Yaşar İliksiz
Yaşar İliksiz
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Asıl marifet

GİRİŞ 12.07.2012 GÜNCELLEME 12.07.2012 YAZARLAR

Farazâ, insanlar uzayda yaşama şansı bulsaydı,  uzayda da bir takım canlılar yaşıyor olsaydı, dünyalılar uzaydaki canlılar karşısında şüphesiz, Türk, Arap, Amerikalı, Rus, Çinli, Japon, İngiliz, Alman, Sırp demeden, zenci beyaz vs. demeden, insan paydası altında buluşacaklardı.

Yani, yaşanan ortamdan uzaklaşıldıkça, belli aidiyetler unutulabilmekte; bir coğrafyada bir başka coğrafyada benimsenebilmekte,  'biz'leştirilebilmektedir... Mesela, İngiliz, Fransız, Alman vb. köklerden gelen unsurların, ABD ya da Kanada vatandaşlığında birleşmeleri...

Bu durumda, toplumları inşa eden, insanların gönüllerini ve zihinlerini formatlayan siyasilerin, eğitimcilerin, din adamlarının şu husus üzerinde düşünmeleri gerekir: Türk Japon muhabbeti örneğinde olduğu gibi, insanlar uzaktan pekâlâ birbirlerini seviyorlar da neden yakınlaştıkça uzaklaşıyorlar? Asıl marifet, insanın yakın temas halinde olduğu kişileri sevebilmesi ve onlar tarafından sevilebilmesi değil midir?"

İslami İlimler Araştırma Vakfı  tarafından 2009 yılının Ekim ayında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilen Tartışmalı İlmi Toplantısında Doç. Dr. Murat Sülün'ün?" "Sevgi ve Nefret Bağlamında Kuran'a Göre Öteki" başlıklı, "kimi sevip, kimi sevmeyeceğiz?" sorununa cevap arayan sunumundan yukarıdaki cümleler.  Ensar Neşriyat tarafından toplantının tamamı Eylül 2010 tarihinde kitaplaştırılmıştı.

Sunucusunun kendi yerini belirginleştirdiği, İslam'a göre kimin hangi zeminde nerede durduğunu göstermeye gayret sarf ettiği ibretlik tebliğin metnini; Müslüman - Kafir, Alevi - Sünni, Türk - Kürt, Dost- Düşman herkesin okuması gerektiği kanaatindeyim.

Ötekileştirmenin türlerini ince analizlerle tek tek sıralayan Doç. Dr. Murat Sülün, "eğer insanlar biz ve öteki diye ikiye ayrılacaksa "iman ve İslam dairesindekiler" ve "ötekiler" diye ayrılmalıdır. Ama bu iki kavramı, basit terim anlamları ile düşünmek olmaz" diyor ve açıklıyor:

"Bir insan, hangi inanış, mezhep ve meşrepten olursa olsun, insanlar, onun elinden, dilinden, belinden salimse; can, ırz-namus, mal, akıl ve inanç alanlarında ondan zarar görmüyorlarsa, bu tip kimseler, iman ve islâm dairesinde sayılmalıdır. Buna karşılık, bizimle aynı inanış, mezhep ve meşrepten olsa da, insanlar onun dilinden, elinden ve belinden sâlim değilse; insanlara can, ırz-namus, mal, akıl ve din güvenliği alanlarında zarar veriyorsa, bu tip kimseler de iman ve İslam dairesinden çıkartılmalıdır. Kimin neye inandığı Allah ile kendisi arasındaki bir şeydir. İnsanlık bahsettiğimiz anlamda iman-islam dairesi içinde yer alan herkesle birlik ve beraberlik içinde olmaya çalışan herkesle birlik ve beraberlik içinde olmaya çalışıp, bu dairenin dışında kalan herkesten teberî etmek durumundadır"

Yaşar iliksiz - Haber 7
yasar@yasariliksiz.com
@yasariliksiz
www.yasariliksiz.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL