Yaşar İliksiz
Yaşar İliksiz
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Belediye otobüsünde reytingi yüksek tartışma!

GİRİŞ 06.03.2010 GÜNCELLEME 06.03.2010 YAZARLAR

Perşembe akşamı saat on sularında metrobüsten indim. Otobüs ve minibüs duraklarının tam orta mesafesinde bekliyorum. Hangisi erken gelirse ona bineceğim.

Normalde tercihim otobüs olmakla birlikte, "saat hesabı" pek işime gelmediğinden çoğunlukla önüme gelen ve dolu olmayan ilk minibüse binerim.

İstanbul'da ulaşım sistemi her ne kadar eskisine göre çok düzenli sayılsa da kurgulama ve düzenlemede hâlâ tuhaflık olduğu gerçek.

Örneğin yolcu kaynayan hatlarda belediye otobüslerinin 20 dakikada bir yarısı boş, buna karşılık  aynı hattan o süre içinde 10-15 minibüsün tıklım tıklım dolu geçmesi hâlâ nasıl başarılabildiğini çözemediğim garip bulmacalardan... Bir de üç dakika da bir minibüs kalktığı halde yaşlıların ve centilmen erkeklerden yer bekleyen hanımların neden dolu minibüslere ısrarla binmek istediklerini çözebilmiş değilim vesselam...   

Neyse, bir süre bekledikten sonra,  o ana dek geçen üç minibüs de tıklım tıklım dolu olduğu için, iki bilete patlasa da soğukta beklememek için yolun yarısını başka bir hattın otobüsü ile kat edip, inip diğerine binmek suretiyle gitmeye karar verdim. 

Durakta yolcu alan, otobüse yanaştım.

Akbilimi bastım ve boş koltuklardan birinin cam kenarında yerimi aldım. Önümde genç iki zabıta vardı. Sigarayı yeni bırakmış evli zabıta genç, bütçesine ayda en az 200 Lira kazandırmış olmanın önemini anlatmaya çalışıyordu arkadaşına...

Onlara kulak kesilmişken, iki koltuk önlerinde oturan genç, şoföre, "Haydi be kardeşim, iki saattir bekliyorsun yürü artık!" diye kalayı bastı. Normalde, bu tarz fırçaları ben, bekleme işini abartan minibüs şoförlerine atarım ve fırça atanı da severim. Çünkü ben fırça atınca genelde, o ana dek gıkı çıkmayan yolcular,  "hay ağzına sağlık" der ve minibüs şoförü mahalle baskısı altında, istemeye istemeye yola çıkar....

Ama bu fırçayı biraz garipsedim. Çünkü durağı takipte olduğum için otobüsün sadece iki dakika önce geldiğine ve geldiği andan itibaren de sürekli yolcu bindiği için beklediğine şahidim.

Gence, şoför amca, "ne iki saati evladım daha yeni geldik, yolcu biniyor, görüyorsun" diye yumuşatıcı serzenişte bulundu.

Ama genç arkadaşın aceleden nevri dönmüş olmalı. Bu kez daha da sertleşti. "Yahu 5 dakikadır yolcu bekliyorsun, bırak biraz da başkaları alsın, hep bunu yapıyorsunuz" diye çıkıştı.

Şoför, "tövbe estağfurullah" kabilinden boynunu eğerek sessiz kaldı. O arada kucağında bebekle genç bir hanım kızımız cebindeki akbilini bulmaya çalışıyor. Şoför sinirden ani kalkış yapsa, gitti yavrucak bir yana, ana bir yana! Allahtan şoför tecrübeli sustu, yolcunun yerine oturmasını bekledi.  

Ama genç arsız. "Hadi kardeşim ya, işimiz gücümüz var, bu nasıl iştir" diye feryada devam etti.

Bunun üzerine şoför yolculara dönerek, "Arkadaşlar siz şahitsiniz, kaç dakika oldu geleli üç dakika bile olmadı, değil mi?" diye sordu.

Cevap arsız gençten: "Ne üçü ya en az 5 dakika oldu"

Tam içinden "Yalan söyleme ben biliyorum tam olarak kaç dakika ve neden beklendiğini" diye itiraz etmek geçiyordu ki sol koltuklarda oturan 17-18 yaşlarında genç kız, "Ne beşi yahu iki-üç dakika ya oldu, ya olmadı." dedi. Sonra, "hem bekliyorsa, devlet kazansın diye bekliyor, boş gitse daha mı iyi?" diye bir de destek verdi şoföre.

