Günah galerisinden tablolar
Anadolu Ajansı (AA) “Biz bu kavgada taraf tutmayacağız” açıklamasıyla CNN-Türk kanalında patlayan tartışmayı abonelerine duyurmamış... Olay bir de hangi gazetede ‘haber’ olamamıştı biliyor musunuz?
Hürriyet’te...
Sabah bir tomar gazeteyi “Kim, nasıl değerlendirmiş?” sorusuna cevap bulmak üzere karıştırdım. Hepsinde görülmüştü haber, Hürriyet’te ise tek satır yoktu. Konu gündeme taşınır taşınmaz kanal kanal dolaşarak duygu ve tepkilerini paylaşan Aydın Doğan’ın gazetesi, eski yayın yönetmeni ve halen yazarının ‘başkahramanı’ olduğu olayda ‘haber’ değeri görmemişti.
Televizyon programında eski yönetmen-yazarı itham eden olayın anlatılmasını sağlayan da Hürriyet yazarı; köşesinde konuyu işlemişti işlemesine, ama suçlanan eski yayın yönetmeni-yazarın adını bir kez bile anmadan...
Gazete de programcı-yazarı da bir ‘mesaj’ veriyorlar vermesine de, ne mesajı acaba? Tavır, bana, nedense Ajda Pekkan’ın “Geçmişi senden geri almak bütün ümidimdi” de dediği ‘Bambaşka Biri’ şarkısını hatırlattı.
“İstenmiyorsun artık, arkanı dön ve çık” da der o şarkı...
Neyse, Can Ataklı’nın 1999 yılından beri değişik ortamlarda ve her seferinde üstünü biraz daha açarak anlattığı, Bahattin Yücel’in de bir hafta önce ‘a-Haber’ kanalında 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlatırken doğruladığı olay gerçek değilmiş... Daha doğrusu, Can Ataklı gerçekten Zafer Mutlu’dan “Hürriyet’in elinde yolsuzluk dosyaları var” haberini iletmiş arkadaşı Yücel’e; o da ailesiyle görüşüp istifa kararı almış... Sonra gidip hem Zafer Mutlu’yla hem de Ertuğrul Özkök’le yüzleşmiş...
Bunlar doğru ve gerçekmiş... Refahyol hükümetini düşüren bakan istifaları kampanyasında yer aldığı da doğruymuş; hükümetin istifasından 15 gün önce istifa etmiş gerçekten... “Ancak” diyor Bahattin Yücel, “Olay doğru değil...”
Gerçekler ve gerçek olmayanlar arasında kayboluyor insan... Yukarıda aktardıklarımdan hangisi gerçek, hangisi gerçek değil; bilmekte ben bile zorlanıyorum.
28 Şubat sürecinin yaşandığı 1997 ve 1998 yıllarında Ankara’daydım ve yazdığım gazetenin Ankara temsilcisiydim de... İktidarda Refahyol vardı ve ben de siyasete çok yakın duruyordum. O dönemde kulağım hizasında konuşulanlar yanında tanığı olduğum ‘olağanüstülükler’ hiç de az değil. İster inanın ister inanmayın, çoğunu Kulis’te yazdım ve günün muktediri meslektaşlar tarafından, yazdım diye, dışlandım da...
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Taha Kıvanç / Star