Dün her ne oldu ise bir hüzün çöktü içime... Önce hiç bir şey yapmak gelmedi içimden....  Sonra tam bir sene önce izlediğim o filmi yeniden izlemek istedim. Ardından kalktım o şiir kitabını aradım rafımda ve 4 şiiri yaklaşık 17-18 sene sonra bir kez daha okudum... Sonra da onları sizinle paylaşmak istedim.

Çağan Irmak'ın Ulak filmi için yapılan densiz eleştirilere kızıp, tam bir sene önce,  "Bu Ulak bizim Ulak olmayabilir, Bu masal bizim masalımız olmayabilir ama şu konuda filmin hakkını verelim: Bu köy bizim köyümüz, bu cehalet bizim cehaletimiz, bu cehennem bizim cehennemimiz ve filmde insanın insana ettiği zulüm bizim kendi gerçeğimiz…" diye yazmıştım  Dün bir kez daha izlerken doğru teşhis yaptığımı görüp kendimi tebrik ettim... 

Zekeriya, Ulak masalını anlatırken, oradaki kötülerin ve iyilerin yüzlerini yeniden şekillendirdim kafamda....

Ulak'ı hele de şu günlerde tekrar tekrar izleyin isterim. Mehmet ve arkadaşlarının katillerinin kim olduğunu lütfen şu günlerde iyi sorgulayın...

Filmi izledikten sonra 1988 yılında yayınlanan Doğu Ağıtları adlı kitabı aradım kitaplığımda ve Sabah Kara imzalı şu dört şiir tekrar okudum:

ÇAĞDAŞLAR İÇİN / Asa

At elinden koyunların için yaprak kırdığın
dayandığın korunduğun ayakta durduğun
koyunlarını güttüğün asanı at elinden
can olsun adı canan olsun
asanı at elinden musa
iplerini yuttuğunu göreceksin sihirbazların
iplerini tank diye top diye tüfek diye
ne olursun at elinden asanı musa

ÇAĞDAŞLAR İÇİN / Kan

Firavun ellerini kanla yıkar kandan
kanla yıkar.
Ancak kan yıkar ellerini firavunun
kan yıkar.
Kandan geçer musa şerholur göğüs
kandan geçer.
Kanla yıkanmaya gelir firavun
kan firavunu yıkar.

ÇAĞDAŞLAR İÇİN / Put

Bu ev öyle bir ev ki putçu azerin
saysan her nefesine bir put düşer.
Kır bu evin putlarını ibrahim ne olursun 
... olsun adı cami olsun veli olsun
kır bu evin putlarını ibrahim
ister hakka yaklaştıran olsun adı
ister melek kılan olsun
kır bu evin putlarını ibrahim ne olursun.