Tokluk oyunları!
"Eskinin Gladyatör Oyunları, bir TV reality şovu olarak geleceğe taşınmış. İşin esprisi bu" diyor gevrek gevrek gülen adam ve soruyor: "Beni niye sarmadı?"
Yaşına hürmeten affına sığınarak, mümkün olduğunca yumuşak üslupla cevabı ben vermek istiyorum gevrek gevrek gülen adama: "Demek ki yeterince acıtamamış!"
Jay Jay Leno'nun (ki o da "oyunun bir parçası" olmasına rağmen son derece doğru ve) haklı esprisine sığınarak gençleri suçlayan yorumlarla vicdanınızı dingin kumsallara sürüklemeniz, kendinizi sütten çıkmış ak kaşık gibi gördüğünüzü ispata yetiyor zaten...
Eğer film, "açlık oyunlarının Türkiye versiyonunun" aktörlerinden olduğunuzu idrak (ya da -masumiyet içermeyen şekliyle- itiraf) etmenizi sağlayabilseydi çok büyük iş başarmış olur ve "yazınızda yerden yere vurduğunuz gençlerin o hale gelmesinde sizin rolünüzün ne olduğunu algılattırabilirdi!
Ama sonuçta o film de, oyunun parçası olanların elinde şekillenmiş metin ve senaryodan ibaret! Sen ona baktığında sadece gladyatör oyunlarını görüyor ve "Titanların Öcüyle" teselli buluyorsun!
Dikkat edin Hıncal ağabey, sergilediğiniz "Tokluk oyunları"na has özel "kalem oyunları" ile okuru ters köşeye yatırdıktan sonra yaptığınız son derece doğru ve yerinde tespit ve eleştirilerine yanlış ve haksız demiyorum.
Sadece "o gençler neden o halde?" diye masum bir soru soruyorum...
Terbiye sınırlarını zorlayıp, "Her hafta evinizde verdiğiniz kahkahaların dışarı taştığı o mangal partilerini yapabilmek için "açlık oyunları"nda hangi rolleri kabullendiniz" diye de sorabilirim! (ki ben mahrem hayata karıştığım için bilmiyorum bunu, TV ekranlarından siz iftiharla reklamını yaptığınız için yer almış notlarım arasında).
Ama ötesini soramam... Terbiyem elvermez! Umarım hâlâ sormadan anlayabilecek kadar zindesinizdir Hıncal ağabey...
"Açlık oyunları" sizi ve sizin gibileri sarsaydı, neyin ne olduğunu anlamak için kendisine sığınan genç beyinlerden zaten o kadar büyük ilgi görmezdi!
Kabul edersiniz ki artık siz "Açlık oyunları"nda rol bulamayacak kadar yaşlısınız ve "tokluk oyunları" ile "zamanın akışını yumuşatma" peşindesiniz....
Ben tabi ki oyunun kurallarını çok iyi bilmeme rağmen "insan yönünüzün" bende bıraktığı sempati ile sizi sevenler arasındayım ve o yüzden "keşke o film sizi sarsabilseydi" diyorum...
Açlık oyunlarının beceremediği şey şu: Sizin vicdanınızı yeterince acıtamaması!
Bu açıdan çok kötü bir film.
Zaten kitaptaki pek çok espri görsele yeterince yansıtılamadığı için kitabı okuyanlar filmi daha iyi okuyabiliyor...
Film çok kötü; çünkü kapitalistleri zerre kadar rahatsız etmiyor ve sırtından onlara para kazandırtacak kadar el üstünde tutuluyor. Hatta insanlar mısır yiyip, kola içebilecek kadar rahat izleyebiliyorlar filmi! Sizgillerin boğazına lokmayı tıkamayan ve bir parça olsun korkudan ürpetmeyi beceremeyen filmden ne hayır gelir!...
Film yine de idare eder; çünkü 11. bölgeye ekrandan verilen selam sonrasında başlayan isyanın sizgilleri hâlâ nasıl telaşa düşürebildiğini insanlar biraz dikkatli olursa görebiliyorlar...
Sen de ben de farkındayız ki “Açlık Oyunları” uzun bir süreç ve “binlerce yıl sürecek” ama yine de “Hıncalsız bölgelerin” bir gün o ekranlardan selam beklemeden de "bir şey başarabileceklerini keşfetme ihtimalleri" hep "diri kalacak"…
Bu ihtimale rağmen gevrek gevrek gülebiliyorsan, gül Hıncal ağabey... Ve karşı çıkıyormuşsun gibi gizli gizli yap yine "Açlık Oyunları" ile "Titanların Öcü"nün reklamını...
Ben şimdiden kıs kıs gülüyorum sizgillerin şu an yüzünün aldığı şekli hayal ederken...
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasariliksiz@haber7.com