Bilmek istiyorsan tıkla!
"koca gövdeli bir garabetim artık
korkarım yeşermez dallarım vurgun sonrası
bir körpe fidan büyütürüm belki gölgemde
ya da hatıra defterine atılmış çiçek gibi
sessizce kururum sarı yapraklar arasında" mısralarını kayda geçtiğim yıllarda, Konfiçyüs ve Sokrates'ten haberdardım ama şu eski Çin şiiriyle henüz tanışmamıştım.
"Gün gelir en yüce dağ unufak olur,
en parlak ışıklar söner
zeki insana da bir çiçek gibi
sararıp solmak düşer"
Tarihin özel bir önemi var mı bilmiyorum ama "Gerçek bilgi neyi bilip, neyi bilmediğinin farkında olmaktır" diyen Konfiçyüs'ün M.Ö. 479 yılının dördüncü ayının, dördüncü gününde sabah erkenden kalkıp bu şiiri öğrencilerine yazdırdığı rivayet ediliyor.
Sokrates ise malumunuz, "Hiç bir şey bilmediğim halde bildiğini sanan insanlardan daha zeki olduğuma karar verdim. Belki ben de bir şey bilmiyorumdur ama ama hiç değilse biliyormuş gibi de görünmüyorum" sözleriyle olguyu ironiye dökmüştü.
O yıllarda bilgiye ulaşmak çok zordu. Binbir güçlükle elde edilen bilginin yorumlanması bilginin kendisinden daha kıymetli idi.
Şimdi ise bilgi enflasyonu yaşıyoruz. Bilgiler üzerinden yapılan yorumlar da bilginin kendisinden daha kıymetsiz...
Günümüzde, ihtiyaç duyduğunuz anda elektronik cihaz tuşlarına bir kaç kez bastığınızda, her konuda binlerce bilgi avucunuzun içinde.
Peki bunca bilgiye ve bilgi üzerinden yapılan envai çeşit yoruma rağmen, milyonlarca insan, hiç kıymet vermediği halde hâlâ bildiğini sanan ya da biliyormuş görünen insanların yaptığı yorumları bitip tükenmek bilmeyen iştahla dinliyor.
Çünkü bilgiye tok ama doğruya hasret.
Ne elindeki bilgiler, ne de bilgiler üzerinden yapılan yorumlar onu doğruya götürmüyor! O da bilerek ya da bilmeyerek, "ilim Çin'de de olsa arayınız" emrine uyarak, çoğunun kendi kıt aklıyla yaptığı yorumlardan daha sığ olduğunu bile bile, doğruya ulaşabilmek umuduyla, yapılan her yoruma kulak veriyor, göz gezdiriyor. "Bilmek istiyorsan tıkla" ya da "az sonra" diyen her çağrının yönlendirdiği hatta atlıyor gayrı ihtiyari.
"Bilmek istiyorsan tıkla" ya da "az sonra" çağrısını, Alis'in Beyaz Tavşan'ı gibi algılıyor. "Beyaz tavşanı izle" komutuyla daldığı her delikte tavşanı kaybediyor olması şevkini kırmıyor. Binlerce "bir sonraki sefer" şansının bulunduğunu bilmenin rahatlığı içinde delik, delik dolaşıyor...
Oysa İbrahim, bir Beyaz Tavşan'ı izleyerek ulaşmadı doğruya!
İnsanın doğruya ulaşması için bilgiye ihtiyacı yok!
Hiç bir bilgi, insanı doğruya götüremez.
Doğru ise insanı gereken her bilgiye ulaştırır.
Bilgi yığınları arasında dolaşırken her dönemeçte karşınıza çıkan tabeladaki "akletmez misiniz?" uyarısını fark etmez misiniz?
Yaşar İliksiz - Haber7
yaşar.iliksiz@haber7.com
@yasariliksiz
-
zehra yavuz 13 yıl önce Şikayet Etaman be yasar abi, basligi görünce korktum.... ne diye böyle baslik atarsin ki? ;d yaziya gelince: herkesin de ayri bir dogrusu, ayri bir hakikati var ama...simdiki iletisim caginda, bilginin özünü anlamak, hazmetmek lazim. bilgiler arasindaki etkilesimi bilmek daha önemli...güzel bir yazi.Beğen Toplam 4 beğeni
-
backbone 13 yıl önce Şikayet Etdoğrular içimizde.... insan yaratıldığında fıtrata doğrular yüklenmiş ve doğru bir hal üzerine rabbim bizi dünyaya göndermiş... önemli olan doğruya talip olmak.. salt bilgi doğruya götürmüyor maalesef... iç ses hep doğru söyler.. rabbimin bize en büyük hediyesi bu haldir..dış ve nafile seslerden arınıp onu bulmak ve dinlemek lazım...Beğen
-
İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Etdoğru ve bilgi..-2. tasavvuf yolundaki çocuklar(!) emdikleri karşısında- ilme ne gerek var gibi-bir hataya düşerler ki,ilme gerek olmadığını sanarak emerlerken(!) bu yolda ilerleyip iyice ak ile kara ortaya çıktığında ne korkunç hata yaptıklarını yıllar sonra anlar ve tevbe ederler.zira ilim öğrenmek farzdır.farz olanı,öğrenmekte farzdır.hele hele bu asırda islama ait olan her şeyi öğrenmek gerekli olduğu gibi dünya ilimlerini de öğrenmek elzem..şimdi allahın cc emri olan hususları bilmeden,bunların nasıl uygulanacağını bilmeden nasıl yaşarsın be yaşar!.haram sınırlarını bilmeden bunlardan nasıl sakınırsın be kardeş!.çinliysen /imansızsan o başka.diyecek bir şey yok gibi..ki,o zamanda iman esaslarını bilip anlatmak görevimiz.-cahil sofiden aslandan kaçar gibi kaçınız!-yarın hoca dinden ,yarım doktor candan eder!- unutma!.çin halk sözlerine fazla takılmayınız!çoğu hatalı ve yanlış!vesselamBeğen Toplam 1 beğeni
-
İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Etdoğru ve bilgi..-1. doru nedir? tarifini yapsaydınızda okuyanlar öğrenseydi..doğru,noktaları kavuşturan şey mi? düzlem mi?dünya elipsoitse bunlarda sorgulanır..doğruya ulaşmak için peygambere iman edecekler muzice istediler niye?!.bilip kalpleri tatmin olsun diye..biz doğru deyince allah cc kelamını, eğrilik yapmayan peygamberlerini ve onların sünnetini ,doru kanaldan gelen sahih hadislerini anlıyoruz.allah cc kelamını anlamak için bilgiye kesin gerek var.ki,bilgisizce okuyup geçenler ,tefekkür etmedikleri için kuranda ikaz edilir. peygamber (as) onlara –vay onların haline – diye ikaz eder.derinlemesine bilenler nerde tefekkür,nerde tezekkür edeceklerini de iyi bilir.kuran –hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?-ikazı yaparken allah cc alimleri övüp kendisi için -şahitler- tutacağını beyan buyurken ve de- farz olanı ,öğrenmekte farz dır.-fıkıh hükmüyken bütün bunları önemsememekte insanı dinden eder..Beğen Toplam 1 beğeni