Yurt dışında yapılan pek çok araştırma halkın; bilimsel ve teknolojik konularda, işin mantığını kabaca kavraması için bilmesi gerektiği kadar bile bilimsel bilgiye sahip olmadığını gösteriyor. 

Profesyoneller iktidarının doğurduğu cehaletin boyutlarının nasıl küçültülebileceğine dair araştırmalar ve çalışmaların sayısı az değil.

Çoğunuza garip gelebilir ama ben halkı cahil bırakmamız gerektiğini savunuyorum.

Kasıtlı bir cahilleştirme operasyonundan söz etmiyorum.

Politikacılar, tüccarlar ve ekmeğini tribünlere oynarak kazanan -sözüm ona- sanatçı ve gazeteciler zaten fazlasıyla yapıyorlar bunu... Halkın cahilliği onların işine geliyor... Kendilerini haklı göstermek için sürekli halkı arkalarına almayı başarmak zorundalar... Halkı bilinçlendirirseler onların arkasında kim kalır...

Aslında halk ne kadar cahil olursa olsun, pek çok konuda onlardan daha bilgili ve onların dans figürlerini de iyi biliyor ama ayakları onlar kadar hızlı değil! "Biz ne bilek beyim büyükler bilir" diyerek boyun eğiyor ve öpüyorlar bükemedikleri bileği...

Bu da normal çünkü söz konusu kesimler talimli, sürekli dengeli besleniyor ve ayak oyunu çalışıyorlar... Halk ise sürekli onlara kaptıracağı ekmeği kazanabilmek için ter döküp, sağlık ve sofra masraflarından kısıyor...

Söz konusu kesimler çok güzel illüzyon yapıyor ve halkı çok bilgili, kendilerini onlardan da bilgili göstermeyi başarabiliyor... 

Alan razı, satan razı, bize ne?

Sözüm  bilimsel kaygı taşıyıp, halkın cehaletinden rahatsız uzman, bilgin ve evliya zümresine...

Bırakın halk cahil kalsın... Talep etmeyene bilgi vererek nefesinizi tüketmeyin...

Çünkü hem cahil ancak cahil olduğunu idrak etttiği an kendisini öğrenmeye mecbur hissedebilir hem de sizi diğerleri ile karıştırabilir....

Gereksinim duyup, talep etmedikleri sürece, halka; gerekli bilgileri vermeyin... Verdiğiniz her bilgi silah olarak size geri dönebilir....

Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com