa neden suçu kabul etsinki.siz yapmadığınız bir işe yaptım dermisiniz.islami kesimin yazarlarının birkısmı olayın aydınlatılması gerektiğini yazdı.siz bülent arınçıda okumadınız galiba.yolsuzluk başkası yapınca eleştir camiadan yapılırsa komplo mu oluyor?herkes evinin önünü süpürsün.Beğen
-
Yusuf Çınar 17 yıl önce Şikayet EtAlman mahkemeleri neden pkk ile ilgilenmez?. Soru şu: Alman mahkemeleri neden binlerce insanın kanına girmiş pkk örgütünü yargılamıyor? Bu Deniz Feneri davasının amacı: Türkiye son zamanlarda yaptığı dış politika hamleleriyle önemli bir aktör haline geldi. Bu Almanya'yı ve içerideki iç sömürgeci Chp ve müttefiklerini rahatsız etti. O yüzden yerli işbirlikçilerle ülkeyi karıştırdılar. Adamları görüyorsunuz basit bir olaydan yerli işbirlikçiler sayesinde neler çıkarabiliyorlar.Beğen