Çatışa çatışa gidiyoruz bizi bekleyen yere...
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, varlığını bir türlü hazmedemedikleri, meşruiyetini kabul etmedikleri ama ele geçirmek için birbirleri ile boğuşmaktan geri kalmadıklarını devletlerinin sınırları içinde birbiri ile çatışa çatışa kendilerini bekleyen yere doğru ilerlerken, eskiden aklının ucuna gelmesinden bile dehşete kapıldığı fikir ve kavramları artık yüksek sesle tartışabiliyor...
Rahmetli Cem Karaca'nın
"Bir çiviyi çakar gibi,
Vura vura günlere.
Dörtnala gidiyoruz,
Bizi bekleyen yere..." şarkısı geliyor aklıma...
"Eskiden hıyar idik..." demek geçiyor içimden şarkının nakarat kısmına gelince... Ama şimdi ne olduğumuz kısmında tıkanıyorum... Tarifi bile yok şu an içinde bulunduğumuz halin...
Eğer gelecek hesaplarınızı ve kehanetlerinizi; resmi ilişkileri, siyasi hesapları, devletler arası gelişmeleri temel alarak yapıyorsanız, ufukta karanlık günler görüyor olabilirsiniz...
Doğaldır... Siyaset çarkı, döndü dolaştı, başladığı yere geldi... Belli ki onların türküsü bizden çok farkı:
"Kaleden iniş mi olur
Ham demir gümüş mü olur
Evvelden ikrar verip
sonradan dönüş mü olur" ...
"Dönmemek için en başa dönmek!" nasıl bir dönüşün türküsüdür? Bunun cevabını belki de hiç bulamayacağım. Çünkü hayatımda başladığım yere tekrar geri dönme ihtiyacı hissedecek kadar yolumu kaybettiğim hiç olmadı…
Şurası kesin ki benim türküm "en başından" beri "herkesten" farklı:
"Göl içinde çarka döner
Susuzluktan bağrı yanar
Alemler seyrana iner
Seyir var seyir içinde..."
Seyir içinde seyir... Muhakkak ki beni sizlerden farklı kılan ince çizgilerden biri de bu...
Eğer gelecek hesaplarınızı ve kehanetlerinizi; sivil ilişkileri, sosyal hesapları, vicdanlar arası gelişmeleri temel alarak yapıyorsanız siz de ufukta aydınlık günler olduğunu fark edebilirsiniz...
İnsanoğlunun menzili oldukça sağlıklı bir noktaya yöneliyor...
İnsanlar; neye inanıyor olursa olsunlar, kendi kutsallarını sorgulamaktan korkmayacakları, inançlarıyla gönül rahatlığı ile hesaplaşacakları, aklı baştacı edip, bilimi hakem tutarak imanlarını kemale ulaştırabilecekleri noktaya doğru ilerliyorlar...
Yıllardır ısrarla gündeme getirdiğimiz için sövülüp, sayılmayan değerimiz bırakılmayan konuları, çok yakında kitlelerin, yüksek sesle, büyük merak ve iştahla tartıştıklarını göreceksiniz...
Farkındayım, bu manzaradan dolayı, gözü korkan insan sayısı hiç de az değil.. Ancak ufuktaki aydınlık artık o kadar parlak ki onların karanlığı da gecenin uzamasına yetmeyecek...
Velev ki farkında olmasalar bile insanoğulları birbiriyle çatışa çatışa gidiyor şafağın aydınlığına...
Işık Doğu'dan mı, Batı'dan mı yükselir onu kestiremiyorum, ama yakın gelecekte geceyi boğacağı muhakkak...
Çatışmalar, kanlar, isyanlar, bölünmeler, parçalanmalar, ayaklar altına alınan ahlak ve inanç kuralları gözünüzü korkutmasın... Aydınlığın zirvede olduğu günlerde de vardı onlar... Ama etkisiz ve gelip geçiciydiler... Tıpkı bugünlerde olduğu ve gelecekte olacağı gibi...
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
-
Musa Turdağı 14 yıl önce Şikayet EtDarwin ve İliksiz. Yaşar İliksiz ne yapmaya çalışyor? Bu tarz açıklamalar haber7 grubuna zarar verir, Allah bereketini kaldırır. Darwin'in çatışma tezi bilimsel olarak geçerliliğini yitirmiştir,iliksiz bilimi kaç yıl önceden takip ediyor?Beğen
-
umut beydağı 14 yıl önce Şikayet Ettam evrimci başlık. çatışa çatışa ilerleme darwin amcanın kafası, biz böyle ilerlemiyoruz, Allah'ın takdir ettiği şekilde yaşıyoruz.Beğen
-
İsmetlim 14 yıl önce Şikayet EtÖnemli olan istikamettir. Önemli olan istikamettir.Dosdoğru olanlar hem yanılmamışlar hem de yanıltmamışlardır.Biz öyle bir kültürün sahibiyiz ki;Her zorluğun arkasından bir kolaylığın geleceğine inanırız.Bu inanmışlığımızı da elbette ortaya koyduğumuz davranışlarla destekleriz.Yeter ki tenezzül ettiklerimiz bizi esir almasın,kalbimizi çalmasın.-Bir külah kapmaksa şayet bunca hırsın gayesi/Kendi namusun olur er geç onun sermayesi diyor M.Akif Ersoy.Ben de inanıyorum.İnşallah gelecek günlerimiz aydınlık olacaktır.Yeter ki Özümüz sözümüzle "Hak" yolunda birleşsin.Beğen
-
Hasan Seyre 14 yıl önce Şikayet EtSözden korkmamak lazım... Her insanın yaşadığı toplumdan gelen ruhi yaralınmışlığını sözle ifae etmesinin kime ne zararı olabilirki.Bırakalım ifade etsinler.Boşalsınlar..Yılların biriktirdiği ezilmişlik hissini yenerek bizde insanız desinler. MAĞRUR gibi başı dik olarak dolaşşsınlar..Statü kaybeden eskilerede azab çektirmeden yapılsın bunlar.Yoksa bu sefer başka mağdurlar ortaya çıkıyor.Beğen
-
kenan elli 14 yıl önce Şikayet Etşaşmayan hakikat... evet, her gecenin mutlaka bir sabahı hep oldu ve hep olmaya devam edecek. bazı geceler, ayışı karanlığında, bazı geceler, ayışı olmadan zifiri karanlık ta olsa, akabinde aydınlığın tezahürü mecbur kılınmış adeta.. karanlığın sonu aydınlık, sıkıntının sonu ferahlık.. şaşmaz bu hakikat. değil mi ki zaten herşey de bir imtihan.Beğen