İslamcı Şımarıklığı diyorum olgunun adına.

Hemen her yerde kendini bilmezin (ya da işi bilenin) biri çıkıp sesini yükselterek din adına olur olmaz çıkışlar sergiliyor, hasım siyasi görüşlerin zekasını konu edinen yorumlar yapıyor.

Onlar, siyasetten sanata, bilimden magazine her konuda allameyi cihan; millet, kör cahil! Görebildiğim kadarıyla çıkışları çoğu kimsenin hoşuna gidip takdir toplasa da siyasetin çilesini çekmiş samimi Müslümanları rahatsız ediyor.

Onları görünce, "rejim yıkıldı yıkılacak, komünizm geldi, gelecek" diye kasılarak herkese caka satan, din adamlarını aşağılayan, imamlarla dalga geçen 1970'lerin solcularını anımsıyorum!

Birilerinin çıkıp "din aşkına" küllenmiş tartışmaları bilerek alevlendirmek için birilerini kullandığı gibi komplo teorileri aklıma bile gelmiyor, hüsnü zanla yıllarca ezilmiş insan psikolojisi yaşayan mazlumların, "hürriyetin" (onlara sorsanız onların devrinin) heyecanıyla bocaladıklarını düşünüyorum. 

Ama şımarıkların sayısının her geçen gün artmasından ve zemini genişletmesinden de kıllanıyorum!

***

Diyalektiği düşünce balonundan ibaret insanların solculuğunun sol yumruktan ibaret olmasından doğal ne olabilir derseniz, imanı gargaradan ibaret insanların Müslümanlığının sağ kroşeden ibaret olmasıdır, derim!

***

Yaptığı her eylem faşizmle örtüşen insanlar kendilerini solcu gösteren boyanın formülünü iyi saklasın. O formül İslamcıların eline geçerse neler olabileceğini muhayelemin sınırları bile almıyor... 

***

"İslamcı" gömleği ile devletten ihale kovalayan insanların "işçinin hakkını alın teri kurumadan ödeyin" Hadisini unuttuğuna inanmamı beklemeyin. Ama onları, nasıl bir aklı mekanizmanın O Hadis'ten daha önemli işler yaptığına inandırabildiğine yıllardır cevap bulamıyorum... 

***

Koltuklar insanları değiştirmeyi sürdürüyor. Koltukların istikrarının insanın istikrarından diyaretli olduğuna değil koltukların değiştirdiği insanların kendilerini değişmemiş sandığına şaşırıyorum!

***

Birinin ak dediğine kara diyerek siyaset yapma geleneğinin her geçen daha çok insanı kuşatıyor olmasını artık umuyorsuyor olmam beni tedirgin ediyor. Psikologlardan yardım almanın şart olduğunu dahi düşünüyorum.

***

Kendisi maddi sıkıntı çekerken, işsiz kalan eş ve dostlarının maddi sıkıntısına üzülerek, yokluk içinde ona yardım için çırpınan insanları gördükçe kıyamete hayli vakit olduğuna daha çok inanıyorum.

***

Taşeron işçiler dernek kuruyormuş! Taşeronluğun faziletleri hakkında kitap bastırıp, ulu bir Türk büyüğünün taşeronlukla ilgili sözünü eserin girişine yazmalarını bekliyorum... 

***

Taşeronluk vasıtasıyla ile sistemin zulmünü kırmayı başaranlar, taşeronluk olgusuna bugün neden ihtiyaç duyduklarını hiç düşündüler mi merak ediyorum...

**

Zaman zaman kalitesiz insanların kaliteli sanat yaptığı da görülmüştür. İstisnadırlar ve kaideyi bozmazlar.

Kaliteli sanat, kaliteli sanatçı ile yapılır ve sanat akımları kaliteli sanatçıların bilinçli ya da bilinçsiz olarak aynı dönemde yoğun eserler vermesinden doğar... Kalitesiz sanatçılardan sanat akımı doğduğu vaki değildir.

Kendini topluma akıl verecek kadar yetkin gören 50 sanatçı bir araya geldiğinde 25'i birbiri ile aynı ortamı paylaşmayı reddedecek kadar birbiri ile husumetli, onlarcası kendisi ile aynı oturuma yazılmış isimleri çizdirip, kendi istediği isimleri yazdıracak kadar garezli ise sanatçı kalitesinden söz edilemez..

İnsanın kalitesini yükseltmeden sanatın kalitesini yükseltmek mümkün değildir....

***

Minibüsün kalkmasını bekleyen 16-17 yaşlarındaki genç kulaklık kullanmak suretiyle konuştuğu cep telefonundaki sohbeti bağıra bağıra yaptığının farkında mıydı bilmiyorum ama şoförün ona bakarak söylendiğini duyması imkansızdı.

Kitap okumak için en uygun yer o koltuk olduğu için hemen yanına oturdum. Kitap okumak ne mümkün. Gencin özel hayatı beni ilgilendirmese de dinliyorum. Rüyasında kız arkadaşının sınıfta kulaklıkla bağıra bağıra konuşurken işine konsantre olamayan öğretmeni tarafından uyarıldığını görmüş!

Tıkladım omuzunu. "Rüyanı neye yormak lazım bilmiyorum ama bağıra bağıra konuşuyorsunuz ve ben okumaya konsantre olamıyorum" dedim. Gülümsedi, "özür dilerim farkında değilim, ben de size katılayım" dedi ve çantasından çıkarttığı kitabı okuyamaya koyuldu....

Minibüsçü o öfkeyle bu delikanlışa haddini bildirmeye kalksaydı, bu güzellik yaşanmayacaktı.

***

Dini ve imani konularda akıl soran ve fetva isteyen insan sayısı o kadar arttı ki birilerinin "yaşar İliksiz din alimidir" diye ilan verdiğini dahi düşündüm. Bekri Mustafa'ya selam gönderip, ruhuna Fatiha okudum. 

***

İçtiğim şarap miktarının her geçen gün azaldığını Zahitlerin bana her geçen gün daha çok yaklaşmasından anladım.

Pirimugan'ı artık daha az gördüğümü idrak ettiğimde ise içime şüphe düştü: Ben meyhaneden uzak kaldığımdan mı yoksa o benden uzaklaştığından mı bu hasret?

***

Pirimugan'ı şarabıma su katarken yakaladım. Eylemini ifşa ediyor, savunmasını sırlarım arasına atıyorum!

Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
@yasariliksiz