Yaşar İliksiz
Yaşar İliksiz
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Epepe'de yaşama sancısı

GİRİŞ 27.01.2009 GÜNCELLEME 27.01.2009 YAZARLAR

"Ne kadar bilirseniz bilin anlatacağınız ancak karşınızdakinin anlayabileceği kadardır" der ya Mevlana gelin biz bu anlatamamanın sınırlarını zorlayalım ve bir an kendimizi hiç kimsenin bizi anlamadığı kalabalıkların ortasında düşünelim: Bilgi birikimimiz, hatipliğimiz, ilmimiz, zekamızın kıvraklığı bir anda hiçleşsin...  Ne yapardık?

Kendimi öyle hissettiğim zaman Ferenc Karinty'nin kahramanı Budai geliyor aklıma... 

Budai, dünya üzerinde yaşayan ve ölmüş diller konusunda uzman olarak bindiği uçaktan anlamadığı bir dilin konuşulduğu ve nerede olduğunu dahi bilemediği bir ülkeye inen Kafkavari bir romanın talihsiz kahramanı. Aslında kahramanımız Helsinki'de toplanacak bir dilbilim kongresine katılmak için binmiştir uçağa ama her nasılsa anlayamadığı bir şekilde kendisini o topraklarda bulmuştur.  

Kahramanını köşe yazımıza ödünç aldığımız Epepe, karşısındakilerin hiç bir şey anlamadığı o ülkedeki bir dil bilimcinin onları anlayabilme girişiminin öyküsünü konu ediniyor....

Çevresindeki hiç kimse ile iletişim kuramayan Budai, aslında o şartlar altında kalacak her hangi birine göre en şanslı kişi; Çünkü pek çok dilin kuralını, kökenini, formülünü ve gelişim çizgilerini bildiği gibi evrensel dil matematiğe de son derece hakim. 

Dilbilimcimiz götürüldüğü otel odasında parası bitene kadar nerede olduğunu, buraya nasıl geldiğini, kimlerle muhatap olduğunu çözmeye çalışır.

Ama ne bildiği onlarca dilin sağladığı avantaj, ne de ölü dilleri bile çözmesini sağlayan sınanmış dilbilimsel yöntemler; içinde bulunduğu kentin kullandığı dilin tek kelimesini bile çözmesini sağlayamaz. 

Herşeyin herkes için normal seyrinde gidiyor göründüğü ülkeye Epepe adını verir kahramanımız. Ve bu ülkede yaşayanların sanki sabah akşam kuralları belirsiz bir şekilde değişen ve kelimeleri anlam kaymasına uğrayan bir dille yaşadığına kanaat getirir...

İşin kötüsü parası bitmektedir ve otel yönetimine derdini anlatabilecek tek kelime dahi öğrenememiştir...

Modern bir yaşam tarzının sürüyor göründüğü ülkede bir çıkış yolu bulmak için çırpınırken çevresindeki iletişimsizlik duvarı hızla yükselen Budai, hapse düşer, aşık olur ve kimlerin neden gerçekleştirdiğini bile anlamadığı bir ayaklamanın ortasında kalır....

Direncini ve umudunu kaybetmeyen Budai sonunda bir çıkış formülü akleder ve kurtulabileceğine inandığı tek yolu kullanmaya karar verir....  Budai o iletişimsizlik cehenneminden kurtulup, kendini anlayanların bulunduğu ülkelere ulaşabildi mi dersiniz?

Peki biz Budai'nin yerinde olsak eninde sonunda o formülü akledebilecek kadar direncimizi koruyabilir miydik?  

Siz bu soruya cevap düşünedururken, ben bir tavsiyede bulunup son bir soru sorayım:

Her yer Epepe olmadan şehrimizde bize "merhaba" diyen Budailere kulak  verelim. Çünkü bu denli keşmekeşin, fırıldaklığın, sistemsizliğin, ikiyüzlülüğün, bilinen tüm akli sistemleri altüst edecek gayri nizami didişmelerin arasında onun bizi anlama şansı kesinlikle yok. Belki biz dinlersek onu anlayabiliriz. 

Peki dinleyecek kulak var mı?

YAŞAR İLİKSİZ - HABER7

yasar.iliksiz@haber7.com

YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • Dilâra Çamlıbel 16 yıl önce Şikayet Et
    .. Yalnızım hem anlayanım da yok bende mi epepedeyim neyim :( Hem hocaya da kızgınım! Hakkımı yedi...
    Cevapla
  • Mimiga 16 yıl önce Şikayet Et
    Bu da Güven Kurtul'a. Bahsettiğim Düşler Ülkesi'nin fildişi kulelerle de Peter Pan'la da ilgisi yoktu. Çünkü oralarda rüzgarsız yağmur yağmaz, ayağına ay'la birlikte altın'dan yol seren deryalar olmaz, tek beklediği dokunulmak olan, saçı iki yandan bağlı, paçalarını çekiştiren minik kız çocukları olmaz, sukûnet, Caravansaray ya da The Feelings Begins duyulmaz.Başkalarının biçtiği gibi değil, kendin için, istediğin gibi olursun. Her tuğlasını kendin döşersin. Polyana'nın nerede olduğunu bilmiyorum. Hem canı cehenneme.
    Cevapla
  • Mimiga 16 yıl önce Şikayet Et
    *. Çünkü bu yazıda, lafı bir şekilde "sen gavursun ben müslüman"a getirebilecekleri bir ifade bulamadılar. Yoksa bekleyeni çoktu.
    Cevapla
  • Metin Yazar 16 yıl önce Şikayet Et
    Siyonist Buddai:). Maalesef sadece üç kişi onu dinlemiş.Bir de ben,oldu dört.Yani sekiz kulak.Onların da doğru anlayıp anlamadıkları meçhul.
    Cevapla
  • güven kurtul 16 yıl önce Şikayet Et
    Epepe zaten biziz. Herkesin hayatının belli zamanlarında Budaileştiği olmuştur. Bu bazen öylesine sıkar öyle boşlukta hisseder ki insanı _Mimiga'nın da söylediği gibi_ yerle buluşmak çare gibi görünür insana. Fakat bu hissin çaresi belki de anlaşılmayı beklemekten vazgeçmektir. Takdir görmeyi, anlaşılmayı beklemeyen; bundan dolayı uğrayacağı hayal kırırklıklarından da kurtulmuş olur. Yoksa, fildişi kulelere kapanmak çare değil...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle