Evrime küfreden bari biyolog olsa!
Evrim teorisi düzleminde süren “inanç savaşının” günümüzdeki uzantısının “TÜBİTAK raundunu” ibretle izliyorsunuzdur umarım.
Öncelikle kavganın iki tarafında da olmadığımı belirteyim. Her iki tarafın bilgili ve “akleden” isimlerinin görüşlerini saygı ile analiz ederken, çıkarcı ve şarlatanlarının çıkardığı gürültüden rahatsızım.
BİLİM SÜRECİ, YOBAZLARLA İBRAHİM RUHLULARIN SAVAŞIDIR
Bilim tarihi, “Allah adına konuşma hakkını kendinde görenler = Bilimin Allah'ın olmadığını ispat edeceğine iman edenler" ile “onların gözünde kafir = dogmacı sayılanlar” arasındaki çekişmelerin şekillendirdiği ve şekillendirmekte olduğu bir süreçtir. Bir anlamda tarihin her evresinde yobazlarla, “İbrahim ruhlular” savaşıyor....
İlginçtir ki bu çekişmelerin yüzde 90’ını “onların gözünde kafir sayılanlar” kazandığı halde, Allah adına konuşma hakkını kendinde görenler” hâlâ Yaratıcı adına ahkam kesmekten utanmıyor.
Örneğin, Galileo “dünya dönüyor” dediğinde, “Allah’ın adına konuşma hakkını kendinde görenlerin” gözünde, o düşünce ispatlanması imkansız bir varsayımdı ve Galileo Tanrı inancına ters düşüyordu. Bugün hangi Mümin, “Allah adına konuşma hakkını kendinde görenler” haklıydı diyebilir?
Bilimsel verilerin Allah’ın şekillendirilmiş olarak yaşayan ayetleri olduğuna iman etmiş biri olarak yazıyorum bunları:
Bilimsel gerçekler söz konusu olduğunda, kimsenin Allah adına konuşma hakkı yoktur, sadece verinin sağlığını tetkik ve tasdik yetkisi vardır.
Eğer, bilim adına konuştuğunu iddia eden birisi mikroskobun okülerine Allah’ın ayetlerini takıyorsa, bunu yapmaya hakkı olmadığı konusunda uyarın, uyarınıza “seni kafir” diye tepki veriyorsa da ondan uzaklaşın.
Kaldı ki evrim söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayanların çoğu bırakın mikroskopla tanışık olmayı bir yana tartışmanın biyoloji bilmek gerektirdiğinden bile bihaber Evrimi savunanlar cephesinde durum farklı mı, hayır!
“BİLİM BİLİM BİLMEKTİR, BİLİM KENDİN BİLMEKTİR”
Mantığı şarlatanlarca kıskaca alınmış beyinlerden Allah’a iman etmeyenler edenler bu noktada “Yobazlara karşısın ama sen de dogmatik düşünüyorsun. Yaratıcıya inanan bir beyin nasıl bilimsel düşünecektir” diyecektir. Açık açık diyorum ki “Bulabilirlerse bana Allah’ın dediğine ters bir bilimsel veri getirsinler ” Bu ne demek? “Hodri meydan” demek. “Öyle bir verinin varlığını ispat ederseniz ben de imanımın (hâşâ) hatalı olduğunu kabul ederim” demek. “Şayet kulumuz Muhammed’e indirdiğimiz bu Kuran’da şüpheniz varsa o zaman siz de O’na benzer bir sure getirin” diye meydan okuyacak kadar iddialı bir kitaba iman etmiş birisi olduğum için son derece rahat yapıyorum bu teklifi onlara Onlarla bunun dışında bir muhabbet kurmam mümkün olmadığı için inananlara yönelik bir ahlaksızlık sergilemedikleri sürece de hiçbir yargı ve yorum yapmaya gerek görmem.
Ama onların karşısında yer alanlara karşı daha şiddetli tavır alırım. Çünkü onlar, sergiledikleri cehaletle, mensubu olduğum inancı, “aklı önemseyenlerin” gözünde komik duruma düşürüyor sonuçta.
Mantığı şarlatanlarca kıskaca alınmış beyinlerden Allah’a iman edenler bu noktada “ama evrim teorisinin yalan olduğu bilimsel olarak ispatlandı” diyecekler. Ben de onlara, o zaman bana da bu delilleri bilimsel olarak gösterin, diyeceğim.
Hayır, böyle kesin bir kanıt hiç olmadı, olamaz da! Nietche’nin “Tanrı Öldü” yargısı ne kadar doğru ise “Darwinizm öldü” yargısı da o kadar doğrudur. Hem Darwinizmi şeytanlık olarak yorumlayacaksınız, hem de şeytanlığın kıyametten önce öldüğünü iddia edeceksiniz! Mümkün mü? İnsanoğlu yaşadığı sürece Darwinizm yaşacaktır
Kaldı ki evrim düşmanlarının “evrimcilerin yalanları” diye ortalığı velveleye verdiği evrim adına ortaya atılmış şarlatanlıkların yalan olduğunu ortaya çıkartanlar da çoğunluğu evrimin olabileceğine inanan ahlaklı bilim adamlarıdır
Allah’ın hikmetine bakın ki ahlaklı evrimci bilim adamlarının ortaya çıkarttığı evrim şarlatanlıkları, mikroskop gördüğü bile şüpheli, ahlak seviyesi tartışılan evrim karşıtı yobazların elinde evrime karşı koz olarak kullanılmakta.
Ama bu gerçeği gizlerler. Çünkü en az evrimci şarlatanlar kadar ahlak fakiri ve çıkarcılar Allah rızası için yapılan evrim karşıtlığı sadece bir paravan. O paravanın ardında ne dolaplar döndüğünü de onları yakından tanıyanlar biliyor
Ustaca bir hokus pokusla, Evrim teorisi = Darvinizm denklemini kuran şarlatanlar, hemen ardından Darwistlerin icraatları ile Darwin’in özel hayatı ve görüşleri ile sabun köpüğü gibi üste çıkmaya çalışırlar. Sanki evrim düşüncesi Darwin’le ortaya çıkmış, ondan önce tarihte hiç dillendirilmemiş, savunulmamış bir teori imiş gibi davranırlar. Hatta imansızlara meydan okuduğu için mantığına hayran kalıp, peygamber olabileceğinden dem vurdukları Aristo’nun bile bir nevi evrimi savunduğundan habersizlerdir
Keşke Darwin’e saldırırken onun kadar ahlaklı olabilseler, onun kadar biyoloji bilebilseler Darwin servetini inandığı dava uğrun, Türklere karşı savaşılması ve Türklerin zulmettiğine inandığı "mazlum" Balkan halklarına akıttı. Peki Darwinizmle mücadele adına harcanan paralarla Ortadoğu’ya kaç laboratuar kurulurdu, hiç düşündünüz mü? Ya evrim karşıtı olduğu iddia edilen propaganda amaçlı yayınlar ve ilanlar, evrimcilerin daha geniş kesimlerce tanınıp merak edilmesinden başka ne işe yaradı?
İşte bu yüzden benim nazarımda Evrim teorisini, dinsel inançlara saldırmak için kullananlarla, dinsel inançlar adına materyalizme iman edenlere saldırmak için kullananlar arasında bir fark yok. “Allah’tan başka taptıklarına da sövmeyin” diyen Kitaba iman edenlerin gözünde de olmaması gerektiğine inanırım
O yüzden bilimsel manada evrim tartışmalarını ehil ve ahlaklı bilim adamlarına bırakıyor, her iki tarafın şarlatanlarına “gölge etmeyin başka ihsan istemem” diyorum.
Bir de bu şarlatanların çıkarttığı gürültü patırtıya aldanıp, “iman elden gidiyor” telaşına kapılan samimi manada İslam adına evrimle mücadele eden saf müminler var. Onlara tek bir tavsiyem var: Ellerinde evrim tezleri ile size gelip, “İslam bunlara cevap verebilir mi?” diye soranlara “vermez, çünkü bunları muhatap almaz” deyin. Gerisini bilim adamlarına bırakın, Mevla görelim neyler
EVRİM TARTIŞMASININ EĞİTİM BOYUTU
Ancak evrim teorisinin bilimselliğin dışına taşan yönleri de var. Onlardan biri de eğitim alanı. Eğitim alanında evrim teorisinin tek gerçek gibi okutulması ve müfredatta Yaratılış “teorisine” (dikkat, Akıllı tasarım demiyorum. Eğer bu teori de okutulacaksa bana göre üçüncü bir teori olarak okutulması önerilebilir) yer verilmemesi konusunda evrimcilerin dayatması ortaçağ kilise mantığından farksızdır. Bu yobazlıktır.
Tabi ki "Yaratılış okutulsun Evrim teorisi küfürdür okutulmamalı" diyenler de aynı yobazlık kefesinin içindedir. Eğitim müfredatı yönüyle Evrim teorisi tartışması bu düzlemde yapılmalıdır.
Evrim tartışmasının ikinci boyutunu tartışırken, teorinin ispatlanması ya da çürütülmesi için yürütülen çabaların bilimsel bir meraktan mı, yoksa inanç kanıtlama hırsından mı kaynaklandığı gözden kaçırılmamalıdır.
Eğer “ekmek yedikleri” için bu tiyatro sahnesinde yer alan şarlatanlar değilseler, tarih boyunca benzer pek çok teorinin aynı şekilde yobazca tartışıldığını hatırlarlarsa, kendi inancının doğruluğuna inanan, diğerinden inancından korkmasının saçma olduğunu rahatlıkla idrak edebilir
Çünkü sonuçta Allah’ın varlığı da, evrim teorisinin gerçekliği de ancak ona inananların gerçeklik ölçeklerinde kanıtlarla söz konusudur ve o kanıtların bir diğer kesim için anlamı yoktur.
Hz. Muhammed’in “Dünyanın Cenab-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kafirler bir yudum su ondan içemeyeceklerdi” Hadisine rağmen “Niye Allah’ın varlığını idrak edemiyorsunuz?” diye sorma ihtiyacı hisseden Müslüman, kendi dinini anlamadığı açığa çıktığı halde bir de karşı tarafı aptallıkla suçladığında, “din güzel ahlaktır” ilkesini de ayaklar altına almaktadır
Çünkü eğer gerçek mümin isen, karşındakinin de gerçekten gerçeği arayan bir beyin olup olmadığını bilemeyeceğini bilirsin. Kalbini yarıp bakmanız mümkün olmadığına göre yetkin belli
Tebliğini yap, inancını yaşa...
EVRİM TARTIŞMALARININ ÜÇÜNCÜ BOYUTU
Meselenin üçüncü ve en tehlikeli boyutu ise "evrim tartışmasının" ideolojik propaganda savaşlarının malzemesi olmasıdır. TÜBİTAK vakası da bir anlamda bu ideolojik mücadelenin dışa vurumudur. Olayda kimin haklı kimin haksız olduğu noktasına hiç girmeye gerek yok. Gizli örgütlerden, gizli tarikatlere kadar pek çok kurum ve kuruluş bu çekişmeyi kullanıyor ve bundan çıkar sağlıyor.
İdeolojik propagandayı her iki kesim de çoğunlukla ahlaksızca yapıyor. Bulunan bir fosil parçası belli zaman aralıkları ile tekrar tekrar gündeme getirilerek sanki bir çok fosil parçası bulunmuş izlenimi veriliyor ki çoğu zaman gerçekten bir fosil parçası ya da bulgu olmadığı da ortaya çıkıyor. Maalesef bunu engelleyecek bir denetim ve hukuki engel söz konusu değil.
Ama aynı hukuki boşluktan ve denetimsizlikten evrim karşıtları da yararlanmıyor mu?
Kesinlikle yararlanıyor, bu kadar gürültü nasıl çıkıyor sanıyorsunuz? Bunun örneklerini de yukarıda verdim.
Çare nedir?
