Yaşar İliksiz
Yaşar İliksiz
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Büyüdük ama akıllanmadık dostlar!

GİRİŞ 30.06.2008 GÜNCELLEME 30.06.2008 YAZARLAR

"Ne yani sen şimdi  merhamet göstermeyi bırakın mı demek istiyorsun?" diye soranlar çıkacaktır.

Dünyada en korktuğum şey bu eda ile sorulan sorulardır. Çünkü yanıtın "evet" ya da "hayır" olmasının hiç bir önemi yoktur..."Ne müsabet!" demek zaten kıvırmak olarak algılanacaktır.  Sorunun amacı kesinlikle masumiyetsiz ve mantığı "yetişkincedir". Verdiğiniz yanıtın ardından "neden evet?" ya da "neden hayır?" sorusu gelmeyecektir...  Soruyu soran zaten her iki yanıt için de sizi köşeye sıkıştıracak saldırı cümlesini çoktan hazırlamıştır: "Ya gördün mü bak zaten ben biliyordum senin ne mal olduğunu!"

Böyle bir taaruza karşı  yapılacak hiç bir savuma, kalabalıklar karşısında sizi masumlaştıramaz. Aksine ne kadar çok savunma ve kendinizi izah etme ihtiyacı sergilerseniz, o kadar çok suçlu hükmündesinizdir artık...

İnsan çoğu büyürken kötüleşse de bu bir yazgı ya da doğa kanunlarının belirlediği mecburiyet değildir. İnsan isterse büyüdükçe de masumiyetini ve merak duygularını koruyabilir... Bu iki erdemi koruduğu sürece de kendisine sorulan hiç bir sorudan kaçmaz ve alın açıklığıyla cevap verebilir... Eğer adaletin işlediğinden eminse hiç korkmaz ve kaygılanmaz.  Çünkü merhametin masumiyeti de gerçekte adaletin varlığı ile kaimdir.

Bunca yıl  ısrarla büyümemek için direndim.  Neden direndiğime tam olarak emin değilim. Ama öyle düşünüyorum ki her ne kadar masumiyetimi ve merak duygularımı korumayı başarsam da kirlenmekten korkuyordum. Kirlendikçe çevremdeki kirliği hoş görmekten, kirliğe bulaşmış olanların mazeretlerini haklı görmekten korkuyorum... Merhametimin masumiyetini kaybetmesinden korkuyordum.  Ve tabi ki zamanla soru soramaz hale gelmekten korkuyorum.

Malumunuz ki çocuk aklımla herkesin merak etmediği ve büyüklerin cevabını veremeyeceleri konuları merak ediyorum ve doğal olarak bu da onlar için can sıkıcı oluyor...  Çocukça ve büyükler için oldukça saçma ama cevap verilmesi tehlikeli sorular...

Öfkeli bir şekilde yılan gibi tıslarcasına "merak etme her sorunun cevabını veren biri bulunur" diyen sesler duyuyorum.  Duyduğum bu sesleri başkalarının duymamasının nedenini merak ediyorum?

Psikolojik bir yanılgı benimki diyerek kendimi avutmak istiyorum ama bu sesleri duymayan kulakların, "çocukça sorular soran cesetler" daha yere düşmeden anında duyabilmelerine de şaşıyorum.

Dün parasızlıktan kıvranırken bugün cebinin ağırlığı dengesini bozduğu için attığı her adımı, yazacağı her cümleyi birilerine soranların kimlerle konuştuğunu merak ediyorum.... Sakıncalı bir şey yazdıktan sonra açılan telefona "emredersin abi" diyerek diline çekidüzen verenlerin vicdanlarının rengini de merak ediyorum...

Daha tehlikeli sorular da geliyor aklıma. "Hesap soramayanlar, hesap vermeyi göze alabilir mi?" gibi...

İnsanlar neden meyveler gibi ayıklanmaz ve çürük çarıkları seçilmez de "Bizden olsun çamurdan olsun" diye muhafaza edilip çürümenin yayılması sağlanır?"  gibi... 

"Yasa ne diyorsa o olsun varsın zararıma olsun" diyerek hapishaneleri doldurabilseydik,  yanlış yasaların zamanla düzelmesinin yolunu açmaz mıydık?" gibi... "Bunu göze almak, neden zordur, neden çilelidir, neden direnç ister ve bedeli ağırdır?" gibi...

"Erk uğruna yapılan uygunsuzlukları yasaya uyurduranlar, nasıl olur da erki ele alınca muhalefet ettiği yasaların muhafızı haline gelirler?" gibi...

"Sırf erke muhalefet olsun diye zamanla savundukları doğruları inkar edip, kendi yararlarına olacak değişikliklerden bile vazgeçip, cunta yasalarını koruyacak kadar "kinci" olanların kendisini nasıl demokrat diye yutturabildiği?" gibi...

Yani anlayacağınız ya acilen büyüyüp bu çocukça meraklardan kurtulmam ya da gerçekten adaletin er geç tecelli edeceği inancı ile susmam lazım dostlar...

Çocukken "Bu deli akıllanmaz" derlerdi her mecliste. Ben bu cümleyi kendimce "bu çocuk büyümez" diye yorumlardım... Gerçi artık aynaya bakınca istemesem de büyüdüğümü fark ediyorum. Ve anlıyorum ki çocuk değilim sadece kendimi öyle hissediyorum.

Olsun, kendimi çocuk hissetmenin de güzel yanları da var. Örneğin davalarımı hâlâ Divan'a bırakmakta tereddüt etmiyorum, "varsın benim davam Divan'a kalsın!" diyebiliyorum.   Çünkü aradığım adaletin de masum merhametin de en alasının orada beni beklediğine inanıyorum.

Ama ne yalan söyleyeyim ben yine de çocukluk edip, hakkımda sağda solda zart zurt edenlerin Divan'ın Sahibi'ne bana dair ne söyleyeceklerini de merak ediyorum. Umarım bu merak kızdırmadığım tek Makamın da bana kızmasına neden olmaz...

Yani sizin anlayacağınız, büyüdük ama hâlâ akıllanamadık dostlar...

yasar.iliksiz@haber7.com  

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL