İman dedektörleri
İnsanlar, bu günlerde, “iman” üzerine ne kadar kolay fetva veriyorlar
Sanki ellerinde bir iman detektörü var! Ondan çıkan sinyallerle kimin ne kadar iman ettiğini “şak diye” ortaya çıkarıveriyorlar. Oysa bunu yaparken, “uğruna ölürüz” dedikleri Hazreti Peygamber’in sünnetini dahi ayakları altında çiğnediklerini fark edemeyecek kadar ileri gidiyorlar. Onları yalan söylemekle suçlayamıyorum. Tüm iyi niyetimle bunun cehaletin doğurduğu bir garabet olduğuna inanıyorum. Yine de cehaletin canına okuyan bir dinin mensubu olduğunu iddia edenlerin, “okuduğu iki satır yazıyı anlayamayacak” hatta daha da kötüsü “o yazıyı okumaya gerek bile görmeden yazanını kafirlikle suçlayacak” kadar cahil olmalarına akıl sır erdiremiyorum
Rahmetli M. Said Çekmegil, “Vahye Göre Büyük Zulüm” kitabı hakkında Vakit gazetesinde yazdığım bir kaç paragraflık tanıtım yazısından dolayı çok duygulanmış ve kitabını anlayan ve anlatabilen nadir insanlardan olduğum için her fırsatta teşekkürlerini iletmişti. Kitapları dışında hiç tanımadığım ve İslami yaşantı konusunda oldukça katı prensiplere sahip olduğu rivayet edilen (ki muhtemelen pek çok konuda aynı fikirde olamayacağımız) merhumun, neden o birkaç paragraflık yazıdan dolayı bana bu kadar muhabbet duyduğuna önceleri çok şaşırmıştım. Sonraları Müslüman sıfatını öne çıkartanların eylem ve söylemlerine baktıkça ve merhumun hayatını şirkle ve putlarla mücadele vermeye adadığını öğrendiğimde neden o kadar fazla hayır duasını aldığımı çok iyi anladım. İslamî camiada pek çok yazarın, hatta adeta evliya gibi sevgi beslenilen yazarlar da dahil bir çok alimin, ünlü eserlerinin satır aralarında farkında bile olmadan nasıl şirke kapı araladığını gözler önüne seriyordu Çekmegil. İnsanın farkında olmadan (ya da olarak ama nefsine yediremediği için geri adım atmayarak) Vahye şirk karıştırması Çekmegil’e göre en büyük zulümdü. Çekmegil’i okumadan önce de kılı yararak okuyan ve imanın sigortası olan şüpheyi asla göz ardı etmeyen bir okurdum ama onun eserinden sonra “yeşil sarıklı ulu hocaların” öğrettiklerinde bile şirk olabileceği şuuruyla hareket etmek gerektiğini kavramıştım. Aslında başkalarının imanını teraziye vurmaya meraklı olanların istedikleri takdirde kendi imanının gramajını öğrenebilecekleri bir tartı cihazı var: Şüphe. Aklını kullananlar için şüphe aynı zamanda imanın kalkanıdır. Şüphesinin kıymetinin bilen mümin cehalet batağına saplanamaz. Mamafih, yazanın/söyleyenin ne dediğine değil, yazdıklarının/söylediklerinin kendi kafasındakilere uyup uymadığına bakarak hayatta bildiğini okuyan; öğrenilecek her şeyi öğrenmiş, “imanımı kaybederim” korkusuyla beyinlerindeki şüphe mekanizmalarını tahrip etmiş, verilerinin gücelenmesini engelleyerek robotlaştırmış, kafalara bunu anlatmak imkansız
O zaman niye ısrarla yazıyorsun diyeceksiniz. Sanırım, tanışma fırsatı bulamadığım merhum Çekmegil, tüm yalınlığıyla izah ettiği halde bir avuç insan dışında kimseye anlatamadığı gerçekleri neden ısrarla amansız hastalık kendisini frenleyene kadar yazmış ise ben de aşağı yukarı o sebeple yazıyorum
. Mekanı cennet olsun
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
-
Ali Gürçay 16 yıl önce Şikayet EtKafirlikle itham edenler varsa.... Bir sözünüzü çok içerledim. Ama hiç dikkat ettiniz mi Kuran referanslı açıklamalarda bulunmuyorsunuz! Mesela bu kafirlikle ilgili ithamlara olan serzenişinizde şu ayeti hatırlatsanız ne güzel olurdu. "4/94- Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak: "Sen mü'min değilsin" demeyin..." En güzel söz ALLAH'ın sözüdür. Ondan alıntı ile derdinizi anlatmayı bir bilsenizBeğen
-
Ali Gürçay 16 yıl önce Şikayet EtŞüphe gerekli ama.... Evet şüphe çok önemli. Bu şüphe onun Allah'a yaklaşmasına vesile oluyor. O şüphe "oku oku yaratan Rabbinin adı ile oku, O seni bir damla sudan Yarattı" daki gibi veya "ilim sahipleri gereği gibi korkar sakınır" daki gibi. Zira Ona, yaklaşmak için okuduğunda, araştırdığında ulaşabilirsin. Yoksa evrimcilik oynayıp, "acaba doğru mu? Farklı olabilir mi!" diyerek değil. Zİra Kuran'da apaçık YARATILIŞ varken, imanları zayıflatarak değil. Evrimle ahirette, çekirgeler gibi topraktan çıkışı nasıl açıklayacaksınız?Beğen
-
Hasan Seyre 16 yıl önce Şikayet Etşüphe en güzel iman meyvesidir.. şüphe en güzel iman meyvesidir. kirsiz ve tertemiz olarak..uluhiyeti ve eşyadaki kavanini rububiyeti birebir anlamaya ve hakikatlarını açmayı bize öğreten..ademin vasfından bir elif, bir terazi, bir mizanu ekber, karanlıklı mevcudatı aydınlatan ve amaçlarına bizleri vardıran bir referanstır. Ey müslüman o referansa sadık kal..yoksa körü körüne inanma adına, 1000 yıldır kaybettin halada kaybedeceksin. Dünyada kaybettin sanmaki ahirette kazanacaksın.. Ademin gönderilişini iyi oku. Meleklerin bu varlığa secdeBeğen
-
Hasan Seyre 16 yıl önce Şikayet EtAdemim cennetden ihraç edilme nedeni. Şüphenin, inanmak ve iman etmenin temel şartı olduğunu reddedenler..Allahın istemediği bir ve insanlara tavsiye etmediği bir inanç biçimini..müslümanlara empoze etmekte ısrar edenler..amaçları koyun sürüsü gibi inanan ve hiç bir şeyi sorgulamayan insanlar gurubu yaratıp....Ademim cennetden ihraç edilme nedenini ve esmanın öğretilme hikmetini hiç anlayamadılarki..içine kutsal sok sosu leziz olsun..Beğen
-
Ali Haydar 16 yıl önce Şikayet EtŞüpheden de şüphelenmek. Şüphe inancın zıddıdır.Bilim alanında araştırırken yanlışa düşmemek için şüphelenip tekrarla gerçeği bulabilirsiniz.Vahiy söz konusu olunca şek şüphe olmaksızın inanılır.İman devletini olmayacak vesveselerle kaybetmekten korunmak son nefesimize kadar takip etmemiz gereken sırat-müstakimdir.Beğen