Öncelikle bilimsel ve dini anlamda tartışma usulü nedir bunu öğrenmek, sonra evrensel ahlak ölçüleri içinde herkesin eteğindeki bilgileri dökmesini sağlamaktır Bu sağlanamadığı sürece evrimciler, inançlılar adına tartıştığını sananların kalesine gol üstüne gol atacak ama onlar kendi savuma hatalarını görmeyip, hakemlere veryansın edeceklerdir
Bu nokta da “Allah’ın adına konuşma hakkını kendinde görenler” hemen diyecekler ki, “Sen onların nasıl büyük bir güç, ne kadar büyük bir tehlike olduğunu bilmiyor musun?”
Kimin için tehlike? Doğruluğunu bilimsel olarak test edemediği bir teori ile imanını kaybedenler için mi? Akıl ipine değil de pamuk ipliğine bağlanan iman taşıyanlar onu ne kadar koruyabilir ki? İman ettiği dinin dogma tanımadığını ve bilimsel şüpheyi teşvik ettiği ettiğini bilmeyenlerin; şüphecilikten şeytandan korktuğu kadar korktuğu için mi? Kendi inancını sorgulamaya korkan müminin evrim tarıtşılan arenalarda ne işi olur ki?
"Büyük güç" meselesine gelince, sorarım: Allah’a inanan sen olduğun halde o nasıl senden daha güçlü olabilir? Allah'a dayanan sen misin, o mu? Bir akledebilseniz .
Yaşar İliksiz Haber 7
Yasar.iliksiz@haber7.com
-
Polat ÇELİKHAN 15 yıl önce Şikayet EtYine de sağ olun .... Anlatmak istedikleriniz açısından bom boş bir yazı. Ama olsun sayenizde birşeyler öğrenmiş de olduk. Kimi kastediyorsunuz tam olarak anlayamadım ama genelde evrimin Charles Darwin ile başlamadığını tüm evrim karşıtları söylüyor. Yazınızın tam karşılığı "oturduğu yerden ahkâm kesmek" oluyor. Hodri meydan kısmı ise tamamen felaket. Darwinistler sizin gibi değerli bir "tartışma adamı" ile gurur duyabilirler. Saygılar ...Beğen
-
Coşkun Türkeli 16 yıl önce Şikayet Etİnsanoğlu yaşadığı sürece Darwinizm yaşacaktır…. "İnsanoğlu yaşadığı sürece Darwinizm yaşacaktır"… demiş evet "Maymunlar ve Şempazelerde Dünya var oldukça yaşayacaklardır."Beğen
-
Özer Günay 16 yıl önce Şikayet EtBirisi bu yazara Evrim Teorisini anlatmalı önce. Sayın yazar evrim teorisini öğrenin öyle yorum yazayım size :)Beğen
-
baybars can 16 yıl önce Şikayet Etdine evrimi sokmaya çalışanda bari alim olsa...... evrim başkadır tekamül başka birşeydir,tekamül vardır,ama evrim kabul edilemez bir şeydir,ve islamın anlayışına göre ve bilime göre evrim yoktur,şaşılacak şey şuki evrim pozitivizmin ve materyalist ideolojilerin amentüsüdür,bunu kabul ettrimeye çalışmak apaçık bir aldatmadır,bir kere şunu düşünmek gerekir,hiçbir molekün ve atom un kendi beyni yoktur,beyni olmayan atom nasıl canlılık ihtas edebilir kendi kendine,burda temel amaç insanı hayvanlarla bir tutmak faşizim ve kominizin gibi rejimler peydahlamakBeğen
-
güven kurtul 16 yıl önce Şikayet EtŞaşırdım.... Yaşar Bey'in sürekli okuyucusuyum ve birçok tartışmalı yazısında yanında oldum. Fakat bu yazı başka!Lafı dolandırmanın, eğip bükmenin alemi yok. Bir tarafta Yüce Yaradan'a inanan zümre ve diğer tarafta da yaradılışa inanmayıp bunu da güya bilimsel delillerle ıspatlamaya çalışan bir zümre varsa; bir müslüman nasıl "ben tarafsızım" diyebilir.Bilime olan güven bu durumda Allaha olan inancın önüne geçmiş olmuyor mu.Elbette her mümin, hayata bakarken Yüce Ayetlerin gerisinden bakacak. Biyologlar da istisna değil!Beğen