Maske tak.
-Takmam.
Aşı ol.
-Olmam.
Yerlisi çıkınca olur musun?
-Yine olmam.
O zaman eve kapan.
-Kapanmam.
Hiç değilse test yaptır, virüs kaparsan başkasına bulaştırma.
-Yaptırmam.
Salgından sen nasıl korunacaksın, toplum nasıl kurtulacak o zaman?
-Salgın falan yok. Basit grip. Pandemi değil, ‘plan’demi.
Ama insanlar ölüyor.
-Kayıtlar yalan söylüyor.
Etrafımızda bizzat şahit olduklarımız, kaybettiklerimiz var.
-Tedavi için kullanılan ilaçlar öldürmüştür.
E tamam, sen aşı olma o zaman.
-Siz de olmayın.
Şüphe etmek başka, emin konuşmak başka. Bunu neye dayanarak söylüyorsun?
-Öyle diyorlar.
Koskoca devletler bilmiyor da siz mi biliyorsunuz?
-Sen bizi dinle. Bütün aşılılar ölecek.
Ama yoğun bakımlar aşısız dolu.
-İnanma bunlara.
İyi de kardeşim, veriler açıklanıyor, ölenler hep aşısız.
-Aşı öldürecek, aşı.
Bütün devletler halklarını öldürmeye mi çalışıyor yani?
-Bill yapıyor, Bill.
En çok korunan devlet adamları ilk aşı vurulanlar oldu. Sen daha mı kıymetlisin?
-Numara bunlar, inanma.
Tamam sen aşı falan olma ama başkasının vebaline girme hiç değilse.
-Aşı olanlar ölmeye başladığında sen vebalini nasıl ödeyeceksin, onu söyle?
Yahu aşıyı öneren devlet, ben niye vebal ödeyeyim? Sırf bunun için bilim kurulu var. Bunlara güvenmeyip ne yapacağız?
-Onlar Bill’in kurulu. Sen bize güven.
Sen kimsin be adam? Tıpta otorite misin?
-Bizim gibi düşünen doktorlar var. Onları dinle.
E ben onları da dinliyorum; “deney sıvısı” dedikleri aşılar bahsettikleri gibi sonuçlara yol açmazsa, aşı olmadığı için ölenlerin hesabını verecekler mi?
-İnşallah hepsi ölecek ve biz haklı çıkacağız. Bizi dinlemediğiniz için de hiç üzülmeyeceğiz. Göreceksiniz!
Kardeşim, bugün aşı olmadığı için insanlar ölüyor. Siz gelecekte aşılılar ölsün de haklı çıkalım diye dua ediyorsunuz. Bu nasıl bir gözü dönmüşlük!
-Öleceksiniz, hepiniz öleceksiniz!
Allah akıl, fikir versin. Madem tehlike yok, virüsü kaparsanız tedavinize devlet karşılamasın öyleyse.
(Bundan sonrası hakaret, tehdit, tıpla uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların ukalalıkları. Tıpkı bu yazıdan sonra olacaklar gibi.)
Yeri gelmişken şunu da belirteyim; linç edilme korkusuyla pek çok yazar bu işe girmez, karşılarında hayli fanatik bir yapı var çünkü. Şimdi bizi de Bill’in adamı falan ilan ederler hatta. Ne diyeyim, “canları sağ olsun”.

Türkiye Gazetesi