Örümcek ağı ve farelerin kaçış yönü
Her insanın dönüp dolaşıp yeniden okuduğu yazarlar olduğundan bahsetmiştim en son. Ardından Berat Kandilinin atmosferine girdik ve dönüp dolaşıp okuduğum yazarlardan biri daha çağırdı beni kütüphaneye. Arif Nihat Asya okunur da Naat okunmadan kitap elden bırakılır mı! Bıraktım ama. Çünkü Naatın bir kaç mısrasına takıldım, kaldım bu kez.
"Örümcek ne havada,
Ne suda, ne yerdeydi;
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi!" diyor şair.
İnsanın o an, örümcek ağının hangi yönünde olduğu ne kadar önemli. Bir yanda Hicret'e mecbur edilip, itilip kakılarak mağaraya sığınmaya zorlanan müminler, diğer yanda kendi ilahlarının, yurtlarının ve baba ocaklarının gelecekleri adına onları öldürmek için peşlerine düşenler...
Onları düşündükçe siyah beyaz sinema filmlerinden bazı kareler canlanıyor gözümde... Ve bugün etrafıma bakınca korku filmlerinin klasik final sahnelerinde olduğu gibi bir elde meşale ve diğer elde baltalarla kitleleri ağın diğer tarafına çekmeye çalışanları görüyorum.
'Mahallenin namusunu' kurtarmak için 'canavarları' öldürmeye mecbur olduğuna inandırılan kalabalıkların yönlendirilmesini sağlayan ve ellerini ovuşturanlar her zaman bellidir. Belli olmayan, onların kimi kullandığıdır.
Kullanılanların, ön safa geçip, bağırıp, çağırarak ateşe benzin dökenlerin aralarında olduğunu düşündüğüm zamanlar olmuştu. Gaza gelip, inançları gereği samimiyetle taşkınlık yapanların arasından onları bulup ayırmak imkansızdı çünkü.
Ancak artık onların ön saflara geçip kendilerini ateşe yakın tutanlar arasında olduğuna inanmıyorum. Hayat tecrübem gösterdi ki bu tipler sahneden ne zaman çekileceklerini içgüdüsel olarak çok iyi hesaplıyorlar.
Çünkü batan gemilerden zamanında kaçmayı beceren fareler arasından seçiliyor genelde bu tipler.
O yüzden batan gemilerden hangi farelerin kaçtığını fark etmek önemli. Hatta "gemisini yürüten kaptan" zihniyeti taşıyorsanız, batan gemilerden kaçan farelerin kokuları takip ederek nereye sığındıklarına bakıp, yakında hangi gemilerin sefere açılacağını bile önceden öğrenebilirsiniz...
***
At izinin it izine karıştığı ortamlarda, inanç adına ortaya çıkan ve inanç adına -doğru ya da yanlış- mücadele vermiş isimleri ezerek, onları yerden yerden vuranlar; samimi de olsalar itici geliyorlar bana. Ortak noktaları zaten başlı başına faşizm: "Aslında fikrim hiç değişmedi ve bakın yine ben haklı çıktım! Biz Allah'ın seçkin kulları..."
Fikri değişen tek İslamcı tanıdım ben ömrüm boyunca. Rahmetli Erdem Bayazıt. "Fark ettim ki hiç bir zaman Şeriat devleti kurulmamış" demişti Yörünge Dergisi'nde kendisiyle yapılan röportaj sırasında. Kapak cümlesi olarak vermiştik bu beyanatı. Ve Yörünge dergisinin o sayısı başta Kahramanmaraş olmak üzere pek çok ilde kapaksız olarak satılmıştı! Tabi ki o zaman birileri çıkıp, erkekçe "Adam haklı kardeşim" demeye cesaret edememişti!
Konuşuyor kendini yere göğe sığdıramayan 'fikir peygamberi' ve aslında fikrinin hiç değişmediği, hep haklı çıktığını söylüyor. 'Dönüp dolaşıp aynı yere geldim' olarak yorumluyorum bu sözleri. Zaten sorun da tam olarak burada!
Eski 'fikir peygamberlerini' siyasete çekip karizmasını yerle bir eden entel müritlerin bir kısmının çoktan yeni 'fikir peygamberlerine' biat ettiğini gördüm. Hayırlı olsun, tepe tepe kullansınlar. Peygamberlerinde gözü olanın gözü çıksın!
Beni üzen tek nokta şu: Eskiden dini siyasete alet edenlerle beladaydı başımız, şimdi bir de dini siyasetten kurtarmaya çalışanların samimiyetini test etmek zorunda kalacağız!
Örümcek ağının hangi tarafında olduğunuzu ve farelerin nereye kaçtığını artık daha dikkatli gözlemekte yarar var... Ben şirke bulaşmayan Müslüman müminlerin dönüp dolaşıp sığınacağı yerin, o mağara olduğunu düşünüyorum çünkü.
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
-
semra 16 yıl önce Şikayet EtİSLAM ÜMMETİ İÇİN İDEAL DEVLET TİPİ:. İslam devleti diye bir devlet vardı. ve bu devlet adına para basıldı.meclisi vardı. Bu islam devletinin başkanı vardı. Adı halife idi. Halife Kur'an ve sünnete uygun kararlar verirdi. Zaten halife kur'an ve sünnete en iyi uyan, en iyi karar alanlar arasından seçilirdi. Ama bu islam devletinin ömrü kısa, çok kısa idi. Peygamber efendimiz ve ilk dört halife devrini kesinlikle islam devleti olarak görebilirsiniz. Peygamber efendimiz İslam devletinin ilk başkanı idi. O ilk müslümanların başı idi.Beğen