Türkiye üzerine İngiliz Projeleri (3)
Batı dünyası, İngiltere önderliğinde her fitneyi deniyor, projesini adım adım yürürlüğe koyuyordu.
Batı baskısıyla ilân etmek zorunda kaldığı “Tanzimat Fermanı” bile onu kurtaramadı. Kırk yaşını göremeden kahrından öldü. Yerine Sultan Abdülâziz geçti.
O da Avrupa’ya yaranmaya çalıştı. Avrupa gezilerine çıktı. İngiltere ve Fransa’ya gitti. “Sizdeniz” mesajı veriyordu, ama mesajı alan yoktu. Duymuyor, görmüyor, bilmiyorlar, varlığımızı bir türlü kabullenemiyor, verdikleri hiçbir sözü tutmuyorlardı.
Sultan Abdülâziz, 30 Mayıs 1876 darbesi sonucu tahttan indirildi. Gözaltında bulundurulduğu Feriye Sarayı’nda 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu. Dış mihraklarla hainlerin işbirliği sonucu katledilmişti. Yerine geçen Sultan V. Murad iseüç ay içinde “deli” damgası vurularak tahttan indirildi.
Sıra II. Abdülhamid’i denemeye gelmişti. Çeşitli pazarlıklar sonucu tahta çıkardılar (1876). Bu, komplocuların en büyük hatası oldu: Amaçlarına ulaşmaları 33 sene gecikti.
Sultan II. Abdülhamid döneminde, İngiliz oyunu ilk kez sekteye uğrayıp durakladı. Osmanlı bir ölçüde toparlanmaya başladı.
Hemen tahttan indirilmesi lâzımdı, ama bu iş hiç de kolay değildi. Çünkü Padişah hem çok zeki, hem de sezgisi çok yüksek bir siyasetçiydi. Çok iyi de istihbarat alıyordu.
Dört askeri tıbbiyeli öğrenciye hemen bir cemiyet kurdurdular. İlik ismi “İttihad-ı Osmani” olan bu cemiyet kısa süre sonra İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne dönüşüp baş döndürücü bir hızla büyüdü, son derece etkili bir siyasi oluşum haline geldi.
Tek amacı Sultan II. Abdülhamid’i tahttan indirmekti. Bu yolda meşru yöntemlerin yanı sıra her türlü gayri meşru yöntemleri de kullanıyordu.
Bu arada; padişah, hilafet gücünü de kullanarak İslâm dünyası üzerindeki etkisini artırmış, Filistin’de bir Yahudi Devleti kurulmasını kesin bir dille reddetmekle kalmayıp, İngiltere vatandaşlarına ve Yahudilere toprak satışını yasaklamış, hatta bölgeyi üzerine tapulamıştı.
İngiltere’nin böyle bir gecikmeye tahammülü yoktu. Padişah (Sultan Abdülâziz) katletmeyi bile göze alan fitne, bu kez Abdülhamid’i bertaraf etme kararı vermişti.
İttihad ve Terakki sayesinde orduya fitne soktular. Kolağası Resneli Niyazi Bey’le Enver Bey (sonra Paşa), Sultan II. Abdülhamid’e karşı savaşmak üzere isyan edip dağa çıktılar: Ortalık karman-çorman oldu.
Ne yaptılarsa, siyaset allamesinin “idarî dehâ” olarak tescil ettiği Sultan II. Abdülhamid’i aşamadılar. Dönemin gazeteleri ile dini hassasiyetlerini kullanarak çeşitli dezenformasyonlarla Abdülhamid aleyhine yaptıkları propagandalar işe yaramadı.
“Diktatör” dediler tutmadı, “hırsız” dediler olmadı; nihayet “eli kanlı katil” anlamında “Kızıl Sultan” (Sultan le rouge) diye saldırdılar, “Ermeni patırtısı” çıkardılar, hatta defalarca suikast tertiplediler; yine de Abdülhamid Han’ın padişahlık ve halifelik sıfatlarından beslenen iradesini aşamadılar.
Ne var ki, “İngiliz oyunu” sınır tanımıyordu. Bu kez de ordu içindeki ve Meclis-i Meb’usan’daki yandaşları vasıtasıyla “31 Mart Olayı”nı tezgâhladılar. Bu işi tezgâhlamak için İngiltere çok para saçtı.
31 Mart Olayı, Selanik (Hareket) Ordusu ve nihayet tahttan indirme oyunu…
Ne yazık ki “hâl fetvası” İngilizler tarafından değil, bizden birileri tarafından yazıldı, mühürlendi, imzalandı, “dindar” padişah “dinsizlik”le suçlanarak tahttan indirildi.
-
Yıldırım 9 yıl önce Şikayet Etderede 2 balık kavga etse oradan 5 dakika önce mutlaka kırmızı ceketli İngiliz geçmiştir. Kızıldereli Atasözü bunlar bu kadar alçak hainBeğen
-
osman bağcı 9 yıl önce Şikayet Etadamlar hiç kendini geliştirmemiş hep aynın taktikle geliyorBeğen