O esnada tam kapı kapanırken kendisini içeri atan 50-55 yaşlarındaki beyefendi, akbili basıp yerine geçerken, "Tabi devlet kazansın, vatandaş kimin umurunda" diye tartışmaya dalıverdi.

Bu kez, genç kız ile yeni binen vatandaş arasında tartışma başladı.  Genç kız, yanakları gürbüz beyefendiye, "Tabi siz semirin, devlet zayıflasın, Allah bilir hangi yemekten geliyorsunuz, maşallah yanaklar gürbüz gürbüz" diye çıkışmasın mı?

Güler misin ağlar mısın? Bu arada beyefendiden yüz bulan arsız genç bir kez daha laf saldırısında bulundu şoföre.: "Hep böyle oluyor, millet sesiz kalıyor, şoförlerin dediği oluyor"...

Genç kız bu kez, "Asıl millet sessiz kaldığı için siz böyle rahat rahat esip gürlüyorsunuz" diye tersledi genci.

Şık beyefendi, "Ankara'dakiler bağırsın, çağırsın, millet sussun" diye laf çaktı. 

Tartışma o kadar saçma şekilde rayından çıktı ki, "Yeter, " diye bağırmak zorunda kaldım. Elinde şemsiye, çanta ve şık kıyafeti ile otobüse sonradan binip tartışmayı siyasi boyuta sürükleyen beye de "Kardeşim, sen bari sus. Hem en son geldin, tartışmanın ne olduğunu bile bilmiyorsun, hem en ateşli taraftarlardan biri sen oldun, pes yani!" diye sert çıktım.

Bilmiyorum, yakın mesafe bindiği için mi yoksa tartışmanın aleyhine dönmüş olmasından mı, beyefendi ilk durakta indi.

Hanım kızımız da bir kaç durak sonra zafer kazanmış konumda indi otobüsten. Ben iki durak sonra indiğimde pişkin genç sessiz sedasız yolu seyrediyordu..

Otobüsten inerken, her televizyon kanalında, sözüm ona, konular hakkında vatandaşların bakış açısını genişletmeyi ve 'tartışılan konunun' bilinmeyen yönlerini izah etmek için getirilmiş tipler aklıma geldi. 

Halkın artık bu tarz programları "tartışma programı" diye adlandırması bile ne kadar anlamlı. Hemen her ekranda karşıt fikirleri savunan, sözüm ona "uzlaşmaya açık" öfkeli tipler...

Ya "beni niye anlamıyorsunuz" dercesine bağıran ya da "konunun aslı budur, anladınız mı? anlamadınızsa öküzsünüz" dercesine akıl veren tipler...

Otobüse sonradan binen ve konunun aslını astarını bile  bilmeden, meseleyi hemen siyasi boyuta döküp, kendisine rastgele taraf seçen beyefendi, sanki ekranlardan çıkıp, bu otobüse reyting için binmişti!

Her ne kadar vatandaşın hakkı yendiğinde sessiz kalmasına isyan edip, onları isyana çağıran biri olsam da anlayıp, dinlemeden ya da gerçekten hakkı yenmeden pişkin pişkin her fırsatta otoriteye çatan tipleri de kınayacak kadar onurluyum. Zaten haklıların genelde tartışmaladan zararlı çıkmaları da hep bu tiplerle karıştırılıyor olmalarından değil mi? Lütfen, hakkımızın yenildiğine inandığınızda, önce muhasebe yapın, anlayın, dinleyin sonra gürleyin!

Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com

YORUMLAR 1
  • ömer osman 15 yıl önce Şikayet Et
    güzelll. güzel rüyaymış.. bu kadar atılmazki. otobüste insanlar sorunlarını düşünmekten duraklarını kaçırıyor. bunlar oturmuş kavga ediyor.hele kız adama kodaman diye çıkışıyor. peki o adam niye otobüse biniyor. yazacak birşey bulamadınmı. gel ankara yada sana yargı diktasını anlatalım. oradan buralar pek görülmüyor herhalde. istanbul türkiyenin gerçeği değil rezilliği. iç anadoluya gelin de o kodamanlardan kurtulun biraz gerçek sinei milleti görün. akpye yapılanları yazın biraz. bakanın bile sözü geçmiyor yargı da
    Cevapla